• “hep aynı olaylarla karşılaşıyorsun, çünkü sende hiçbir şey değişmiyor! her şey benzerini kendine çeker. cennet parçacığı cennete doğru, cehennem parçacığı cehenneme doğru yol alır”

    lupelius'a göre yeryüzü, insanların sıralar halindeki idam mahkumları gibi yaşadıkları kozmik bir hapishane, dünya boyutunda bir zindandır. bu vizyonun son ve kesin bir yenilgi oluşturduğu yargısına varmak yerine, göz kamaştıran çılgınlığıyla cesurca bir plan tasarlar. insan için, onu olanaklının sınırlarının ötesine geçirecek bir serüven düşler; kaçınılmaz görünen ölümcül yazgısından kaçış ve dünya yasalarından kurtuluş.

    ister bilinçli, ister bilinçsiz verilmiş olsun, kişinin başına kendi rızası olmadan hiçbir dış olay gelemez. öncelikle psikolojisinden geçmeden, hiçbir şeyle karşılaşamaz.

    düşünce bu yüzden çok güçlüdür. düşünüş yazgıdır.
    varoluş bizim buluşumuzdur ve bu yüzden sadece bize bağlıdır.
    bu dünyadaki yaşantı, bir tanrılar okuludur.

    (bkz: alteo yayıncılık)
  • ''size 'öğretilen ve anlatılan dünyanın', anlatıldığı gibi olduğunu söyleyenler sadece anlatanlardır. korkmanız, çekinmeniz, endişe etmeniz gerektiği söylenen her şey, bu betimlemenin pençesindeki insanların fikirleridir. oysa bunlar olumsuz duygulardır ve hiçbiri dünyaya geldiği haliyle insanın mayasında olan hisler değillerdir. insan korkusuz doğar. korku, zorla 'öğretilir'.
    hastalıklar 'öğretilir'. ne hastalıklar, ne ilaçlar, ne de tedaviler gerçektir. hastalıklar, benlikteki olumsuz yöndeki değişimlere karşılık gelen semptomlardır. onlar bizi ancak kendimizi kanalize etmemiz gereken düşünce şekli için uyarma amaçlı ortaya çıkabilirler. bizi fiziken zor durumda bırakmak için değil.
    hayatınızda önünüze çıkan herkesin özel bir görev ile karşınıza geldiğine emin olun. ve ona varlığı için teşekkür edin. özellikle düşmanınızsa.
    herkes sizi gösterir. çünkü herkesi siz yarattınız. bu dünyayı siz yarattınız. bu sizin dünyanız. sizi arayan arkadaşınız sizsiniz. çalışanlarınız, üstleriniz, aileniz, hepsi sizsiniz. yay da, ok da, hedef tahtası da; hepsi sizsiniz.
    önünüzde gelecek varken, geçmişle uğraşmayın. ama geleceği de yeni bir 'eski geçmiş' yaratmak için yaşamayın. onu şekillendirin; bu kez şekillendirin; geçmişinizin tekrarlarından kurtulun.
    mea culpa' felsefesini inkar ederek yaşamaktan vazgeçin. başınıza gelmiş ve gelecek her şeyin tek sorumlusunun kendiniz olduğu gerçeğiyle barışmayı reddettiğiniz her gün tedavi süreciniz gecikecek, 'yeni bir eski geçmiş' için her seferinde yeni bir adım attığınızla kalacaksınız.
    başınıza gelmiş ve gelecek her şey, düşünsel faaliyet kalitenizin, olaylar dünyasına uyarlanmış halidir. düşlemezseniz, yaratamazsınız. gerçek, düş artı zamandır. inanmak için görmeyi beklemeyin. inanın ki, görebilin.
    beden olmadan düşleyemezsiniz. düşleyen bedendir. ona çok iyi bakın.
    gereğinin ötesinde yiyecek, içecek, gereğinin ötesinde uyku, gereğinin ötesinde seks, hiçbir şeyin çözümü olmadığı gibi, çözümün üstünü örten uyuşturuculardır. uyuşturucu almayın. beyninizi örtmeyin. orada geleceğiniz şekilleniyor.
    dünyadaki en büyük ekonomik gerçek 'mutluluk'tur. ekonominin tanımı mutluluk'tan başka hiçbir şey değildir. her zaman iyi bir ekonomist olun.
    düşleyin, düşleyin, düşleyin. düş, var olan en gerçek şeydir. ''
  • büyük ümitlerle başladığım ancak büyük hayal kırıklığı yaşamakta olduğum kitap. çekim yasası, secret, ferrarisini satan bilge v.b. yarı spiritüalist kişisel gelişim kitaplarının ötesinde çok daha derin, felsefe, mitolojiye göndermeleri olan bir metin beklerken şu anda son 50 sayfasını sırf bitimiş olmak için okumaya devam ettiğim kitap.
    okurken size gündelik yaşamınızın monotonluğunu, yaşamınızın hızla akan zamanın erezyonunda yitip gittiğini, ben'in ve hayatın potansiyelinin değerlendirilmesi gerektiğini.... hissettiren, insanı heyecanlandıran ama kitap bitip de 15 gün geçince 3-5 ağdalı söz dışında kalınızda hiçbir şeyin kalmadığı kitaplardan.
    sakın farklı birşey beklemeyin......
    - yaşadığın hayat senin eserindir. o yüzden dünyayı değil kendini değiştir......
    - başına gelen herşey sen istediğin için olur....
    - kendini tanı çöz anla....
    - başına gelen tüm herşey senin gelişimin için iyidir.. onlara teşekkür et.....
    gibi piyasadaki bu türdeki onlarca kitaptakilerle aynı şeyler.......

