• "yalnız sen mart doğumlu olduğuna göre balık burcusun ben seni çok ağlatırım " dedi. peki hocam dedik. :(
  • yurekten baglı olduğum ınsan. yuksek lisans surecinde tanıstık. bir yıl kan kusturdu bana. sonra cidden emek verdıgımı gorerek sokak kedisi sahiplenir gibi sahiplendi beni . ve herseyden önemlisi onu sevdim. sevınce hersey daha kolay oldu, tez bile. tesekkur kısmında canım hocam hıtabını kullanmıştım kendisine. cunku cidden canım olmustu. yuksek lısans tez savunmamda tebliğ anında gozlerım doldu ve utanmadan agladım jurının onunde. orada sarılıverdık birbirimize hıc unutmam. hocam geçenlerde docent oldugu haberini verdi bana ben oturdum hungur hungur agladım mutluluktan. oyle yurekten baglıyız birbirimize. doktorada da beraberiz. umarım muhabbetimiz daim olur ve aramız hıc bozulmaz. en ufak bırsey beni oyle uzer ki ona dair. allah sınamasın.
  • bu aralar aramızda garip garip diyaloglar yaşıyoruz. okul yönetimiyle, sayesinde yaşadığım sıkıntılar sonucunda aramızda geçen diyalog şöyle:

    tez danışmanı : hani siz pozitif düşünen, pozitif enerjili biriydiniz, ne oldu pozitifliğinize ?
    ben: hocam pozitiflikte bir yere kadar. metin haranın bile pozitif enerjisi adriana limayla ayrılmasına engel olamadı. benim pozitif düşüncem mi yönetimin kararını değiştirecek.
  • kadının çok hakkı geçti ya. yalan yok tezi o mu yazdı ben mi yazdım belli değil. allah razı olsun
  • çok önemlidir.size akademia yı sevdirir ya da nefret ettirir
  • eğer tez danışmanının size birşey öğretmeye niyeti varsa, sizi sürekli rahatsız ederek tez sürecinden kopmamanızı sağlar. birşeyi bilmek maharettir ama onu öğretebilmek daha değişik bir maharettir. öğrenmeyi ve öğretmeyi bilen kişilerle çalışmak sizi yorar ama bunun sonunda siz bile kendinizdeki değişime inanamazsınız. buradan oya hocam'a selamlarımı ve saygılarımı synarum
  • suratsız ve aksi adamın teki. bu yüksek lisans nasıl biter hiç bilmiyorum.
  • alıntı;
    doktora tezi
    bir tavşan önüne bir daktilo almış, tak tuk tak tuk birşeyler yazıyor.
    oradan geçen bir tilki:
    - hey tavşan, ne yazıyorsun?
    - doktora tezimi yazıyorum.
    - ha öyle mi, çok güzel, ne hakkında?
    - tavşanların tilkileri nasıl yedikleri hakkında.
    - yok canım, olur mu öyle şey, hiç tavşanlar tilki yerler mi?
    - olur canım, gel istersen, sana ispat edeyim.
    beraberce tavşanın yuvasına girerler. biraz sonra tavşan tek başına çıkar ve yine daktilosunun başına geçer, tak tuk birşeyler yazmaya devam eder.
    daha sonra oradan geçen bir sırtlan, tavşanı görür.
    - hey tavşan, ne yazıyorsun?
    - doktora tezimi.
    - ne hakkında?
    - tavşanların sırtlanları yemesi hakkında.
    - yayınlamayı düşünmüyorsun herhalde, buna kim inanır?
    - gel istersen göstereyim...
    yine beraberce yuvaya girerler. tavşan biraz sonra tek başına dışarı çıkar.
    tavşanın yuvasını merak mı ettiniz ? manzara şudur:
    bir köşede tilkinin kemikleri... bir köşede sırtlan kemikleri...
    diğer köşede ise tavşanın doktora danışmanı aslan, kürdanla dişlerini temizliyor!
    ana fikir ve sonuç:
    doktora tezi yapmak için, tezin ne olduğunun önemi yoktur. konunun da önemi yoktur.
    önemli olan, tez danışmanıdır ....
  • tezini nasıl yazamazsın itinayla öğretir.
  • tez direktorumun doktorasini aldigi okulun kabul orani %9, ivy league mezunu bir hayvan.
    adamin bir falakaya yatirmadigi kaldi.

    hayati oneme sahip, ne kadar tassakli bir direktor secerseniz o kadar da ince eleyip sik dokuyacaksiniz ama meyvesini sonra yiyeceksiniz.
hesabın var mı? giriş yap