• filmi her ne kadar hey you gibi bir baş yapıtı bünyesinde barındırmasa da, pink floyd'a sempatisi olan insanları, pink floyd'a aşık edeceği su götürmez bir gerçektir.
  • "yalnız başınıza,
    veya ikişer ikişer,
    sizi gerçekten seven biriyle,
    yürüyün duvarın dışında,
    bir aşağı bir yukarı..." diye biten harika film.

    benim izlediğim filmde alt yazılar bu şekilde idi ve çok hoşuma gitti bu sözler. ama çevirinin yanlış olduğu söyleniyor, doğrusunu bilenler yazsın lütfen
  • "seni sevenler
    tek başlarına veya çifter çifter,
    duvarın dışında bir aşağı bir yukarı yürüdüler.
    kimi el ele
    kimi gruplar halinde
    kanayan yürekler ve sanatçılar,
    sıralarını savdılar.

    ve sana her şeylerini verdikten sonra
    bazısı tökezledi ve düştü.
    ne de olsa kahrolası bir çılgına karşı
    duvarın dışında yüreğini çarptırmak kolay değildi."

    şeklinde biten albüm.
  • (#21419756)

    son cümlesinde belirtmiş olduğum, waters şaheseri proje.

    klasik hikaye şöyledir:

    --- spoiler ---

    grup, bir konser sırasında sürekli şarkı isteyen bir dinleyicinin çığlıkları üzerine waters'ın tükürmesi; grup ve dinleyiciler arasındaki duvaırn, waters'ın zihninde ortaya çıkmasına neden oldu. waters, yalnızlık ve iletişimsizliğin ördüğü duvar fikrini müzik tarihinin en önemli albümlerinden birisine dönüştürmeyi başardı.

    --- spoiler ---

    another brick in the wall, comfortably numb, hey you, run like hell, goodbye blue sky gibi parçaların yer aldığı albüm, müzik tarihini gerek teknolojik, gerek lirik açısından etkilemiş; bir kilometre taşı olmuştur.

    zira run like hell'de şarkıyı roger waters söylemektedir; ancak sözlerin değişik kanallardan gelmesi iki kişinin karşılıklı söylemesini andırmaktadır.

    albümdeki bir çok şarkının sözlerinde, militarist ve politik imgelere üstü kapalı göndermeler yer alırken; another brick in the wall tamamiyle anarşist bir öğeye bürünmüştür.. bu anlamda grup bir protest grup olarak bile görülmeye başlamıştı, aşırı milliyetçi ingilizler tarafından.

    albümün yapım sürecinde waters totaliterliğini arttırmış; wright ile sık sık tartışıyordu ve bunun üzerine wright gruptan ayrıldı. ancak grubun resmi bir üyesi olmamasına rağmen albümün kayıtlarında ve konserlerde ücretli müzisyen olarak çalışmaya devam etti.

    wright'ın ücretli müzisyen statüsü grubun müzik tarihinin en görkemli ama bir o kadar da masraflı turnesi olan the wall'dan para kazanan tek müzisyen olmasını sağladı. grubun asıl üyeleri ise turneyi masraflı olduğu ve zarar ettikleri gereçkesiyle yarıda kesti.

    albüm, pink isimli bir karakteri anlatmaktadır. -ki rivayete göre bu pink syd barrett'dır. albümde bir çok kişi görev almıştır. zira bazı üyeler, bazı parçalarda yetersiz kalmış başka müzisyenler görev almıştır.

    michael kamen ve bob erzin albüme en fazla katkı sağlayan isimlerdendir.
  • öncesine (#21419910) ek olsun:

    aynı zamanda, filmdir. grubun görselliğe verdiği önemi kanıtlamaktadır aynı zamanda. waters'ın yazdığı filim, alan parker tarafından yönetildi. albümdeki tüm parçalar yer alıyordu filmde. animasyonlar, karikatürist gerald scarfe'a ait idi. pink adlı bir adamın ördüğü bir duvarın arkasına saklanarak toplumdan ve yaşamdan soyutlanması anlatılıyordu. waters'ın kişisel hayatına ve syd barrett'a yapılan göndermeler filmin bir diğer unsurları idi. zira pink karakteri syd barrett'ın ta kendisidir.
  • spider man'de bir villain. wicked wall olarak da bilinir. kendisi bir duvardır. bütün olayı da budur. evet. duvar.

    http://www.marvunapp.com/…allspideysuperstories.htm

    http://eatliver.com/i.php?n=6795

    kendisi bir öğrencidir. aynı zamanda, cep harçlığını çıkarmak için, okuldan sonra duvar ustalığı yapmaktadır. bir gün, bir patlama olur ve duvar çöker (orjinalliğe gel).

    yaratıcısı da, ilginçtir, joss whedon'ın babası tom whedon'dır. buffy'yi yapan adamın babasından ne beklenir zaten?

    edit: videosu bile var lan. oha daha neler!

    http://www.youtube.com/watch?v=4hmrrwzacpm

    edit 2: videodaki de morgan freeman'mış! giderek daha absürdleşmeye başlıyor durum.
  • roger waters'ın, albümün çıkış noktası olduğu olarak bilinen tükürme hikayesi ile ilgili bir başka gönderme de bu albümden bir önceki albüm olan 1977 çıkışlı animals albümünde geçiyor olabilir.

    dogs isimli parçanın son kısmında "...who was trained not to spit in the fan..." şeklinde geçen sözler bir yandan üstte bahsi geçen olaya atıfta bulunma potansiyeline sahipken, öte yandan "rüzgara karşı tükürmek" deyimi olarak bambaşka şeyler ifade eder. bu şekilde sevgili roger waters, belki tek dizede kinaye olsun, istiare olsun allah ne verdiyse kullanarak edebiyatın dibine vuruyor olabilir.

    zaten bu adamların bu süpersonikliğinin altında bu yoruma açıklık, bu zenginlik birer sebep olarak yatmıyor da ne yapıyor ey sözlük...
  • the wall bir album degil, devasa bir single’dir.
  • asot 504'te karşıma çıkan, dinlemeye başladığım an tüylerimi diken diken ederek dikkatimi çeken tania zygar vokalli arty şarkısı.

    so many reasons
    why you were wrong
    it was my fault too
    i played along

    i should’ve said no
    tensions goes
    should’ve said no
    and now the wall just grows

    time will tell me
    why you were cold
    it takes one week
    until feelings show

    breaks the code
    implodes, i’ll go
    cuz the wall just grows

    i can’t take it any longer
    i can’t keep myself together
    i don’t need you to be stronger
    i can’t hold on forever
  • gelmiş geçmiş en anarşik ve en güzel isyan eden şarkıdır.
hesabın var mı? giriş yap