• ustune sayisiz yorum yapilmis, daha da yapilacak olan, lotr uclemesinin, ikinci filmi.

    film hakkinda yazilip cizilenlerde inatla iskalanan, iskalanmasa da soyle bir deginilip gecilen bir nokta var:

    tolkien usta lord of the rings serisini yazarken filmini cekeceklerini dusunmedi; dusunmesi de beklenemezdi zaten. cunku kendisi bir dil bilimci, bir edebiyatciydi; yonetmen degil. bu nedenle eserini kaleme dokerken gorselligi tasvirlerle, hikayeyi ise diyaloglarla yaratti. konusturabilecek sayisiz karakteri, tasvir yaparken kullanabilecegi sinirsiz kelimesi vardi. ayrica gorselligi kisinin hayal gucune birakarak fantasy edebiyatini yaratiyordu.

    buna mukabil, peter jackson, konusunu tolkien ustanin yazdigi bir film (ucleme) yapmak gorevini ustlenmisti. her kitabi seyirciye anlatabilmek icin film basina 3 saate yakin bir zamani en iyi bicimde kullanmaliydi. dogru, gorsellik adina emrinde bilgisayarlar vardi. kitapta sayfalarca anlatilan bir rivendelli, filmde 3 saniyelik bir shotla seyirciye aktarmak mumkundu. ancak karakterlerin iliskileri ve kisilikleri ustune kurulu bir eseri filme cekerken ayni havayi ve basariyi yakalamak zaten imkansizdi jackson abi icin. bu nedenle, hikayeyi anlatmak icin kitaplardan biraz sapmak, seyirciye middle earth havasini verebilmek icin bazi seyleri degistirdi kendisi.

    madde madde detaya girmicem; ancak su kadarini soylemek yerinde olacaktir. lord of the rings isminde bir ucleme yapma karari alindigindan itibaren, proje edebiyat boyutundan sinemaya kaymistir. bu nedenle sinemanin ogeleri icin gerekli olan bazi faktorler, kitaplar senaryolastirilken degisiklige ugramistir. edebiyatta isleyen bir cok mekanizma, sinemaya uyarlandiginda ayni etkiyi vermeyecegi uzre degistirilmistir.

    ayrica, sinemaya gitmek, kisiler icin gercek hayattan bir nevi kacis olarak gorulurse, seyircinin kahramanlar isteyecegi, bu kahramanlardan inanilmasi guc (fantazi demis miydim?) hareketler ve basarilar bekleyecegi (neymis efendim, aragorn gimliyi karpuz gibi atiyomus; legolas kaykayciymis), savas ortasinda komiklik yapan karakterleri sevecegi (tassak oglani gimli), her filmde biraz ask unsuru arayacagi (hakkettiginden fazla ragbet goren arwen) gun gibi asikardir. hollywood'da film seyirci icin cekilir.

    yine bu nedenle, filmde kitaptan degisik olarak aktarilan noktalar ise seyirci cekme amacli islenmistir. cunku herkesin unuttugu ve sanatsal-edebi muhabbetlerle ustunden atladigi bir nokta vardir ki "hollywood'da film cekmenin birinci amaci para kazanmaktir; bunu yapmak icin de musteriyi (seyirci) memnun etmek sarttir. kimse 100 milyon dolari tolkien usta mezarinda rahat uyusun diye harcamaz.
  • extended version'u ciksa da izlesek dedirten, bu version'da nerelerden kirpildigi merak uyandiran film.
  • ayrica mahluk render etmede final fantasy den sonra beni en cok etkilemis, gollum karakter animasyonuyla bana ohalar ohasi dedirtmi$ film. birinci filmdeki tempo mutlaka yerini ikinci bolum olmasindan kelli bir nevi rehavete birakiyor, fakat yine surukleyici ve uzun. bir transition olarak sik sik kullanilan keylenmi$ dag animasyonlari biraz goze batiyor ama canlari sagolsun. kalenin ku$atilmasi sahnesi ise tam bir gorsel $olen. kitap uyarlamasi oldugu icin cok yorulmamali, acimasiz ele$tirileri bir kenara birakip zevkle izlenmeli der $u deli gonlum imho.
  • peter jackson denen adami gunahim kadar sevmem, ha kendisini ki$isel olarak tanimam, icki sofrasinda baldan tatlidir konseptinde bir insan olabilir, onu da bilemem. yalniz, artik kendisini cektigi filmler icin ele$tirmek gibi bir zahmete katlanilmamasi gerektigini du$unuyorum, zira bu filmin gosterime girmesinden once verdigi $oyle bir demec vardir: "you shouldn't think of these movies as being the lord of the rings. the lord of the rings is, and always will be, a wonderful book - one of the greatest ever written. any films will only ever be an interpretation of the book. in this case my interpretation."

