tis trihas to gefirin
-
en güzel karadeniz rum şarkılarından biridir.
ayşenur kolivar her ne kadar bu şarkıyı 'ti trihas to yefir' şeklinde okuduysa da ben orijinal ismiyle açtım başlığı.
kıl köprüsü anlamına gelir ki şarkıda bahsedilen köprü trabzon-maçka yolu üzerinde şu anki esiroğlu beldesinde bulunur. geçit vermez bir dere üzerine yapılmaya çalışılan ancak her gece yıkılan köprü inşaatının yapılmasında yaşanan maceraları anlatır.
eski yunan kültüründen pek çok ize de rastlanan harika bir şarkıdır.
şurada geniş çaplı bilgiler, sözler, klip, tercümeler vs var.
şurada ise ayşenur kolivar yorumu var.
şurada da bu aralar en çok beğendiğim çok sesli koro seslendirmesi var.
bir şarkı bir medeniyete açılan kapı oluveriyor bazen.
edit: şarkıyla ilgili en doğru çeviriyi facebook'ta buldum. sayfa şurada. ancak gönderinin kaybolması ihtimaline binaen en gerekli kısmı buraya kopyalıyorum.
trabzon triha / değirmendere şarkısı
geleneksel bir trabzon şarkısı “triha’nın köprüsü”.
sözleri “arta‘nın köprüsü” sözlerine benziyor. triha‘nın efsanevi köprüsü, şarkının sözlerine göre bir insan kurban edilerek sağlamlaştırıldı. trabzon – maçka yolunda, trabzon‘dan 18 km mesafede bulunuyormuş.
piksitis / değirmendere köprüsü ustabaşısı köprü sağlam olsun diye temeline kendi karısını koyarak kurban etmiş.
şarkının verdiği mesaj şu; kurbansız hiçbir şey olmaz. her büyük iş için mutlaka kurban verilmesi gerekir. ya da bir yere /amaca ulaşmak için kendimizden bir parça vermeliyiz. triha köprüsü için ustabaşı kendi mutluluğunu feda ederek karısını kurban veriyor.
“orada karşıda drago gölü’nde
triha köprüsü’nde bin usta,
on bin çırak çalışıyordu
bütün gün yaptıkları geceleyin bozuluyordu ustalar ücretleri artar diye seviniyor
çıraklar o taşları bir daha nasıl getireceğiz diye ağlıyorlardı.
ustabaşı gece – gündüz düşünüyor, çare arıyordu.”
ey köprü, ey köprü
dafnem, ırmağım
triha köprüsünde
ey dafnem, mis gibi kokan
bin usta çalışıyordu,
gel dafne ırmağım
ve on bin çırak,
ey dafnem, mis kokulum
bütün gün çalışıyorlar,
gel dafne
geceleyin bozuluyordu yaptıkları,
ey dafnem
---ey ustabasi, bana ne verirsin
söyle dafne ırmağım
---senin köprünü sağlam yapmak için?
ey dafnem mis kokulu
babamı sana verirsem,
söyle dafne ırmağım
başka babam yok
ey dafnem, mis kokulum
---ey ustabasi, bana ne verirsin
söyle dafne ırmağım
---senin köprünü sağlam yapmak için?
annemi sana verirsem
söyle dafne ırmağım
baska annem yok
ey dafnem, mis kokulum
---ey ustabaşı, bana ne verirsin
söyle dafne ırmağım
---köprünün kalması için?
kardeşlerimi versem sana
söyle dafne ırmağım
baska kardeslerim olmayacak
ey dafnem, mis kokulum
---ey ustabaşı, bana ne verirsin
söyle dafne ırmağım
---köprünün sağlam olması için?
ey dafnem, mis kokulum
güzel eşimi versem sana
bekle kız, bekle kız
daha iyisini bulurum
al uykunu da gidelim kız
(eşine haber gönderiyor ustabaşı, çabuk gelsin diye.)
eşi daha oğlu yani’yi yıkamamış. daha onu beşiğe koymamış, daha inekleri sağmamış, daha buzağıları yedirmemiş.
tekrar haber gönderiyor zavallı esine, öyle bir kuş ile: cumartesi yıkansın hamamda, pazar günü düğüne gitsin, pazartesi sabah erken burada bulunsun.
cumartesi hamama gitmiş,
pazar günü düğüne gitmiş,
pazartesi sabah erken dragon gölüne gelmiş.
ey guzelim, şurada, dragon gölüne benim keserim düştü.
kim dalar da çıkarır onun
benim güzel eşim mi?
eşi göle dalarken
beş kulaç atıyor şarkı söyleyerek
beş kulaç atıyordu ağlayarak
güzeliğim,gençliğim için değil
aglamiyorum, ama yavrum için ağlıyorum, ben giderken evde uyuyordu.
benim dizlerim nasil titriyorsa,
köprü de öyle titresin
benim saçlarım nasıl sallanıyorsa
yolcular öyle sallansın
benim gözyaşlarım nasıl akıyorsa
ırmak da öyle aksın
dilek tut güzelim, dilek tut,
lanet okuma
kardeslerin var gurbette var,
gelip gecerler buradan
dizlerim nasıl duruyorsa,
böyle dursun köprü
benim saclarim nasıl duruyorsa,
öyle dursun yolcular
benim gözyaşlarım nasıl duruyorsa
öyle dursun ırmağın suyu
üç kız kardeşdik biz,
üçümüz de lanetli
biri edesa köprüsü‘nde
diğeri debarisi‘de.
.................................
çeviren:
paris papageorgiou -
(bkz: #83615443) dede korkut hikayeleri'nden biri olan deli dumrul'a kaynaklık etmiş olması muhtemel pontos halk şarkısı.
-
amalgamation choir'in enstrümansız bir pagan ayini edasıyla seslendirdiği versiyon tüyler ürpertir, uyku kaçırır, dile dolanır ah. hikayesini okumayın, bağrınız düğümlenir ah.
-
harika ezgisi olan rum türküsü. pinhani ve ayşenur kolivar burada harika söylemişler.
https://www.youtube.com/watch?v=gois5kl1if8
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap