• "en iyi çoban sendın , çunku hıç koyunun yoktu."
  • --- spoiler ---
    mecdelli meryem'in ölümü üzerine kahrolan isa'nın, tebdil-i kıyafet şeytan tarafından "olm sana karı mı yok, der iz onli van vumın in dı vörld, ama yüzleri değişik, kese kaadı.." sözleriyle kafalanması unutulmayacak, akıllardan çıkmayacak; cennet yurdumuzun "teselli edici yakın arkadaşları"nın şeytani yönüne vurgu yapan şahane bir detaydır.
    --- spoiler ---
  • 'günaha son çağrı' diye tercüme edilmişse de -bence- 'son tamah' veya 'isa'nın son tamahı' şeklinde bir çeviri hem romanın aslına, hem de 'temptation' kelimesinin manasına daha yakın olabilir.
    film çevrildiği zaman kıyamet kopmuş, bazı sinemalar kundaklanmış, oyuncular vs... tehdit edilmiş ve hatta bazı ülkelerde film yasaklanmış veya protesto edilmiştir.
    yanlış hatırlamıyorsam, ülkemizde de bu film ancak festival programında gösterilmiştir.
    filme duyulan tepkinin kaynağı ise 'çıplak isa' olmaktan ziyade; var olan hıristiyan teolojisinin isa peygamberin öğretisinden tamamen farklı olduğu ve hatta onun öğretisine rağmen uydurulduğu iddiasıdır.
    islam alemindeki tepki, tabii ki; peygamberin çıplaklığı ve tamahında odaklanıyordu. zira müslümanlar ne kilise kurumundan kendilerini mesul hissediyorlardı, ne de yapılan eleştiri onları rencide ediyordu! fakat peygambere için çizilen; uhreviyyetten ziyade şizofrene yakın karakter ve en sonunda 'çırılçıplak' şeviştirilmesini saygısızlık olarak addettiler. bu yüzden film hıristiyan alemi kadar, islam dünyasında da lanetlendi.
    herşey biryana, -sanırım- filimin yapımcıları için tüm bu gelişmeler sürpriz olmadı. hatta belki de amaçlanan da buydu.
    kiliseyi eleştiren daha bir çok filim çekildiyse de, benim kanaatim en cürretkar olanı bu filimdir. fakat en esaslı olanı montrealli isadır.
    ayrıca
    (bkz: stigmata) en eğlenceli olanı
    (bkz: amen) en çarpıcı olanı
    (bkz: günahkar rahibeler) en gerçek olanı
  • "i'm a liar. a hypocrite. i'm afraid of everything. i don't ever tell the truth--i don't have the courage! when i see a woman, i blush, and look away. i want to, but i don't dare!--for god....i don't steal, i don't fight, don't kill--not because i don't want to, but because i'm afraid. i want to rebel against you, against everything, against god! but, i'm afraid! you want to know who my mother and father are? want to know who my god is? fear. you look inside me and that's all you find....lucifer is inside of me..."
    geezus
  • filmi seyredince willem dafoe'nun isa tiplemesi mi yoksa hasan mezarcı'nınki mi daha gerçekçi karar veremedim, ama asıl gerçek ikisinin de (willeminen hasanı kasdediyorum) nerdeyse aynı adam olduğu film itibariyle.
  • isa'nın tanrısallaştırılmasından gayrı,bu film isa'yı insanlaştırır.en başta isa'nın kendisinin de söylediği gibi,kendisinin ve tüm insanların hayatına yön veren en önemli olgu korkudur.korku en insanca duygudur belki de,ve bu durumun ışığında gelişen film korkularından arınmaya çalışan ve kendisine verilen görevi kabullenmeye gayret gösteren isa'nın başından geçen ve geçmeyenleri harika bir sinema diliyle anlatır.çarmıha gerilmesine kadarki süreç çok da aykırı olmamasına rağmen,çarmıhta koruyucu meleği* ile karşılaşmasından sonra ölümüne dek geçen gerçeküstü süreç filmi diğer filmlerden veya romanı diğer edebi eserlerden farklılaştıran bir şeydir,cesaret ve cüretkarlık örneğidir.aslında çarmıhtan sonrasını kolayı seçen her insan kendisine yollanan bir mesaj olarak da algılayabilir istedikten sonra,eseri yaratanların bunu özellikle amaçladığı da düşünülebilir,ama bu gözönüne alınmasa bile,sırf bu cesur davranıştan dolayı,scorsese'nin filmi normal bir sinema filmi değildir,yeni birşeyler denemiş ve üstüne düşünmüş olanlar tarafından filmdeki fikirlere katılınsa da katılınmasa da saygı görmüş bir başyapıttır.
  • filmde isa'yi canlandiran williem defoe "hz. isa rolunu oynayacak kadar kustah oldugumu tahmin bile edemezdim" demi$tir
  • filmin soundtracki, peter gabriel'in passion adli albumudur. eminim bu albumdeki parcalari duyup da "aa ben bu muzigi bir yerden hatirliyorum" demeyen kimse yoktur. cunku bu album bilimum ipekyolu, col, kuzey afrika belgesellerinin kult muzigidir. album yanilmiyorsam 1977 yilinda yapilmis olup, dunyaca unlu ney ustadimiz kudsi erguner de bu albumde calmistir. ney, album kapaginda "turkish flute" olarak gecer.
  • oyunculuğu ile, müziği ile, kurgusu ile yemiş bitirmiş film... isa'nın o naifliği, insanlığı, havarilerinin korkaklığı, tek dimdik yanında kalabilenin magdalalı meryem olması o kadar güzel işlenmiş ki, aslında düşününce -saçmaladığı düşünülmesine rağmen- bence gerçeğe en yakın film olmuş duygusal tahliller bakımından..