    ha arkasindan, $u ana kadar okundu ise yazilanlar pro ve contra olarak, hic kimse filmin gorselligi ya da yonetmenin sinemanin "5 temel ogesi" hakkinda ele$tiri yapmami$tir, $ahsen ben de bunu yapamam, zira ne sinema bilgim, ne de john howe veya alan lee gibi bir yuceligim var. yalniz, ben dahil yapilan tum ele$tiriler, sevmeme hakki, ki bu konu uzerinde bir daha duralim (bkz: sevmeme hakki), kullanimidir. evet, ben bu arkada$in bu kitabi yorumlamasini sevmiyorum, isterse sinema dehasi ya da hollywood ulemasi olsun, benim gozumde paragoz dalyaragin onde gidenidir.

    neleri sevdigimi sorarsaniz, mesela gorsellik, mekanlar (ozellikle edoras benim cok ho$uma gitti, el emegi goz nuru olmu$), kilik kiyafet, sava$ sahneleri (maymunluklarin da cok abartili olmayanlari cekilebilir sinirlarda idi) ve haliyle kitapta gecip canlandirilan ayrintilar soguk bir fantezi macera filminden daha sicak bir havaya burumu$tu filmi. yine art direktorlerin eline saglik. oyuncularda da performans eksikligi yok, herkes muhte$em oynami$, dikkat cekici ki$i ise miranda otto, buradan tebrik ediyorum kendisini. hakkini vermek lazim, kitapta ayrintisi ile yer almayan gandalf'in balrog ile sava$i ve yeniden dogu$u ho$ olmu$, ben glamdring'i i$ ba$inda gormekle heyecanlandim.

    ha bendeniz "gozunun onunde hangi perde oldugu belli olmayan" bir ba$tan tavirli izleyici icin, ki gozumun onunde bulunan perdeler (benim sayabildigim kadari ile) fanatizm, ayrinticilik, giciklik ve puritanliktir, neler sevmedigim konusu (haliyle) biraz uzun olacaktir, bana itina ile kil olacaklardir bazi dostlar, haklaridir, bu da onlarin sevmeme hakkidir, boynum kildan incedir. ilk olarak eksikligini hissettiniz mi bilemedim ama, anduril'i bir turlu goremedik, en son boromir ekmek bicagi gibi atmi$ti yere, sonrasinda aragorn aglak kopek baki$lari ile ezik ezik yerden kaldirdiydi. hikayedeki en $ahane degi$iklik de...meanwhile in rivendell... pu$t mu bu elrond? neden evinde besledigi, sonrasinda ogullari ile beraber rangers of the north'da gorev ve liderlik yapan, elendil'in varisi, kendi agziyla estel ismini koydugu adan'in arkasindan kuyu kaziyor? biz bunu bir yerde daha gormu$tuk sanki, kiz ayni kiz*, ama baba rolunde bruce willis, damat rolunde de ben affleck vardi*. buradan ahmet cakar edasi ile, sayin elrond'un ki$iligine laf etmiyorum, ama sinsi, icten pazarlikli ve kostebek, kunil bir insanmi$ kendileri. elrond, bilmiyorsan anlatalim, eger istemedigin damadin ba$arili olursa, sen dahil butun cemaatinin gotu kurtulacak. ne bu aragorn'a "kucuk besleme" tavri?

    kral theoden'in oglu ve rohirrim varisi theodred, aragorn, gimli, legolas ve gandalf isen'e varmadan be$ (sayiyla 5) gun once olmu$tur, sava$ alanina gomulmu$tur. yine gereksiz bir ba$ucu zirlama sahnesi, grima'dan igrenelim, eowyn'e hasta olalim tadinda. ben begenmedim. hele hele o exorcist sahnesi yardi beni ortadan ikiye. fakat buna kar$ilik theoden babanin grima wormtongue'in kicina literally* bir tekme ati$i var ki, guldurdu beni. guzel olmu$ orasi.