    yazılmış diğer yorumlara saygımdan ve benim göremediğim birşey olabileceği ihtimalinden dolayı daha fazla kötülememek istediğim kitap.....
  • kendisinin efendisi olan, dünyanin da efendisi olur.
    okunulmasi, okutturulmasi gereken kitap.
  • sorumluluk= 1/ korku
    düş+zaman= gerçekçilik

    düş ve gerçek tektir ve ayni şeydir. düşü olan kişinin gerçekliği de vardir. sadece zamana ihtiyaci vardir diyen kitap...
  • sanıyorum ki kişilerin en kötü anlarında tanrılar tarafından yollanan bir kitap bu... bir sabah uyandığımda kendimi bu kitabı okurken buldum..
  • ezoterik bilginin bir başka yorumu, bir nevi simya öğretisi tanrılar okulu.artık çevirisinden midir bilemem pek bir akıcılığı yok, yorucu ve sıkılgan bir kitap.ama anlattıkları çok başarılı.yeni başlayanlar ve edebiyat sevenler için harika bir ruhsal bilgi kaynağı olabilir.
  • sürekli hatırlamak ve unutmamak üzere tekrarladığım en çarpıcı cümlelerden biri: "insanın en kötü hastalığı bağımlı olmaktır. başkalarına ve onların yargılarına bağımlı olmaktan kötüsü yoktur."
  • uzun zamandır okumayı planladığım bu kitaba geçen günlerde nihayet başlayabildim.

    sabah metroda elimde bu kitap, tıngır mıngır gidiyorum; iki yanımda oturan, giyimine kuşamına pek özen göstermeyen, dişleri simsiyah olan bir amca bana dönüp ''öğrenci misiniz?'' diye sordu. ''hayır çalışıyorum.'' dedim ve önüme dönüp kitap okumaya devam ettim. ne yalan söyleyeyim, toplumumuz o kadar bozuldu ki amca bana asılmak üzere falan sandım. ah bu ön yargılar ve bizi bu hale getirenler...

    neyse efendim, adam bana döndü ve dedi ki ''bu kitabı okuduktan sonra hayatınız olumlu anlamda çok değişecek ve keşke daha önce okuma fırsatı elde edebilseydim diyeceksiniz." dedi. what the funk dedim içimden. benim, 10 saniye önce dış görünüşünden dolayı hakkında çok farklı bir izlenime kapıldığım adam, bana, okuduğum kitapla alakalı tavsiyelerde bulunuyordu.
    kitabın bir bölümünde, aslında her şeyin en baştan beri gözümüzün önünde olduğundan ama bizim bunu görmezden geldiğimiz için fark edemediğimize ilişkin bir ibarenin geçtiğinden bahsetti. kitaba tekrar döndüğümde bir baktım, adamın bahsettiği yeri okuyorum zaten.

    her şey gözümüzün önünde ama yüzleşmekten korktuğumuz için cevaplardan kaçıyoruz. ben bugün, adamın bana vereceği tavsiyeden, ön yargılarım yüzünden kaçacaktım. çünkü toplumsal kalıplarımız bu amcanın bir şeyler hakkında bilgisi olma ihtimalini sıfırlıyordu. halbuki adam kitabı okumuş ve bu kitap doğrultusunda hayatını değiştirmişti. açıkçası kendimden de, kirli zihin dünyamdan da çok utandım.

    belki bu kitap bana bambaşka şeyler öğretecek okudukça. ama öğrettiği ilk şey, hayatta bir şeyler öğrenebilmek için önce ön yargılarımı bir kenara bırakmam gerektiği oldu.

    hani kitapta bir ifade var ''geçmişini affetmeden kendin olamazsın'' diye, ben bugün geçmişimde affetmem gereken ön yargılarımın varlığı keşfettim.
  • yazar sağlam felsefe mi yapmış yoksa bolca saçmalamış mı diye okurken bir süre sonra anlamsızca biten kitap. sonuç olarak dreamer benim için koca bir hayal kırıklığı olmuştur vesselam.
hesabın var mı? giriş yap