    ayrıca hep kafamda olan pek çok fikre de ışık tutmuştur bu film, misal yahuda'nın tanrı iradesiyle isa'yı ihbar etmesi gibi.. nitekim islam inancında da, tanrı kadir-i mutlaktır ve hiçbir şey onun iradesi dışında olamaz, yani bu tanrı'nın isteğinin bir parçasıdır, onu günah keçisi ilan etmeye gerek yoktur.. öte yandan, hristiyanlık'ta kadın'ın şeytan olarak çizilmesine şahan göndermeler yapılmıştır, kobranın hep kadın sesiyle konuşması, şeytanın kadın imgelerini kullanması ve tabii dişi melek görüntüsü.. zaten dinler mitolojisine meraklıysanız, film adeta kaşıyor sizi, hemen okuyup yalayıp yutmak istiyorsunuz her bilgiyi..

    film zaten akıcı ilerliyor, ancak özellikle finaliyle yerden yere vuruyor insanı, hem o kurguyu, hem de onda onluk finali beğenmemek elde değil...

    ancak eleştirmek gerekirse, sarışın mavi gözlü bir isa, her ne kadar batılı kiliselerin mozaiklerine uysa da, biliyoruz ki gerçekten uzak... açıkçası sami ırkına daha uygun bir imaj çizilebilirmiş.. tabii ki oyuncu buna çok uygun, ama en basiti saç boyası ve solaryum film çekilirken çoktan icad edilmişti.. ayrıca kızıl saçlı, iskoç şatolarından fırlamış gibi duran bir yahuda da insanın gözünü tırmalamıyor değil...

    fakat genel olarak, hem kalıpları yıkması, hem etkileyiciliği, hem de sürükleyiciliği ile bence gerçek bir başyapıttır bu film...
  • bu filmde güney jersey italyan mafyası üyesi judas iscariot rolüyle harvey keitel bir kez daha gönüllerimizde yer etmiştir.

    ayrıca filmi içerik olarak baya başarılı olarak gördüğümü söyleyebilirim, peter gabriel'a ait soundtracki üstüne yorum yapmak bile anlamsız kalıyor, it is accomplished gibi bir şarkıyı barındırır çünkü...
hesabın var mı? giriş yap