    helms deep savunmasi konusunda en buyuk kerizlik, haldir'in elfler ile ve gandalf'in diger rohan suvarileri ile yardima gelmesi olmu$tur, halbuki hornburg zaferi, tamamen kral theoden thengel ve suvarilerine aittir, onlardan kacanlari da entmoot dallari arasinda yok etmi$tir. neden karakterleri bu kadar ezik yapip nasil adamlari bozuk para gibi harcami$ bu peter jackson, anlayan beri gelsin. gimli ile eowyn'in sohbeti evlere $enlik, cok fena derecede bir aksiyon/komedi/macera tadi yakalanmak istenmi$. oldu olacak bir de jar jar binks olsa imi$, tam olurmu$.

    her tarafi ile agabeyi boromir'in zitti olan faramir the fair, gitmi$ en az boromir kadar sayko bir adam olmu$, halbuki faramir'in "ben boromir'in yaptigi hatalari yapmam" gibi bir tavri olmali idi, o babasi ile beraber gandalf'in da sozlerini dinleyen bir ranger, ve rangers of ithilien'in ba$i. gercek faramir boyle olmamali idi. bu yorumdan ote "yozla$ma" olmu$. yine bir yozla$ma da legolas'in sava$ sonrasi gimli ile glittering caves'e gelmeye soz vermesi sahnesinin atlanmasinda ve sava$ esnasinda legolas'in atlara eyer ile binmesi olmu$, oysa o bir elf ve atlara eyersiz biner. ayni $ey ilk filmde asfaloth ile de sozkonusu idi. daha once soz edildigi icin, helms deep savunmasindaki abukluklara girmeyecegim, zira sava$ gorkemli olmasina ragmen savunmaya gelen elfler, ucan gimli manevrasi ile, aragorn'un $afaga kar$i konu$masi gibi sakatliklarla ben vasat buldum. yine seksist yakla$imlardan kurtulmak icin eowyn'in sava$masi sahnesi kayitlarimizda mevcut degil, zira o sirada eowyn kral theoden'in emri ile halkini dunharrow'a goturmu$ ve onlarin ba$inda yer almakta.

    bunlara kar$in gollum, nefesleri kesti, onu yaratan teknik ekibe ve canlandiranlara saygi ve hurmet ediyorum. sam ve frodo ile gollum arasi ceki$meler (tavayi ev kadini edasi ile kafaya vurma) guzel olmu$, cok da sapmami$, kasmami$, kitabin en agir akan bolumlerinen biri olmasina ragmen oldukca rahat gecmi$, screen time acisindan bakarsak "tam tadinda" olmu$ oralari.

    caponsever bey kritik bir kar$ila$tirma yapmi$, james joyce gibi bir "ayrinti ustasi" ile tolkien'i man-to-man match etmi$, ellerine saglik. ama ben kendisine bir konuda katilmiyorum, lord of the rings tamamen ayrintilarda gizlidir. alegori sanatinin muhte$em bir ornegidir aslinda cocuk romani ya da yapay destan gibi gitse de. misal benim ozellikle ilgilendigim aragorn karakteri (#1144388)'da yazdigim gibi bir semboldur, keza gimli de, legolas da, hatta hatta arwen de ve eowyn de. ozellikle ilk dunya sava$i oncesi, esnasi ve sonrasinin ingiltere'si ve avrupa'si sosyokulturel ve sosyoekonomik acidan incelendigi zaman, kitaptaki her karakterin, ki hatirlayalim tolkien kendini bir hobbit olarak gormektedir, kendi ozellikleri ve farkliliklari ile ayri bir grubu temsil ettigi gorulmektedir (affiniza siginarak, sadece bu incelemelerin yer aldigi kitaplari referans verebilirim isteyene, kitaplari yazamam). bu durumda, her karakter, her olay ve her karakterin olay esnasinda takindigi tavir aslinda zamanin bir cozumlemesidir. bu sebeptendir ki, ben tom clancy kitaplarinin yorum ozgurlugu ile tolkien kitaplarinin yorum ozgurlugunu kendi gozumde bir tutamiyorum, tutulmamasi gerektigine inaniyorum, canlar hadi iki ki$i daha bulun, 11 ki$i olalim takim kuralim edasi ile karakterlere yakla$amiyorum.

