• elimden geldiğince geçişini engellemeye çalıştığım, aramızda 2-3 araç kalması halinde dakikalarca görmez&duymaz dan gelerek emniyet şeridinde kabız olmuş ıkınırcasına sesler çıkarmasına eğlendiğim araçtır aynı zamanda.
    bilinçli her vatandaşın aynı şekilde davranması gerektiğini düşünmekteyim.
  • 06 lfv 03
    siyah mondeo
    07 50 sulari
    bogaz koprusu

    nasil bir siren modeliyse araba degil ufo masallah

    edit: bir sözlük yazarı arkadaşın beyanına göre* kuvvetle ihtimal bakanlık danışmanlarından birine tahsis edilen resmi bir araçmış. sirenin şekline şemalına bakılırsa muhtemelen modifiyeden sorumlu devlet bakanlığı olsa gerek.
  • son bir yıl içerisinde inanılmaz şekilde sayısı artmış olan araçlardır. özellikle trafik sıkıştığında emniyet şeridinden üçer beşer zortlaya zortlaya geçiyorlar. polis hiçbir şey yapmıyor görse bile. kimdir nedir bunlar hala merak içindeyim, bir gün görüp de bir şey yapmayan o polislere sormak niyetindeyim. benim kanaatim sivil polis vs. oldukları, malum akp'nin desteğiyle polis teşkilatı bayağı bir semirdi. yakında gestapo gibi bir şey olup çıkacaklar diye korkuyorum.
  • çocuk çoluk ailecek doluşup bayram günü emniyet şeridinden trafiği yardırarak bayramlaşma ziyaretine gidenleri de tarafımca görülmüştür.

    edit: sivil birinin cesaret edip bunu kullanabileceğine veya kullandırtılabileceğine hiç ihtimal vermiyorum.
  • sorumlusunun "demokrasi" ve "adalet" savunucusu yüce devletimiz olduğu araçtır.

    göbekli ve bıyıklı amcalar makam araçlarıyla emniyet şeridinden geçme üstünlüğünü kendilerinde görmezlerse bu terör de biter.
  • şu başlığa ne 7.30'lar, ne a8 l'ler, ne s500'ler yazmıştım da geçenlerde 3.kez gördüğüm bentley'i de yazmak nasip olmamıştı

    34 ae 513
    hafta içi çoğu sabah dudullu gişelerde tem ankara istikametinde güzide eskortlarıyla görebilirsiniz.

    sonunda devletimizin âli filosundaki alman hakimiyetine dur diyen bir babayiğit nasıl başardıysa bentley edinmiş.

    (bkz: seni tanımak istiyorum yiğidim beni mutlaka ara)

    allah ödediğimiz vergilerle sizlere nice aston martin'leri maserati'leri de nasip eder inşallah
  • geçen ay 1. köprü yolunda altunizade kavşağında, herhangi bir lamba ve sireni olmayan, plakasını sinirden alamadığım bir scirocco, emniyet şeridinin bittiği noktada önüme kırmaya çalıştı. benim sıkıcı trafik hayatımdaki en sevdiğim oyun da bunlara yol vermeme üstüne kurulu olduğu için başarılı olamadı tabi.
    az ileride bu sefer yanıma gelip kornaya basarak, benle göz göze gelerek yol istedi. ben de son derece yavşakça hayır anlamında kafamı keyifle sallayarak yine vermedim.

    tam kavşağın ucunda, akşamları ekip arabasının olduğu yerde bu arkadaş önüme kırarak arabadan indi ve suratıma ne halt olduğunu anlamadığım bir kimlik sallayarak bağırıp durdu "sen kim oluyorsun da yol vermiyorsun bana" diye. ben de hiç inmeden, camdan "sirenin, çakarın yok, araban plakan resmi değil, peki sen kim oluyorsun da benden yol istiyorsun" diye geri bağırınca ekip arabasındaki polisler toplandı başımıza.

    bir tanesi bu delikanlı arkadaşı arabasına bindirip göndermeye çalışırken, ki o esnada biz bağrışmaya devam ediyoruz, genç bir tanesi de benden kibarca sakin olmamı isteyip durdu. bağrışma bitmeyince, bu kibar memur benden ehliyet ruhsat isteyince ben diğer elemanı unutup bir anda buna parladım, hiç bir kusurum olmamasına rağmen benden evrak isteyince. ama bu arkadaş dediklerimi hiç sallamadan evrakları alıp gitti.

    3-4 dk beklettikten sonra da geri gelip, beklettiği için özür dileyerek, benim olayda bir hatam olmadığını, trafik boyunca didişmeye devam etmememiz için beni özellikle beklettiğini kibar bir dille anlatınca da şaşırdım. polisten insanlık beklemeyi çoktan unutmuşuz tabi. bana "yalnız siz çok agresifsiniz, trafikte bin bir türlü adam var, böyle bağrışarak sürtüşmeyin kimseyle" diye bi de emmi nasihati verdi sağ olsun. beni korumaya çalıştığı adam da emniyet mensubu. işte bunlar hep yeni türkiye hamdolsun
  • rahmetli erdal tosun'un geçirdiği kaza sonrası kazaya sebebiyet veren aracın beşiktaş belediyesine tahsis bir araç olduğunu öğrenince bir merak saldı. gerçi belediyeden gelen açıklamaya göre bu araç belediyenin değilmiş de kiralıkmış. şoför kadrolu değilmiş de taşeronmuş. senin yapacağın açıklamaya ben..

    önce günahını almayayım bu araçta bir siren çakar vs var mıydı bilmiyorum.

    ancak anladığım şu ki beşiktaş belediyesinde, başkan değil, başkan yardımcısı değil, başkan yardımcısına bağlı bir müdürde bile renault üst segment bir makam aracı var.

    hadi dedim biz de kurumsal şirketlerde önüne gelene şirket aracı dağıtıyoruz bu arkadaşların günahı ne. ama kaza detayından anlıyoruzki bu araç için tahsis bir de makam şoförü var. sadece beşiktaş belediyesinde bu abinin eşleniği 20 tane daha müdür var. bir asgari ücretlinin bile yol+yemek+sgk minimum 30 bin lira yıllık maliyeti var. var oğlu var. sonra meydanlara utanmadan çıkıp her evin önünde 3 araba duruyor bu israftır diyen var.

    ulan beşiktaş belediyesinin yıllık bütçesi 350 milyon tl. 3 milyar 750 milyon sen milyar cirolu şirketlerde bile gm dışında kolay kolay makam şoförü tahsis edilmez aq. bu ne bolluk diyeceğim de bu gözler geçenlerde çakarlı bir bentley bile gördükten sonra artık hiçbir şeye şaşırmıyor.
  • muhtemelen sahte plaka takan bir araçtır.
    zira, kayıtlarda peugeot boxer'e kayıtlı bir plaka, eğer siyah bmw üzerinde ise; artık içinde hangi susurluk çetesi vardır gerisini siz düşünün.
    kontrollü olarak sağdan devam edelim :)
  • sivil diktanın, korku devletinin araçlarıdır. devletle, iktidarla bir şekilde işi olan, bağı olan, korumalığını yapan, hesap sorulamaz araçlardır. hepimizden bir şekilde üstündürler.

    ve işin üzücü tarafı hiçbirimiz bu orospu çocuklarına bulaşmaya cesaret edemiyoruz. ne bok olacağını bilemediğimizden. bu korku toplumundan başka nerede olur?

    sadece demokratik kongo cumhuriyeti'nde, evet.
hesabın var mı? giriş yap