• guzel bir mohawks sarkisi.
  • ilk entryde belirtilenin aksine filmdeki çocuk beş değil sekiz yaşındadır. sürekli ağlar filmde. hep ağlar. her zaman ağlar. mütemadiyen ağlar. daima ağlar. ağlar yani. ama sevimlidir kerata, o yüzden gıcık kapmazsınız. zaten niye kapasınız ki, çocuğun başına bir yığın kötü olay geliyor tabi ki ağlayacak ulan vicdansızlar. ama babası dövüşürken ağlamasa iyi olurdu. adam orada dövüşüyor, maçı kazanmaya çalışıyor bu velet gözyaşları içinde "şampiyon lütfen devam etme lütfen şampiyon" diyor. iyi ki rocky'de maçın heyecanına turrrup sıkan böyle bir velet yoktu. sylvester stallone kral adam tabi, biliyor işi. girmiyor öyle anti kuntin işlere.
  • muhtemelen hayatımda ağladığım ilk filmdir.

    --- spoiler ---

    ocağın yansın meksikalı boksör

    --- spoiler ---
  • çocukluk travması bir film. dün seksenler sırasında konu oldu. gözlerim doldu hemen. bakıverdim: the champ 1979 da çevrilmiş, 13 ekim 1980 de türkiyede gösterime girmiş.

    neler oldu? şampiyon ne idi? (az sonra )

    çocuğum. mahallemizin devasa sinemasında bi hafta bruce lee bi hafta kara murat filmi oynardı geniş bir yaş grubu ekip hafta içi giderdik. arada da oturaklı filmler oynardı, buna da ailelerle gidilirdi. malum film de gelmiş bir gün. benim olayım bambaşka hikaye.
    (şimdi sinema kısmını unutalım)
    mahallede evde komşuda sohbetlerde giderek artan bir şampiyon da şampiyon hadiyin gidelim lafı var. ben de içimden yahu şu kokoreç nasıl bir anda böylesine talep alır diye düşünüyorum. çocuk işte.(gelinceyi duymamışım ekle bana 5 sağır öküz puanı)

    velhasıl bir gün heyecan yükseldi. hadi şampiyona gidiyoruz bugün denildi, bana kokoreç severmisin sevmezmisin soran yok. cevabımı vermişim gibi sen de geliyorsun dediler. çıktık yola. ee sinemaya gidiyoruz. afalladım (öncesinde afişleri görmemekten ek 10 kör öküz puanı)

    ne filmiydi acaba?
    salonun kapısına vardık, aa rocky (o da 1976 filmidir) bu lan. yanında şirin bi velet. şampiyondan durumu çakmamam öküzlük puanımı 3 ile çarptı. daha bileti almadan feci derecede gıcık oldum filme.

    işte bu nedenlerle filmi biraz uzaktan, tiskinerek, bir eleştirmen edası ile yani farklı gözle izledim. spoilerde sakınca görmüyorum.

    ---spoiler---

    afiş isim falanla rocky aragazı almış erkekler salonda büyük umutla şampiyonun rakiplerinin ağzını burnunu dağıtacağı anları bekliyorlar. dişi nüfusu bitiren ise o afişteki sarışın bir velet. dakika bir herkes iyimser.
    çocukta bir küçük emrah havası, olaylarda ise kanıksadığımız türk filmi melodramı var.
    film ince ince oysa bile salonda iyimserlik daim. böyle sürüp gidiyor.
    ben hafiften sıkılıyorum. (2 öküz puanım silindi)

    filmin sonu geldi, işte boks maçıbaşlıyor.
    yönetmen her dakika, bir amerikan filmi mucizesi ummayın mesajını vermiş, coşkulu kalabalık inanmamış.
    olacak olan oluyor: şampiyonu kaybediyoruz. (kalabalığa entegrasyondan 3 puandan daha kurtuldum)

    öküzüm diyeni hüngürdeticek sahne başlıyor:
    ricky schroder veledi bir ağlıyor, bir ağlıyor, sorma... hayal meyal hatırladığım: kamera burnuna kadar girmiş, tüm perde çocuğun surat. sahne bitmiyor gibi. çocuk ağlıyor zaman geçmiyor.
    sinemanın ses düzeni coştu sanırsın, yer gösterici dahil tüm sinema hüngürdemekte.

    ve laps film bitti ışıklar yandı. milletin öyle kalakalacağını sanıyordum, ama kırmızı gözler yas yürüşü yaparak sinemayı boşalttı.
    çıkışta yönetmene en samimi şekilde ana avrat sövenleri duydum.
    kimileri gözyaşlarından görme kaybı yaşamıştı yanındakilere böğürüyordu: nooldu lan anlatsanıza şeyden sonra, konuşsanıza lan, lan bi ağlamayın da anlatın.
    ---spoiler---

    işte böylesine büyük-küçük, öküz-sulugöz dinlemeden herkesi oturma organıetmiş bir filmdir.
    ben de sağlam ağlamıştım.