    bu arada, saruman'in sonunun cok farkli oldugunu, bu yuzden kitabin bir bolumunun ba$tan sona suya gittigini belirtmeden gecemeyecegim. bir insan bu kadar taninan bir eser uzerinde bu kadar tahrifata girmemeli idi bence.

    sonuc: gorsel olarak en az ilk film kadar guzel, karakter i$leni$i olarak sallanan, konu anlatimi olarak da pi$mi$ a$a su katmi$ bir film olmu$. ne yapalim, el mahkum seyredilecek, ama benim ki$isel goru$um daha kitaba sadik kalinmasinin daha iyi olacagi yonunde.

    ha bir de gec uyanan dostlara, ben demi$tim...

    meraklisi icin filmdeki atlanan/degi$tirilen tum "ayrintilari" yakalamak icin $uraya gidiniz:
    http://www.tolkienonline.com/…ovies/changes_ttt.cfm
  • miğfer dibinde saklanırken uruk-hai saldırısına uğrayan rohan halkının kadın ve çocukları, dışardan gelen kıyamet alameti seslerden korkup birbirlerine sarıldıkları sırada bir çocuğun "mama" nidasına "ana" diye tanıklık ettiğimiz alt yazılar haricinde izlenmesi gereken olağan üstü sahnelerle dolu bir başyapıt. bu bölümde ortaya çıkan eomer karakterinin, saruman yalakası soluncandilin türlü entrikaları sonucu rohan kralı tarafından kovulmasına rağmen, gandalfla birlikte miğfer dibine yardıma geldiği sahne çok etkileyici. o anda orda olup onunla birlikte "rohirrimmmm" diye haykırasım geldi. bir ara içimden "ama aragorn, ama ama..." dediğim halde eomer'i yine de yadsıyamıyorum.
  • kim ne derse desin ne kadar eleştirirse eleştirsin peter jackson diye bir adam kimsenin cesaret edemediği bir şeyi yaptı ve bahsi geçen kutsal kitabı gözlerimizin önüne serdi. ki ilk haberleri duyulduğunda da millet "hehoyt..hehey..lord of dı rings be vay be..gandalf'ı da sean connery oynar heralde" gibi geyikler, çığlıklar, tapınmalar ve tepinmelerle karşılamıştı filmi. biraz sakinleşince "lazım tabi lazım...filim olsa daha iyi olur, görsel çünkü..görmekle alakalı bişey, görsel hede höde.." lakırdıları başladı. çünkü herkes içindeki kıpırtıyı dışarı yansıtmama peşindeydi. "aman efendim kafamızdakinin yerine artık oynayanlar yerleşecek, filmin büyüsü bozulacak, kaç saat olacak ki 6 saat de olmaz ki film" gibi, kıskançlıkla hayranlık arasında ama daha çok meraka yakın duyguları örtbas etmek için kendi kendisine sorular soran, kendini sadistçe şüpheye düşürüp, gizliden gizliye filmden alacağı zevki maksimum düzeye getirmek isteyen zihniyet türedi. belki de doğruydu.

