• uzaktan beğendiğin ama hiç yazamadığın cümleler gibi bi film. iç karartıcı, rahatsız edici ama güzel. öyle bi rahatsız ediciliği vardı ki diğer adı bana göre etkileyici. tatlı, mutlu, sevimli bi film değil şarkısı gibi ekşi ve acı içerisinde dolanıyor. izlemeseydim olmazdı, izledim gene olmadı.
  • izlemesi çok zor bir filmdi, biraz fazla empati yaptığımdan mı ne bilemiyorum. ben kendi adıma bu filmi, teenage bunalımları, baskıcı aile vs. değil, tamamen kadının (veya kız çocuğunun, her neyse) baskılanması, sesinin kesilmesi şeklinde okudum.

    --- spoiler ---

    film birtakım oğlanların bakış açısından anlatılıyor. kızların iç dünyalarını hiç göremiyoruz. filmin hiçbir sahnesinde, hiç kimse kızlara "nasılsın? nasıl hissediyorsun?" diye sormuyor. (ki bu iç parçalayıcı gerçekten) film bittiğinde biz hala kızlar hakkında elle tutulur bir şey bilmiyoruz. psikiyatrist de sormuyor, sözde kurtarıcı olacak çocuklar da sormuyorlar. hatta ortalarda bir sahnede kızlardan biri, ona "merhaba" diyen küçükçe oğlana gayet arkadaşça bir şekilde "benimle konuşmak zorunda değilsin." diyor. oğlan "ama konuşmak istiyorum." demiyor mesela. onlar da hormonlarıyla hareket ediyorlar sadece. o trip denen orospu çocuğu da "i didn't see her after that, but it was true love." falan gibi laflar edebiliyor. ama kimse kızları tanımıyor. onları okul tuvaletinde, evde odalarında beraber vakit geçirirlerken görüyoruz uzaktan. lux ve cecilia dışındakilerin isimlerini bile hatırlamıyorum şu an mesela, filmi 15 dk önce izlediğim halde. hangisinin duygusal olarak nasıl dönemlerden geçtiğini, neleri sevdiğini, neye gıcık olduğunu, hangisinin komik, hangisinin akıllı olduğunu vs. vs. hiçbir şey bilmiyoruz. kızlar sadece birbirlerine sahipler ve kapalı kapılar ardında beraber bu karara varıyorlar.

    'kimsenin, kimseyi umursamaması' teması aslında sadece kadınlarla sınırlanacak bir şey değil tabi ki. aslında herkes çabaları takdir edilsin, dayandığı zorluklara saygı duyulsun, bir şekilde başkaları tarafından onaylansın istiyor, fakat kimse de karşı tarafı gerçekten dinlemiyor. bir de herkes bu ihtiyaçlarını bir şekilde cinsellikle karıştırıyor. karışık işler yeğen.
    --- spoiler ---
  • boğucu derecede ölçüsüz bir aile disiplinini işlediği kadar, gençlerin baskıya rağmen kafalarına koyduğu bir şeyi illâki yaptığını ve engel/sınır tanımadığını da anlatan film. aşırı baskı bir şekilde patlamayı da getiriyor ne de olsa.

    --- spoiler ---

    anne karakteri belki çok aşırı baskıcı. ama aslında korktuğu şeyler düşünülünce insanın birazcık da olsa hak veresi geliyor. karakter, kızlarına müthiş bir baskı uyguluyor, bu başta seyirciye bile ağır geliyor; lâkin lux'un o alanın ortasında öylece terkedilip bırakılışı, o anneyi ve boğucu korumacılığını birazcık da olsa anlamaya çalışmamıza neden oluyor, kadının asıl maksadını farklı bir gözle değerlendirmemizi sağlıyor.

    "o kız ölmek istemiyordu.
    yalnızca o evden kurtulmak istiyordu."

