• eliyahu goldratt in urunu, bir fabrikada endustri muhendisliginin jit ve bottleneck resolving yontemleriyle neler yapabilecegini anlatan, endustri muhendisi adaylarini gaza getirme potansiyeli yuksek kitap. kitabin kurgusu surukleyici, yazar daha bi okunur yapmak icin olayin kahramaninin aile yasantisini (ask mesk hesabi) da isin icine katmis, guzel olmus.
  • sistemde envanter neden olusur, bottleneck nedir, bottleneckle nasil gecinmek gerekir gibi temel endustri/uretim muhendisligi sorularini basit orneklerle roman formatinda cevaplayan guzel kitap.
  • (bkz: goal)
  • amiga'da bir futbol oyunu. grafik ve oynanabilirlik bakimindan zamaninda gorduklerimin en iyisiydi ancak gol atmak icin kalecinin ustune dogru topu surup tu$a basmak yeterliydi.
  • bottleneck'in ne oldugunu anlamayanin dövüldügü bir fabrikada gecen olaylar dizisi. icinde kadinlarin ne kadar anlayissiz ve küt kafali olduklarina dair bir cok delilin bulundugu bir yapit.
  • ne itmeli ne de çekmeli sistemin tek başına yeterli olmadığını savunan optimized production technology adlı üretim kontrol felsefesine ilham kaynağı olmuş yazarın kendisi kadar kıymetli kitabıdır. sıkıcı bir çok teknik kitabın aksine cümlelerine "karımla aram yine kötüydü" diye başladığından, dur bakalım bu adam nasıl bir üretim sistemi kurmuş ki karısıyla arayı düzeltmiş diye düşünmek kitabın ana fikrini vermese de, kitabı 3 saatte okuyup bitirmenize yardımcı olur.

    örnek verelim,

    bottleneck (darboğaz) konusunu şöyle anlatmıştır eliyahu goldratt;

    oğlu ile birlikte gittiği bir izci kampında bir şekilde çocuklara bakıcılık yapmak zorunda kalan abimiz, patikada çocukları birbirlerinden kopmadan yürütmeye çalışmaktadır. grubun dağılmaması gerekirken önde hızlı yürüyenlerin sürekli farkı açtığını ve grubun dağıldığını farkeder. karanlık çökmüştür ki aklına bir fikir gelir. en yavaş olanı grubun en önüne koyar ve sırayı bozmamalarını tembihler. en yavasın arkasındakiler adımlarını bi öndekine göre ayarladığından, grup en öndeki en yavasın hızında dağılmadan ilerler.

    sonuç şudur, bu izci grubunun darboğazı en öndeki yavas olandır. dolayısı ile hızlı olanı daha hızlandırmak sisteme fayda sağlamaz. en yavaş olanı hızlandımak ise grubu hem dağıtmaz hem hızlandırır.

    öyleyken böyle
  • endüstri mühendislerinin holly bibble i
  • sadece sistem üzerindeki dar boğazları kontrol ederek tüm bir üretim sistemini kontrol edebilineceği fikri kalbimi çalmıştır. güzel kitaptır.
  • kahramanı olan 38 yaşında, yüksek lisans yapmış fabrika müdürü olan endüstri mühendisi alex'in o yaşına kadar bir fabrikanın var oluş amacını bilmediği, bunu sorgularken de fabrikanın varoluş amacı olarak "buldum buldum teknoloji, yok yok şimdi buldum kalite!" gibi saçma sapan şeyleri düşündüğü fakat bizim şuradaki bakkal emmiye bile sorsan ilk duyacağın şeyi; para kazanmayı, yani karı düşünemediği bir kitaptır.

    alex'in, kibrit oyununda tüm kaselerdeki olası kibritlerin hepsini bağımsız değişkenmiş gibi hesaplaması (ve tabi daha sonra göt olması) bu adam nerede endüstri mühendisliği okudu, nerede yüksek lisans yaptı dedirtir. fabrikada üretim planlamada yapılan hatalar akıl alır gibi değildir!

    kitaptaki yazarın kendi avatarı olan jonah karakteri dışında (israilli, fizikçi, danışman - e ayıp, bari karakter adı da eliyahu olsaymış) tüm karakterlerin zeka, fikir yürütme ve anlama-algılama konularında çok büyük problemleri vardır (ki kitabın türkçe versiyonunun 3. baskısında sayfa 52-56 ve özellikle 233'te kitabı sinirden yırtıp atasınız gelir), bunun yanında semi-god jonah karakteri bilmem kaç kilometre ötede verdiği konferansın 10 dk.lık kahve arasını telefonda geçirip fabrikanın sorunlarını adeta superhero edasıyla çözer. bunu da direk yapmaz, karşısındakine soru sorarak buldurur (karşıdakinin akıl yürütmedeki zaafını tekrar hatırlayın) ki okuyan iyice delirsin dellensin.

    yazar kitabı yazarken sorunların cevaplarını bir söyleşide de söylediği gibi baş karakter alex'ten önce bulmamız için böyle bir yol izlemiştir fakat tuzu biraz fazla kaçırmış, kitaptaki karakterler yılan hikayesinin bir şeyi 4 defada anlayan karakterlerine dönmüşlerdir.

    yazarının gerçekten bir yazar değil, kitap yazmış bir fizikçi-danışman olduğu belli bir kitaptır. (julie-alex bölümleri hariç)

    tüm bu çemkirmelerime rağmen eğer karakterlere benden fazla sabır gösterebilirseniz, öğrettikleriyle daha net düşünmenizi sağlayan ve öğretilerini unutturmayan bir kitaptır.
  • finalde sorulacak olmasından dolayı en kısa sürede okumam gerek kitap.
hesabın var mı? giriş yap