• passion kelimesinin latince 'passio'dan geldigini, ve onun da 'pati'=aci cekmek'ten türedigini göz önünde bulundurursak**, öncelikle kan gölü sahnelerine metanetle yaklasmamiz gerekir....
    zira passion kelimesi aci çekmenin her türünü betimler... karsiligi olabilecek tutku da aci çekmek demektir... filmin adindaki passion, isa'nin azabi, tanri'ya adanmasi, tutkuyla ve askla baglanmasi anlaminda yerinde bir kullanimdir...

    mel gibson'un sirf sofulugundan çektigi bu filmin etrafinda dönen iki polemik aslinda kendi aralarinda bagintili olup, filmin promosyonuna etkileri yadsinamaz...

    ilk olarak anti-semitizm yakistirmasinin temelinde, isa'yi bin türlü iskenceyle kurban edenlerin yahudi olmalarinin altinin israrla çizilmesi yatar...
    bu yakistirma, her ne kadar puriten toplum anlayisinin hakim oldugu amerika'da, filmin siddetinin dogurdugu sok dalgasinin akabinde yasanan bir çesit "fail bulma çabasinin" basite indirgenmisinden ibaret olsa da, inançlar arasi bir nefrete mahal verecegi anlamina gelmez... amerikalilardan wasp olanlari yine ayni puriten anlayisla bunun ardini görebilecek, katolikleri ise öbür yanaklarini dönmeyi becerebileceklerdir...
    kaldi ki isa'nin çarmiha gerilme sahnesindeki 'they don't know.... they don't know..' serzenisi, ona eziyet edip derisini yüzenleri affedecek sekilde onlarin 'bilmediklerine'; idrak edemediklerine delalet edip, isa'nin aslinda onlari affettigini simgeler...

    bu yakistirmanin bi üst seviyesi filmin aslinda anti-hristiyan oldugudur... sasirtici bir biçimde filmde yahudilerin aslinda dinlerini savunmakla istigal eden insanlar olduklarini; aksine ilk hristiyanlarin judas basta olmak üzere isa'yi abandone ettikleri yolundadir... bu anlamda isa yalniz kalmis, tanri askiyla azap çekmis ve onun rahmetine kavusmustur... mesulu ilk hristiyanlardir...

    öte yandan filmin dagitilamamasina dair polemik, yine bu yakistirmalar dahilinde gelismis ve filmin "g.bush'un etrafindaki entegrist politik makinenin manipulasyonundan ibaret olduguna" kadar giden çesitli dedikodularla büyüyerek "opus gibsonis" balonunun sismesine yardim etmistir.... filmin amerika'da blockbuster mertebesine erismesi ve avrupa'da dagitimina kuskuyla yaklasilmasina ragmen, irlanda gibi koyu katolik bir ülkede dahi, beklenenden çok fazla bir taleple karsilasmasi buna delil teskil eder.... balon havalanmis uçmaktadir...

