• sadece tıp fakültelerinin değil çoğu bölümün kontenjyanı arttırılmıştır, tıp fakülteleri de bundan nasibini almıştır. mantar gibi üniversite fakülte açılıyor her yere, ancak gençlere hiç yeni istihdam alanı açılmıyo. açılan fakültelerin içi boş ne hoca var ne lab, ortam var. bu kafa herkes doktor herkes mühendis olsun, ucuz iş gücü olsun kafasıdır. sanki piyasada yeterince mühendis yok teknik lise mezunlarını mühendis kategorisine almaya başladılar, yakında üfürükçülere reçete yazma yetkisi felan verilir.
  • hiçbir şekilde doğru bulmadığım eylem. bu ülkenin daha fazla doktora değil daha donanımlı daha nitelikli doktora ihtiyacı var. tıp fakültelerinin çok çok daha yüksek puanla alması gerektiği tartışılırken adamlar kalkmış kontenjanları artırıp daha da aşağı çekiyor. üniversite sınavında ilk 15bine giremeyen bir öğrenci tıp okumamalı. zaten o zamana kadar belli bir çalışma disiplini elde edememiş bir insanın gerçekten kalkıp onca sene sürekli oturup ders çalışmasını mı bekliyoruz?! ki sadece okul yıllarıyla sınırlı olmayan kariyeri boyunca kendisini her an bilim sağlık alanında yenilemek zorunda olan doktorların gerçekten bu kadar düşük puan almış öğrencilerden çıkacağına inanmıyorum ben. can emanet edeceğimiz insanların bu kadar kolay bir şekilde o fakültelere girişlerinin hiçbir doğru yanı yok maalesef.
  • boka püsüre tonla para ayıran devletin kontenjan artışını destekleyecek fiziksel iyileştirmelere para ayırmamasından ötürü eğitim kalitesinin içine eden durum. kendi neslimden gördüğüm, kalabalık olmanın sonucu deneyim kazanma fırsatına sahip olmadan mezun olacak doktorlar geliyor. doktor ihtiyacı niceliksel olarak kapatılacak belki ama nitelik epey düşüyor. ki devlet de bunun farkında ve umursamıyor. gerekli gereksiz tetkik isteyen ezbere ilaç yazan doktorlar sektörü genişletecek. istedikleri bu.
  • trakya üniversitesi tıp fakültesi amfilerinde boş yer bulamayan tıp fakültesi öğrencileri olmasına, birçok öğrencinin pratik becerisinden yoksun olmasına, ve en önemlisi 30000 hekim açığımız var diyen sağlık bakanının yeni başlayan öğrencilere işsiz kalmaları konusunda uyarı niteliği taşıyan bir hadise olmuştur. gelecek korkusu olan doktorların uzmanlık sınavında riskten uzak ya da memur gibi çalışacağı branşların puanların zıplamasına neden olmuştur.
  • bir takım istatistiklerde iyi gözükmek için, niteliksiz eğitim verip, niteliksiz mezun ettiği kişiler sayesinde suni bir başarı sağlama yolu.
  • 2005 yılında fakülteye girdiğimde tıp fakültesi kontenjanları 5.000’i ancak geçiyordu. ilk 10.000’in yarısı tıp fakültesine kalan yarısı da diğer bölümlere gidiyordu. bugün ise 16.000’i geçmiş durumda. türkiye’nin 100 bin kişiye düşen doktor sayısı ab ortalamasının yarısı, türkiye’nin senelik nüfus artışına oranla ab ortalamasında doktora sahip olabilmesi için senede 5.000 doktora sahip olması yeter. açığı kapatmak için bu oran arttırılabilir, bu hızda açık kapatılırsa 10-15 sene içinde doktor sayımız avrupa birliği ortalamasına gelecek gibi görünüyor.

    edit: fikrimi soranlar oluyor. tabi ki doktor sayısı artmalı ama 100 yıllık açığı 10 yılda kapatmak sistem açısından sağlıksız. bu kadar öğrenciye eğitim verecek hoca ve fiziki yapı yok. daha makul bir planlama ile bu açık kapatılmalı.

    edit 2: bugün tıp fakültesine giren uzman olduğunda istatistiki olarak ülkede doktor açığı olmayacak. ona göre yazın.