    şimdi bile filmin konusunu anlat desen gözüm dolar. (öküzlük puanları silindi)
  • küçük bir çocuğun koca filmi sırtlayabileceğini gösteren unutulmaz filmdir.
  • --- spoiler ---

    türkçesiyle "şampiyon", 1979 abd yapımı unutulmaz melodramatik filmdir. film, türkiye'de ekim 1981'de gösterime girmiştir. senaryosunu walter newman'ın frances marion'un hikâyesinden uyarlayıp yazdığı filmi, italyan yönetmen franco zeffirelli yönetmiştir. zeffirelli'nin abd'de çektiği bu ilk filminin önemli rollerinde jon voight, faye dunaway, rick schroder, jack warden, arthur hill ve strother martin oynamışlardır. "şampiyon", çocuk oyuncu rick schroder'ın (filmde ricky schroder olarak yazılmıştır) ilk filmidir ve bu film için 3.000 çocuk arasından seçilmişti. film çekildiğinde ise oyuncu henüz 8 yaşındaydı. filmin konusu şöyledir; yıllar önce ringlerden uzaklaşmış olan eski boks şampiyonu billy (jon voight), karısından ayrılmış ve kendisine adeta tapan küçük oğluyla (rick schroder) birlikte yaşamakta, önemsiz maçlara çıkarak içki parasını denkleştirmektedir. bu esnada ortaya çıkan eski karısı, çocuğunun vekaletini isteyince, iyice yaşlanmış ve çaptan düşmüş bu eski boksör oğlunu tekrar kazanmak için ringlere geri dönecektir. sinema tarihinin en çok gözyaşı döktürmüş filmlerinden biri olan "şampiyon", açıkça duygu sömürüsü yapmaktadır; ama bunu zeffirelli'nin ustalığı ile oldukça düzeyli bir şekilde yapar. "şampiyon", 1931 tarihli king vidor filmi the champ'ın yeniden çevrimidir; filmin başrol oyuncusu wallace beery, o filmdeki rolüyle oscar kazanmıştı. film, 1953 tarihli the clown'ın da (tr: palyaço) bir yeniden çevrimi sayılır. o film de yine frances marion'un aynı hikâyesinden uyarlanmıştı; ama o filmde jon voight'un rolünü oynayan başrol oyuncusu red skelton, boksör değil palyaçoydu. sert bir spor dalı olan boksu konu eden bu melodramatik filmin oldukça seyrek rastlanan da bir tarzı vardır; duygusallık dozu oldukça yüksek olan film için "kadınlar için çevrilmiş bir boks filmi" ifadesi kullanılmıştır. filmin tanıtım sloganı ise şöyleydi; "şimdiye kadarki en dokunaklı aşk üçgeni - bir baba, oğlu ve aralarına giren kadın". film, türkiye'de türkçe dublajlı olarak gösterime verildiğinde jon voight'u mümtaz sevinç, rick schroderasuman oral, faye dunaway'i ise olcay poyraz seslendirmişlerdi. seslendirme yönetmeni ise ayşegül girgin'di. film, türkiye'de de büyük ilgi gördü aylarca gösterimde kaldı, televizyonda da gösterildi. en iyi özgün müzik dalında oscar'a aday gösterilen film, çocuk oyuncu rick schroder'a altın küre ödülü kazandırmıştı. filmin unutulmaz son sahnesi ise şöyledir.

    oyuncu kadrosu
    jon voight ... billy
    faye dunaway... annie
    rick schroder ... t.j.
    jack warden ... jackie
    arthur hill ... mike
    strother martin ... riley
    joan blondell ... dolly kenyon
    mary jo catlett ... josie
    elisha cook jr. ... georgie
    stefan gierasch ... charlie goodman
    allan miller ... whitey
    joe tornatore ... hesh
    shirlee kong ... donna mae
    jeff blum ... jeffie
    dana elcar ... hoffmaster

    filmin diğer versiyonları
    1931 - the champ - yönetmen: king vidor, şampiyon: wallace beery (oscar kazandı), oğlu: jackie cooper. film, en iyi yönetmen ve en iyi film dallarında oscar'a aday gösterildi. en iyi senaryo ve en iyi erkek oyuncu dallarında bu ödülü aldı.
    1953 - the clown - yönetmen: robert z. leonard, başrolde: red skelton. bu filmde red skelton boksör değil, bir palyaçodur.
    1979 - the champ (şampiyon). filmin çocuk oyuncusu rick schroder altın küre ödülünü kazandı.

    imdb.com - http://www.imdb.com/title/tt0078950/

    wikipedia - https://en.wikipedia.org/…iki/the_champ_(1979_film)

    vikipedi - https://tr.wikipedia.org/…iki/şampiyon_(film,_1979)

    trailer - https://www.youtube.com/watch?v=bzy04-uwe00

    --- spoiler ---
  • t.j'in şu oyunculuğuna bakar mısınız allah aşkına tık!

    tüyler diken diken.

    bunu izlemişsinizdir tabii ama saygı bağlamında koyayım yine buraya.
  • dünyanın en hüzünlü filmidir... ben demiyorum, bilimsel araştırmalar diyor aha buyrun.

    şöyle bir özet geçeyim ama hepsini okumalı:

    biliminsanlari deneylerinde birini hüzünlendirmek istediklerinde bu filmin son sahnesini kullanıyorlarmış hep. depresif insanların depresif olmayan insanlara göre ağlamaya daha yatkın olup olmadıklarını (yokmuş öyle birşey); insanların üzgün olduklarında daha fazla para harcamaya meyilli olup olmadıklarını (öyleymiş hakikaten); yaşlı insanların gençlere nazaran üzüntüye karşı daha hassas olup olmadıklarını filan anlamak için hep bu film kullanılmış. beslenme ile alakalı deneylerde bile kullanıldığı olmuş...
  • çocukken salya sümük izlediğim bir filmdi. şimdi ise o kadar duygusuzca seyrettim ki kendimden ürktüm. otuz yılda ben mi duygusuzlaştım, dünya mı daha beter hale geldi bilmiyorum.
  • türkiye'de çekilmiş muadili kesinlikle babam ve oğlum olan filmdir, sonlarına doğru ağlamaktan ciğeriniz solar.
hesabın var mı? giriş yap