    "cecilia'nın gerçekten canına kıymak istediğini düşünmüyorum. onun eylemi bir yardım çağrısıydı."

    "bir kız olmanın tutsaklığını hissettik, zihni nasıl aktif ve hayalci yaptığını."

    "kızların dış dünya ile tek bağlantıları posta kutularını dolduran kataloglar ve broşürlerdi; üst sınıf moda ve egzotik tatil yerleri resimleriyle doluydular. hiçbir yere gidemeyen kızlar, düşlerinde altın minareli siyam tapınaklarına seyahat ediyorlar veya japonya'nın yosun kaplı beneklerini tırmıklayan yaşlı bir adama selâm geçiyorlardı."

    --- spoiler ---

    filmde telefonlarda şarkıların konuş(turul)ması pek anlamlı. çoğu filmde karşımıza sinsi ve kötü rollerde çıkan james woods'u öylesine sinik bir rolde görmek ise şaşırtıcı. hani o karaktere acıdım desem yeridir. adam fazlasıyla iyi oynamış rolünü.
  • --- spoiler ---

    sistemin beş güzel, muhtemelen başarılı, muhafazakar, düzgün amerikan ailesinin kızlarının; sistemi yalnızca intiharlarıyla kırabildiğini anlatan film.
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    deli gibi arzuladığı bir kız ile seviştikten sonra onu kocaman bir sahanın ortasında tek başına uyanmaya bırakarak çekip giden ve daha sonra bundan romantik romantik ''oouuv siz bilemezsiniz böylesi gerçek bir aşkı ama ben tattım'' diye zırvalayan bir adet çapsızı barındıran film. kavuşamamak aşktır yalanına inanıp kendisine hiç yoktan yokluklar, ayrılıklar yaratan insanoğlunun ağzına aşk kelimesi hiç yakışmıyor. bunu bi kez daha görüyorsunuz. diğer şeylere zaten değinilmiş fazlaca.

    --- spoiler ---
  • garip bir şekilde izlediğimde etkilendiğim film.ağır işleyen filmler hoşuma gider böyle de devam etti ama itraf ediyorum sonunu tahmin edemedim.
  • ailelerin baskici tutumunun cocuklari getirebilecegi en son noktayi anlatan, konusu itibariyle basarili fakat cok yuzeysel kalmis olan film. final sahnesi bi sekilde iz birakiyor, orasi muhakkak. ama daha yogun bi anlatimla daha derin izler birakabilirdi.
  • 'hello it's me' şarkısı ile büyüleyen film. evet soundtrack gayet iyi. amerikan aile yapısına eleştiri getiren bir başka film. lisbon kardeşler de efsane beşli olmuş yalnız
    --- spoiler ---

    telefonla birbirlerine şarkı söyledikleri sahne en güzel sahne bence.
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---

    obviously doctor, you've never been a 13 year-old girl
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---

    i'll never forget the first time i saw her. i didn't know what had hit me.
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---

    when she jumped, she probably thought she would fly.
    --- spoiler ---
  • benim için müzikleriyle çok çok daha anlamlı hale gelen yegane filmdir virgin suicides. kirsten dunst ablamıza aşık olduğum filmdir ayrıca. o nasıl bir masumiyettir öyle. hala da kendisini çok severim orası ayrı.
    air de çok ayıp etmiş. bu kadar insanın içine oturan soundtrack ler yapılır mı ? arka arkaya dinlemek pek sağlıklı değil.
  • uzun zamandır izlediğim filmler içinden en iyisi olarak yerini aldı. böylesine köklü bir melankoli böyle aydınlık bir şekilde anlatılırdı, beni derinden etkiledi bu film.
    --- spoiler ---

    o trip olacak pislikle röportaj edilmiş olması sinirimi bozmadı değil, sebep olduğu şeyi bile bile yaşadığı şey derin bir aşkmış gibi övünerek anlatması ne bileyim. neyse. yine sinirlendim.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap