• the elder scrolls serisinin ilk oyunu. bethesda softworks bilmem kaçıncı yılı münasebetiyle bedavaya dağıtmaktadır. dosbox sayesinde mac os x te bile oynanabilmektedir.
    http://www.elderscrolls.com/…ds/downloads_games.htm
  • biraz önce ilk kez bitirdiğim, the elder scrolls serisinin başlangıç oyunu. 94 yılında yapıldığını göz önüne aldığımızda gayet güzel bir fps/rpg. o yıllarda çıkmış bir oyuna göre hikayesi, grafikleri, sesleri ve oynanabilirliği de gayet yeterli. pc mı vardı hem, tetris oynardık o zamanlar... neyse, rpg oyunlarını seven biri olarak elder scrolls serisine hiç bulaşmamıştım. herkes morrowind’dan başla diyordu ama huyumdur bir serinin ilk oyunu nes ortamında da olsa ilk onu oynarım. iyi ki huyumdan vazgeçmeyip seriye de bu oyunla başlamışım, gayet keyifliydi bitirmesi.

    bu oyunla ilgili uzun zaman sonra aklımda kalacak iki şey var sanırım. biri vendorlarla yaptığım sıkı pazarlıklar. bildiğin türk işi. adam heal potunun teki 50 gold diyor. tamam 100 tane istiyorum diyorum, çıkarıp 3000 gold veriyorum. adam hacı tamam pazarlık yapıcan belli ama bari doğru dürüst bir şey ver diyor. 3500 diyorsun, ı ım en ucuz 4500 olur diyor. böyle böyle devam edip 5000 gold bayılacağınıza 4000 ile falan kapatabiliyorsunuz. böyle anlattığıma bakmayın çok gırgır cümleler söylüyor npcler. aynı şekilde satmak istediğiniz, kullanmadığınız zırhları falan da verdiği paradan fazlasına satabiliyorsunuz ihtiyacım var diyerek.

    ikincisi daha iki-üç levelken falan şehrin birinin kralından görev almaya kılıcımı sallaya sallaya giderken yanlışlıkla önüme gelen iki sivil vatandaşı doğrayıp, akabinde 4-5 zırhlı askerin üzerime çullanıp oracıkta hakkın rahmetine kavuşturmasıydı beni. bunu hatırlamasam da olurmuş gerçi... sonuçta retro oyunları, özellikle rpg sevenlerin oynaması gereken bir oyun. dosbox yardımıyla her işletim sisteminde çalışıyor. bu oyundan sonra benim gibi hevesle sırada daggerfall var diyeceksiniz muhtemelen.

    ***

    100 üzerinden değerlendirirsek;

    grafik/ambiyans: 73 *
    ses/müzik: 72
    konu/hikaye: 78
    kontrol/oynanabilirlik: 81
    eğlence: 82

    sana ortalama puanım kanka: 77.2
  • gece saati sokaklarda gezdiğinizde haydutların saldırısına uğrayıp üzerinizde taşıdıklarınızı çaldırdığınız oyun. gece olduğunda hana gidip dinlenmeniz gerekiyordu.
  • serinin ilk oyunu hakkında fazla entry girilmemesi üzücü. bu sebeple elimden geldiğince, özellikle yeni serilere hakim olup da ilk oyunu bilmeyenler için aktaracağım.

    ilk olarak oyun yakın zamanda steam'e ücretsiz bir şekilde geldi. steam'e gelmesinin şöyle güzellikleri var: oyun çok eski (sene 1994) olduğu için bilgisayara kurarken bir ton cefayla uğraşmıyorsunuz. bilen bilir normalde dos oyunları kurarken bir ton kodla uğraşarak yüklemeniz gerekir. steam'de ise tek tıkla giriyorsunuz oyuna.

    diğer bir avantajı da steam'in bulut depolamasında kayıt dosyasının saklanması. oyun silinse de etse de kaldığınız yerden devam edebiliyorsunuz.

