• ben mi çok eski kafalı kaldım bilmiyorum ama, daggerfall açıp oynamak bundan daha zevkli geliyor bunca grafiğe, dizayna, ahım şahımlığa rağmen.

    önünüze bir oyun sunuluyor, biraz uğraşsanız main quest birkaç saatte bitecek türden. resmen yan görevleri yapın yapın, yaptıktan sıkılınca oyunu bitirin diye yaratılmış.
    zamanında yenilikçi sayılabilecek, ama şimdi hantal kalmış bir level sistemini sürdürme dik kafalılığına sahipler ısrarla ki, insanı deli ediyor bir süre sonra.... oyunu kurduktan 1 saat sonra fark ediyor insan, gidip bir yerde oda kiralayıp hazırladığı dandik büyüleri cast edip 1-2 saat içinde normalde 1 hafta içinde atlanacağı kadar level atlamayı. hayır yani, hile hurda da değil ki bu sonuçta, çalışıp çabalayıp level atlıyorsunuz bir yerde? ama eğlenceli mi? hayır.

    bir de oyun boyunca level atladıkça tüm yaratıkların sizle beraber güçlenme saçmalığı var ki, değinmek bile istemiyorum... yaratık çeşitliliği ve zorluğun senaryoya paralel olarak ilerlemesi gibi gerçekleştirmesi nispeten daha zor şeylerden kurtulmak için aparılmış, denyoluğun daniskası...

    hayır bir oyun üstüne bu kadar uğraşıyorsunuz, bu kadar orjinal sayılabilecek görev oluşturuyorsunuz, atmosfer yaratayım diye -hoş pek başarılı görmesem de- bu kadar kasıyorsunuz... insan hiç mi dönüp geriye bakmaz, hangi sistematiğin üzerine kuruyorum tüm bunları diye?

    bunca sene kastıktan, milyonlarca dolar ve binlerce saat akıttıktan sonra, ortaya çıkan şeyin bu kadar gudik olması hakikaten gülünç geliyor bana... tehey lavuklar be...

    (birisi de çıksın lale savaşçıları kadar güzel bir oyun akışı koysun önümüze, üstünü grafikle sesle döşesin, çocuğumu keseceğim)
  • mage guild'e kabul edildikten sonra speed ve athletics boost u veren bir skill ile atınızı ferrari seviyesine çıkarabildiğiniz oyun. haritanın bir ucundan diğerine 10 dk da gidince şaşırıyor insan. (restoration skillinizi yükseltmeniz gerekiyor tabii ki.)
    seviye atlama sistemi kolay olsa da -durmadan iskelet yaratarak conjuration master olmuşluğum var- "canavar öldür seviye atla" sisteminden daha mantıklı olduğu kanaatindeyim. ayrıca bir kitapta sanırım; "güçsüz destruction büyüleriyle kendi etini yakarak gelişen büyücüler dahi vardır." gibi bir şeyler yazıyordu.
    main quest 2-3 saatte bitse, npc bolluğu olduğu için abuk durumlar ortaya çıksa da -mage guild'in başına geçtikten sonra bile size it gibi davranan salak mage guardlar- türünün üst seviyelerini hakeden bir yapımdır. ayrıca kimilerine göre gereksiz biçimde kullanıcı dostudur. gothic'i oynarken, karşılaştığınız her düşmanın sizden üstün olduğunu farkedince anlıyor insan bunu.
  • http://www.tesnexus.com/

    gibi harika bir siteye sahip olan oyun. oyun için bir çok eklenti indirebilir, yeni evler questler itemlar bulabilir, hatta komple şehir bile ekleyebilirsiniz.

    solace* i denemenizi öneririm, questlerini çok fazla incelemesemde ağaçların üstünde bir şehir çok hoş duruyor
  • morrowind'den sonra insani hayal kirikligina ugratan oyun. su bir gercek ki ustundeki cilayi bir kenara biraktiginiz zaman serinin ucuncu oyunundan bir kac gomlek eksiktir.
  • adını sık sık gidip geldiğimiz oblivion evreninden alır. ben ilk çıktığında adının tes 4 : cyrodill olmasını beklemiştim.
  • öncelikle ne olmadığını söyliyim: " şöyle bir iki gün kasıp bitireyim " denebilen bir oyun değil.

    her quest nerdeyse diğer oyunlardaki main questler gibi ve onlardan çok daha zevkli. guildlarla uğraşmaktan henüz main questi bitirememiş biri olarak, oyunda hırsız olarak kendime ikinci bir hayat edindim nerdeyse.

    oyun yapımcıları hayvan gibi uğraşmış bir sürü ayrıntıyla uğraşmış, ben bir de utanmadan oyun severler tarafından yapılan bir çok eklenti görev ve silahları da ekledim. sonra oyunu bitirmeyi bekliyorum. bitiremem tabi ki. daha shivering isles ve knights of the nine' tan bahsetmiyorum çünkü hiç başlayamadım bile.

    kısacası; işi gücü olanların oynamaması gereken bir oyundur.
  • elder of scrolls serisinin 4. rpg oyundur oblivion. dementia adlı bir haritası ve şehirleri vardır. türünün nadir rpglerinden biridir.
  • asıl paranın yaşça küçük oyuncularda olduğunu gören bethesda'nın bok yemesi. bu oyunda konu namına gıdım şey bulabilenlere bir daggerfall oynamalarını tavsiye ederim de, büyük ihtimalle grafikleri kötü gelir.
  • jauffrey diye bir mal var ki bu oyunda, eşi benzeri yok herifin. "kardeşiz, yoldaşız. beraber amulet'i bulacağız" falan dedi önce. ben de sonra gidip bunun atına binivermişim yanlışlıkla. herneyse efendim bizim bu can yoldaşı jauffrey kılıcı çekip bana girişmeye başlamaz mı? ulan pezevenk, altı üstü atına bindik ne oldu yani? hayvancağızı kasaba satıp etinin parasını mı saydık gözünün önünde? hadi onu yapsam bile, demin kardeş ayağı çeken adam 1 atın muhasebesini yapar mı lan? insanlar ölüyor bu oyunda. o kadar hayduttan, şeytandan kurtardık kıçını. ata binmeyi de bilmiyor zaten lavuk hep geriden geliyor. mallıkları bununla da sınırlı kalsa yine iyi. bu masada otururken gidip konuşmak için space'e bastım. bizim karakter bununla konuşmak yerine gidip masanın üzerindeki soğanı cebe attı ne hikmetse. yine pezevenkliğini konuşturup son ses "burada bir hırsız var, güvenlik! polis!" diye çıngan çıkarmaya başladı. sonra anladım ki değil 1 atın, 1 soğanın hesabını bile yapacak karakterde bir ibneymiş.

    sevmedim seni jauffrey.
hesabın var mı? giriş yap