    filmin amerika gibi bir toplum üzerindeki etkilerine gelirsek, 13-18 yas arasilar için cehennem silahi 38'den daha tehlikeli olabilicegine hüküm getirilmesi ve yetiskinler esliginde izlenilebilir olmasi bir yana birakiyorum.... filmin çikisinda, kutsal üçleme*deki tanrinin bir sembol mu yoksa gerçekten insan mi oldugu hakkinda tartisan bir çiftten, sean davidson'un yumruguna, esi melisanin karna makas darbesiyle karsilik vermis olmasinin yeterince aydinlatici oldugu kanisindayim...
  • şiddet sahnelerinde etkileniyorsanız ayılıp bayılabilirsiniz fakat kanlı sahneler sizi etkilemiyorsa film saatlerden ibaret. isa'nın judas tarafından satılıp, yakalanıp, sonrada çarmıha gerilmesi olayını saatlerce isaya dayak ata ata gösteriyorlar. filmin sadece dayak sahnelerinden ibaret olması da sinir bozucu o kadar dayağı kim yese acırdım ben zaten.
  • oncelikle soyliyelim; sonrasında sanki bir film izlemiş gibi olmuyorsunuz. yani filmin sinema anlamında çok fazla ortaya koydugu bir şey yok sadece bir hristiyanın kendi peygamberininin son yarım gunun anlattıgı bir sunum. acı, huzun ve gerginlik ortamı saglanmakta basarılı açıkçası. ancak sanat yonetmeni biraz daha çalışmalı. mekanlar kıyafetler ve açık alan çekimleri zayıftı.
    filmin anlattıgına baktıgımızda; yahudi degilseniz nefret etmeyeceginiz bir film. hristiyan da yahudi de degilseniz yüreginiz isa'ya ve imran ailesinin bu cektiklerine kayıtsız kalamaz uzulursunuz. dindar bir hristiyansanız uzulup aglayabilir inancınız perçinleyebilirsiniz, bu kadar eziyet kan ve bir annenin oglunu o halde gormesi dinli dinsiz herkesin yüregini burkar diye dusunuyorum.
    peki film hakkında konuşulan ne; tabiiki yahudilerin isa'yı carmıha biz gondermedik tepkisi. film aslında bir inancın kırılma noktasınıda ortaya koydugu için bu denli tepki almış durumda. yahudilerin isa'ya sahip çıkmadıgını soyleyen tek film bu mu yada bu bilgi sadece bu filmdemi var, didikleyin ben-hur'u hatta o kadar eskiye gitmeyin barabbas'ı izleyin. açın okuyun yada. juda ben-hur'a onca eziyeti veren çocukluk arkadası ve yine bir yahudi olan messala degilmi. insanların ve inançların yuzune karsı konuşmak her zaman tepki getirir. mesih oldugunu soyleyen isa'ya inanmayan yahudiler, musa'dan vazgeçmeyip buna sebep olmuşlardır. bir hristiyanda bunu filme aktarmıştır. yahudilerin türlü yollarla ve bir çok filmle yeryüzünde sahip olamadıkları tek şey olan masumiyeti kazanma yolunda bir çomak olmuştur bir film. mel gibson demiştirki sizin pişmiş tavuktan daha çok eziyet görmüş masumiyet timsali piyanistiniz varsa benimde sizin elinizden bunları çekmiş peygamberim var... bu arada mel gibson'un bu filmden sonra degil oskar altın portakal bile alması zora girmiştir o ayrı...
  • tamamen siyonist ve gnostik protestan freemasonry'nin kontrolü altinda olan abd yönetimine (bkz: skulls and bones society), (bkz: illumunati), abd medyasina, pentagona, kongreye, cfrye, hollywooda ragmen cekilmis ve gösterime girmeyi basarmis bir filmdir. israil güdümlü abd gücünün yeni dünya düzeni adi altinda roma imparatorlugu yaptigi düsünülecek olursa, film daha bir anlam kazanir ve isa'nin carmiha an be an gerilen insanlik oldugu acikca görülür. bununla birlikte abd'de anti-semitizm suclamasi yapilarak susturulmaya calisilan katolik-milliyetci güclerin de gidisata daha fazla seyirci kalmayacaklari öngörülebilir.
  • film vatikan'in tüm katolikleri tekrar "yola" davet etmesi gibi görülse de, bazi katoliklerin de filme getirdigi elestiriler var. bu elestirilerin basinda hz. isa'nin sag gözünün film boyunca kapali olmasi ve dirildikten sonra da sadece tek gözünün görünmesi geliyor. bunun illuminatistlerin mesihi, yani tek gözlü antichrist (deccal) imaji verdigi belirtiliyor ve bunun altinda da bir capanoglu araniyor.
  • isa'nın başrolünde oynadığı snuff film.
  • türkiye'de kültür bakanligi'nca filmdeki siddet sahnelerinin sansürlenerek yayinlanmasi gündemde olan film. akla su sorular geliyor:
    1. film bastan sona siddet sahneleriyle dolu, geriye kac dakikalik bir film kalacak?
    2. milli egitim ve kültür bakanligi yahudi lobisinin etkisi altinda mi?
  • dindar filan degilim, hristiyan hic degilim (eh, anne tarafindan katolik olsam da), ancak film hakkinda soyleyebileceklerim sundan ibarettir:

    mel gibson'un pazarlama dehasinin urunudur. "hz. isa'nin aci cekisi" olayini, ruhsal bir acidan cok fiziksel bir aci olarak lanse etmek, zaten olayin ruhani boyutuna inememis milyonlarca amerikali izleyicinin daha bir aklinda kalacaktir. yoksa kim bekler orta amerika'nin bagrindan cikmis adamin olayi oteki turlu kavrayabilecegini?

    not: filmden ruhani birseyler beklemeye de karsiyim gerci.
  • film beni hayal kırıklığına uğratmıştır. şöyle ki, ortada çok güzel bir şekilde işlenebilecek bir konu var. oysa ki, incil'i hiç okumamış kişilerin kimin kim olduğunu çok net anlayamayacağı açıktır. son akşam yemeği anlatılmamış, yahuda'nın, meryem ana'nın magdela'nın tanıtılması iyi yapılmamış.
    ayrıca filmin giriş kısmında isa'nın baba ile yaptığı konuşma fazlaca dramatize edilmiş, öyle ki, bir çok müslüman kişi, bu adam nasıl peygamber görevini başından salmak için dua ediyor diye yorumlar yapmasına sebep olmuştur.
    isa'nın işkence gördüğü sahne kısaltılarak, biraz daha fazla geriye dönülerek anlatım yapılsaydı çok daha başarılı olabilirdi. (başarıdan kastım hasılat rekorları değildir elbette)
  • filmin sonunda isayı çarmıha geriyorlar. sonra tekrar diriliyor. (bkz: spoiler vermenin dayanılmaz hafifliği)
hesabın var mı? giriş yap