    şimdi oyun hakkında maddeler halinde bilgi verirsek:

    1- oyunda elder scrolls haritasının, yani tamriel kıtasının tamamı bulunuyor. adamlar 1994'te tamriel'i oturup tasarlamışlar. o yüzden oyunun oldukça büyük bir haritası bulunuyor. hatta resmi kaynaklar belirtmemiş olsa da 9 milyon km2'nin üzerinde olduğu tahmin ediliyor. serinin son oyunu olan skyrim'in toplam haritasının 37 km2 olduğu göz önüne alınırsa büyüklükten kast edilen şey daha iyi anlaşılacaktır. bu oyun, dünyanın en büyük oyun haritalarından birine sahip.

    2- oyunun günümüzden ilginç olan bazı detayları bulunuyor. mesela kılıçla savaşmak için gerçekten kılıcı fareyle savurmanız gerekiyor. bu oldukça akıllıca yapılmış bir dövüş dinamiği.

    3- oyunun toplamda 10 tane ana görevi, sayısız yan görevi bulunuyor. 10 ana görevden ilki, bizim de oyunun başında mahsur kaldığımız zindan oluyor. yalın bir şekilde başladığımız zindandan kurtulmak için akıllıca hareket etmek gerekiyor, yoksa oyunun daha başında patates olmamak içten bile değil. bu yüzden bulabildiğiniz veya düşmanlardan elde ettiğiniz eşyaları değerlendirmeniz gerekiyor. oyunda can doldurmak için kamp kurarak dinlenmeniz gerekiyor fakat düşmana açık bir alanda bunu yapmak da riskli. can doldururken sürekli düşmanlarla karşılaşıyorsunuz. yine de zindan da, özellikle de sakin bir yerde kamp kurarak can doldurmak gayet mümkün. tavsiyem her kamp kurmadan önce kayıt almanız yönünde, yoksa ölürseniz direkt ölüyorsunuz ve oyun bitiyor.

    aslında d&d mantığıyla güzel bir hikaye oluyor bu şekilde bitmesi ama oyunun sonunu görebilmek kayıt almadan pek mümkün değil. şunu da belirteyim, oyunun başındaki zindanda eşya düşürmek de avantaj sağlıyor.

    4- oyundaki yan görevler 7 çeşit: artifact (özel eşya) bulma, kanunsuz yakalama, bir eşya getirme, bir karaktere yoldaşlık etme, yaratık öldürme, birini kurtarma ve eşya teslim etme.

    5- oyunda yaşanan gelişmeleri öğrenmek için insanlarla konuşabiliyoruz. komik diyaloglar da yaşanıyor. bazen annesinin köyden geldiğini falan anlatıyorlar. bildikleri bir görev varsa bunu da sorabiliyoruz. görevleri bu şekilde öğrenebiliyoruz.

    6- oyunda diğer elder scrolls'larda olduğu gibi hırsızlık yapma var.

    7- birçok oyunda olmayan bir detay var ki bence rol oyunlarında kesinlikle olması gerekiyor: pazarlık yapabiliyoruz. gerek bir eşya alırken veya bir eşya satarken direkt al sat yapmanın dışında dişe diş pazarlıklara oturabiliyoruz. mesela bir eşya için 30 altın dediyse iyi bir pazarlıkla 23 altına alabiliyoruz. tabi fazla ısrar edince de teklifi beğenmezse "yürü git işine, satmıyorum" diyebiliyor.

    toplu bir şey alırken de indirimler yapıyorlar.

    8- oyunda hızlı seyahat var. ctrl + m tuşuyla tamriel haritasını açıp istediğimiz yere gidebiliyoruz. yalnız gün sayısına vs. dikkat etmek gerekiyor.

    9- oyunun haritası büyük olduğu gibi şehirler de büyük. neyin nerede olduğunu bilmediğiniz için keşfederek kendiniz haritaya yazıyorsunuz. market, tapınak, taverna gibi yerlerin harita üzerinde kapısının önünde kare (piksel) bulunuyor. bu, oranın açık olduğunu gösteriyor.

    10- gece sokaklarda gezmek tehlikeli. genelde haydutlar çıkıyor karşınıza ama bunların bir güzel yanı da var. özellikle insani (humanoid) düşmanları öldürdüğünüzde üstünde giydiği bütün seti alabiliyorsunuz. bu şekilde de güzel para kasılıp marketten daha iyi zırhlar veya silahlar almak mümkün.