    yüzük kardeşliği geldi ve film orada koptu işte. daha önce bok atanlar filme kendilerini gaza getirerek gittiler ve hayran hayran filmi seyrettiler, öyleki sonradan düşününce çok eleştirdikleri değişiklik ve kesintileri filmde farketmediler bile. çünkü hepsinin gözleri aynı ışıltıyla parlıyordu, okudukları, bağlandıkları, çok sevdikleri karakterler bir bir ortaya çıkıyor; izleyenler kendi hayalleriyle karşılaştırıyor, ortaklık kuruyor ve şaşırıyordu. rivendell`, mordor, isengard hele yukarıdan çekimler, seyrediyor alkışlama isteği duyuyor sözün kısası beğeniyorlardı. filme giden hangi insan legolas ve gimliyi beğenmediğini söyleyebilir ki. hepsini beğendiler, ama daha sonra insana özgü duygular baş gösterdi. arwenin arkasında 9 yüzük tayfıyla uçsuz bucaksız ovada at sürmesini "vay be" diye karşılayanlar, çıktıktan sonra "allah cezanı versin peter jackson" moduna girdiler. çünkü olmazdı, yüzüklerin efendisi kutsal kitaptı ve değiştirilemezdi, neden?
    nedeni şu, bu insanlar filmlerin yapılmasını coşkuyla karşıladıklarına pişman oldular. filmi çok beğendiler ve kafalarındaki karakterlerin yerine filmdekileri koydular. kendi hayallerini yaşatamadılar, peter jacksonın hayallerine teslim oldular. sonra da kendi beğenilerine kızarak filme bok atmaya başladılar.
    two towers da böyle oldu. şu bilinmelidir ki sinema tıpkı geyiği yapıldığı gibi görsel bir sanattır. bu yüzden sinema edebiyata değil, resime yakındır. zaten insanlar kitabı bir defa daha dinleyeyim diye filme gitmiyorlar. karşılarına görsel bir şaheser çıksın diye salonları dolduruyorlar. peter jackson bu görsel şaheseri yarattı. ilk 45 dakikadaki "ucuz korku filmi numaraları" denen bölümler madem ucuzdu, neden sinema salonu buz kesti. duygusal anlarda kimin gözü yaşarmadı. uruk haileri yarıp geçerlerken kim heyecanlanmadı, esprilere kim gülmedi. herkes hepsini yaptı. sorun şurada gene filmden gereğinden fazla etkilendiler. bir kısım seyirci kendini gimlinin söylediği her şeye gülmeye şartladı, çıkışta da ondan bok attılar zaten "abi gimliyi maymuna çevirmişler ya..". gimliyi kimse maymuna çevirmedi, bu komik bir öykü değildi, her boka gülenler maymuna döndü. gimlinin tam da cüceye benzer halini anlamayanlar onu jar jara benzettiler.
    aksiyon sahneleri için de aynı şey geçerli. kitabı okurken tamamen hayal gücünüzle olayları idrak ediyordunuz. kitabı okuyanlar filmdekinden daha abarık şeyler hayal ederken, peter jackson abartsa olmaz mı? fantastik dünya neden bizim dünyamıza benzetilmeye çalışılıyor? her an fizik kurallarıyla yaşıyorsunuz da ne oluyor? bu sahnelerde de yine insan olma özelliği ortaya çıktı. hayran olunan şeyi sanki kötüymüş gibi gösterme durumu oldu.
    sonuç olarak sen filmden eğlendin mi sorusudur bizi ırgalayan. girenlerin hepsi eğlendi, mutsuz çıkan bir kişiyi görmedim. artık şunun anlaşılması lazım, bu bir film, kitap olduğu yerde duruyor. kutsal kitapsa, yobazlık yapmayın.
  • tamamiyle bir geçiş filmi, üçüncü filme cok şey kaldı, efektmiş,ihtişammış,görsellikmiş onlara diyeceğim hiç bişey yok,azıcık sacmalama* da eklenince mükemmel olmuş gene.ama naylonun dediği gibi artık sabır zamanı.
  • filmi "üzerinde tahrifat yapıldığı ve hatta yapılan tahrifatın gerçekten tolere edilemez hale geldiği" gerekçesiyle eleştirenleri, "film gösterime girmeden önce hakkında atıp tutuyorlardı, sonra filme gidince çok beğendiler, ettikleri laflar götlerine kaçtı, o yüzden çıkınca burası olmamış, şurası yanlış" diye laga luga ediyorlar şeklinde eleştirenlerin, muhtemelen kitabı bir kere olsun alıp okuma zahmetine girmedikleri ve bu eziklik nedeniyle kendilerine hedef aradıklarını (bkz: şahsen), (bkz: bence) düşünmeme sebebiyet veren film. yukarıda anlatılan şekilde olmayıp da, olumlu ya da olumsuz ciddi eleştiri yapanları kırmaktan imtina ettiğimi belirtmek isterim.
    (bkz: sevmeme hakkı)
  • kitabın değiştirilme olayı her ne kadar ilk filmden çok daha fazla olsa da beni nedense hiç rahatsız etmedi. hatta inanılmaz keyif aldım izlerken. helm's deep, black gate, rohan, vs... gibi yerleri görmek için bile izlenebilecek bir film kesinlikle. gollum ve ağaçsakal'a bakmak bile filmin üzerine sarfedilen emeği anlamaya yetiyor. filmle ilgili tek şikayetim gandalf sahnelerinin çok kısa tutulması oldu ki, sanırım peter jackson onu rotk'de telafi edecek. sonucta birebir kitap uyarlaması olarak değilde, kitaptan yola cıkılarak yapılan bir film olarak izlenirse çok keyif alınacağını düşündüğüm başyapıt.
hesabın var mı? giriş yap