    edit 3: fakülteye bugün giren %75 ihtimalle ya pratisyen hekim, aile hekimi, ya acilci, ya dahiliyeci, ya çocukçu ya da kadın doğumcu olacak. bu ülkenin dermatolog, ftr’ci ihtiyacı yok. ülkede 1500’e yakın dermatolog var. bu çocuk hekimlerinin ve dahiliyecilerin neredeyse 1/3’ü kadar. kontenjanlar 3 kat arttı diye dermatoloji kontenjanları 3 kat artmayacak. bunu da bilin isterim.
  • tıp fakülteleri ders müfredatı ile birlikte ele alındığında, yaklaşık olarak, artan kontenjan oranının getireceğine denk düşecek sayıda öğrencinin ( doktor adayının ) en geç 3. yılın sonunda ya okuldan atılması ile ya da bu sınıfta yığılıp kalması ile sonuçlanacak olay.

    tıp fakülteleri ders müfredatı hem hacimce ve hem de ortaya koyduğu bilimsel bilginin kavranma zorluğu nedeni ile, hemen hemen, en elit zekaların ve en çok ders çalışma alışkanlığına sahip öğrenci grubunun, ancak okuyabileceği ağırlıktadır.

    ...bu konuda önümde çok net örnekler ve uzun yılların taşıdığı bir deney birikimim var; ondan ilham söylüyorum bunları.

    eğer mevcut öğrenci seçme sistemi, çalışma disiplini edinmiş yeterli zeka kapasitesine sahip öğrencileri seçtikleri programlara yerleştirme, gibi bir özelliğe sahip ise kontenjan artışı ile birlikte daha önce bu fakültelerde pek görülmeyen "mezun olamayan öğrenci" gibi bir yığılma yaratacaktır.

    bence bu, siyasal seçimler için yapılmış propaganda amaçlı yatırımıdır.
  • kalitesiz eğitimin teminatıdır.

    tıp eğitimi kötüye gidiyor, az önce doktorlar çıkarlarını savunmak için kontenjan artışını istemiyor anlamına gelecek entryler okudum. he aynen haklısın diyorum.
  • "tıp fakültesi mi, mülteci teknesi mi?

    üniversite kontenjanları öylesine şişirildi ki, popüler üniversitelerin, popüler fakültelerinde oturacak yer yok.
    özellikle de tıp ve hukuk fakültelerinde...
    hacettepe üniversitesi tıp fakültesi öğrencilerinden fotoğraflar geldi. adeta üst üsteler. 200 kişilik kontenjan 600’e çıkmış. öğrenciler içerisinde bulundukları durumu, mültecilerin bindikleri kaçak teknelere benzetmişler ve her an batabiliriz diye feryat ediyorlar.
    isterseniz gelin önce onların sesine kulak verelim, ondan sonra da yök’e bir çift sözümüz var:

    sesimizi duyun!
    “hacettepe üniversitesi tıp fakültesi dönem 2 öğrencileri olarak okulumuzdaki yoğun kalabalığa dikkat çekmek istiyoruz.
    bu sıkıntımıza, milliyet’te yer verebilirseniz oldukça mutlu oluruz.
    bizim okul içinde yönetimle görüşmelerimizden bir sonuç çıkmıyor.
    bu kalabalığın sorumlusu yök’e ulaşma gibi bir şansımız ise yok. medyanın gücünü kullanarak yetkililerin bir adım atmasını sağlamayı umuyoruz
    hacettepe tıp, her ne kadar köklü tarihi ve yetiştirdiği başarılı doktorlarıyla tanınsa da, bugünlerde bambaşka bir şekilde anılıyor.
    ülkenin en yüksek puanlı fakültelerinden biri olan hacettepe tıp, öğrenciler amfide oturacak yer bulamıyor, kimi zaman derslere banyo tabureleriyle geliyorlar.
    hacettepe üniversitesi tıp fakültesi dekanlığı’na göre fakültenin altyapısı gereği alınabilecek öğrenci sayısı 200.
    bu sene kayıt yaptıran öğrenci sayısı ise 600’ü geçmiş durumda.
    bu öğrenciler, laboratuvar derslerinde kadavraları görememekten, mikroskopları etkili kullanamamaktan şikayetçi.
    teorik dersleri işledikleri amfilerde yer bulamadıklarını söyleyen öğrenciler, en büyük amfilerinin 220 kişi olduğunu kaydederek; çoğu zaman amfide ayakta kaldıklarını, kimi zamansa bu yüzden derslere hiç gelmediklerini belirtiyorlar.
    yök’ün fakültelerin altyapısını hiç düşünmeden yaptığı bu orantısız kontenjan artışları yüzünden 4.- 5. sınıflarda yaptıkları hastane stajlarında da sıkıntılar yaşanıyor.
    kliniklerdeki fazla öğrenciler kadar öğretim üyelerinin ve hastaların da mağdur olduğu ifade ediliyor.
    türkiye’nin en iyi doktorlarını yetiştirmekle övünen bu fakültede öğrenim gören öğrenciler nasıl birer doktor olacakları konusunda endişeli.
    atılacak adımlarla, alınacak önlemlerle tıp fakülteleri için hayallerin gerçeğe dönüşmesi asla imkansız değil. fakat bu kafa yapısı devam eder, hiçbir adım atılmazsa tıp fakültelerinin sonu da kaçak göçmen teknelerinden asla farklı olmayacaktır.
    uçup giden hayaller, kaliteli eğitim alamadan mezun oldukları için kimi canların uçup gitmesine sebep alacak doktorlar...
    o uçup giden canların suçu ise asla o doktorlarda olmayacaktır, bugün şartları iyileştirici yönde adım atmayıp hayalleri yıkanların olacaktır...”

    yök artık yok mu?
    bir önceki yök başkanı, iktidara şirin gözükmek için kontenjanları şişirdikçe şişirdi, gelen de devam ettirdi. rektör ve dekanlar, bu konudan fazlasıyla mustarip ama ağızlarını açamıyorlar. çünkü başları belaya girer...
    hemen her alanda olduğu gibi 10 yıl içerisinde doktor enflasyonu ve kalite dibe vurulsun istenmiyorsa, kontenjanların makul seviyelere çekilmesi gerekir. yoksa ileride çok daha radikal kararlar alınma noktasına gelinebilir...
    ve bu arada hatırlatmakta yarar var:
    yök’ün görevi, iktidarlara şirin görünmek değil, kaliteden taviz vermeden planlama yapmaktır..."

    abbas güçlü

    [http://gundem.milliyet.com.tr/…/1843861/default.htm http://gundem.milliyet.com.tr/…/1843861/default.htm]
  • sorun, tıp fakültelerinde verilen eğitimin yetersiz olması değil veya kontenjan artışının böyle bir sonuç yaratacağına da ihtimal vermiyorum ben.

    resmi veya özel üniversite fark etmiyor; herhangi bir tıp fakültesi öğretim kadrosu elemanı yetersiz, hak etmeyen veya iltimas göstererek öğrenci mezun etmektense işi bırakır.

    devlet ile siyasal-sosyal ilişkilerinde zaman zaman sistemin açığını en acı şekillerde kapatmak veya olduğu gibi sahip çıkmak gibi etik dışı işler yapmış olsalar dahi yetersiz doktor mezun etmez de, edemez de bu fakültelerin herhangi birinde öğrenim veren kadro.

    sorun, kontenjan artışı ile birlikte bu fakülteleri tercih edecek ve muhtemelen de kazanacak öğrencinin yapısı ile ilgili. yeterli zeka, yetenek ve belki de en önemlisi gerektiği kadar ders çalışma alışkanlığına sahip olmayan öğrencinin de kazanabilecek duruma gelmesi. bu fakültelere bir şekilde kapağı atsanız(!) dahi
    başta yetenek olmak üzre gereğince ders çalışma alışkanlığınız yok ise mezun olamazsınız.

    başlangıçta ders çalışma alışkanlığı, doğal donanım ve nihayet sebat etme gibi gerekli niteliklerden biri dahi eksik olsa mezun olamayacak öğrencileri, boşu boşuna, bu fakültelere yönlendirerek hemen her bakımdan yazık edilecek.
hesabın var mı? giriş yap