    11- önemli bir detay vereyim. klavye ayarlarını değiştirmek için ctrl+f1 seçiyorsunuz. daha doğrusu oyunun kendisinde klavye ayarları olmadığından burada, tuşlardaki aksiyonu değil, ilgili bir tuşa bastığınızda hangi tuşa basması gerektiğini belirliyorsunuz: yukarı ok yerine w gibi.

    12- yetenekler hakkında da bilgi verelim kısaca, zira çok anlamlı yapılmış burası da:

    str (strength): bir klasik olarak, fiziksel hasarı arttırıyor fakat bunun yanında taşıma kapasitesini ve zıplama şiddetini arttırıyor.

    int (intelligence): büyü puanını (spell point) arttırıyor ve büyü direncini arttırıyor fakat zekamız arttıkça aynı zamanda daha iyi pazarlık yapabiliyoruz.

    wil (willpower): mental gücü temsil eden bu yetenek, büyülere direnç kazandırıyor fakat aynı zamanda pazarlık yapma yeteneğimizi arttırıyor.

    agi (agility): yakın dövüşte düşmana vurabilme ihtimalimizi yükselten bu yetenek, düşmanın yaptığı fiziksel veya büyü saldırılarından da sıyrılmamıza imkan tanıyor. aynı zamanda hırsızlık becerilerimizi arttırıyor, daha iyi yankesicilik ve kilit açabiliyoruz.

    spd (speed): hızlı hareket etmeyi ve uzaktan fırlatmalı silahlarda atış hızını arttırıyor.

    end (endurance): canımızı arttıran bu yetenek, iyileşme oranını (healing rate) ve yorgunluk direncini de arttırıyor. düşmanın yaptığı zehirlemelere karşı da direnç veriyor.

    per (personality): insanlarla olan iletişim becerilerini arttırıyor.

    luc (luck): şans faktörünü arttırıyor. karşılaştığımız hemen her durumda (saldırı, savunma, yankesicilik vb.) güçlü bir etkendir. ortalaması 50 kabul edilir.
  • en zor es oyunudur.
    minecraft çıkıncaya kadar yapılmış en büyük oyun haritasına sahiptir.
    94 senesinde bu nası mümkün oldu derseniz cevabı basit : procedural generation.
    yani karakteriniz etrafındaki dar bir alanı görebiliyor ve haritanın bölgeleri siz ilerledikçe açılıyor ve geride kaldıkça kapanıyor.
    aynı sistemi 99 da silent hill oyunu da sis ile yapmıştı.
    tüm tamriel haritası vardır bu oyunda, kıtanın bir ucundan diğerine karakterinizi yürüterek götürebilirsiniz ki gerçek dünya zamanıyla haftalar alır. tabi haritanın büyük kısmı dümdüz ve boştur.
    günümüz standartlarında artık oyuncu kesiminin çok büyük kısmı için oynanamaz bir oyundur. birkaç sebebi var:
    1- kontroller çok hantal. haritada ilerlemek ve etkileşime geçmek ok tuşları ile. w-a-s-d nin standart olmadığı bir zamandan bahsediyoruz .
    2-ses dizaynı toptan çöp. arkanızdan biri mi saldırıyor, 3 metre ötesini göremediğiniz zindanda hemen önünüzde aslında yaratıklar mı var vb... bunu bilebilmeniz nerdeyse imkansız .
    3- oyun zor, aşırı zor. tam anlamıyla bir hardcore rpg klasiği. doksanlarda rpg bugünkü gibi popüler değildi ve fazla rpg oyunu yoktu. oldukça niş bir kitleye hitap ediyordu. dönemin diğer rpg leri gibi size muğlak bazı bilgiler veriyor görev hakkında sonra allah kolaylık versin. mesela x şehrinde hapishanede bi adam var onu kurtaracağız. bu hapishane nerde nasıl kurtaracağız kapıların anahtarları nerde bütün bunları kime soracağız vb... neredeyse hiçbir yönlendirme yardım yok tamamen kendiniz başa çıkmalısınız.
hesabın var mı? giriş yap