• aşırı sempatik bir şivedir.

    tekirdağ'da askerliğimi yaparken karakolun duvarını mora boyamıştım. yerlilerden biri şöyle seslendi '' abe çavuj naaparsın be yavv, menekşeye çevirirsin be karakolu''

    hala rüyalarıma girer.
  • bu şivenin bir örneği de dayımın düğün davetiyesinde görülmektedir. yengemin adı hatiye fakat davetiyeye atiye yazılmış. biz de dağıtılmadan önce tüm davetiyelerde yengemin adının başına h harfini ekledik. evde söyleniyoruz bir ismi doğru yazamamışlar diye. tabi sonradan öğrendik ki doğrusu atiye'ymiş*.

    (bkz: bu da böyle bir anımdır)
  • örnek vermek gerekirse;

    trakya'da ilk görüşte aşk diye bir şey yoktur, bi kerette aşk vardır.*
  • "kültür denilince aklımıza halk oyunları, türküler, gelenek görenekler filan gelir hep nedense. hadi biraz daha mürekkep yalamış birisi isenin, mimari yapılar, halk edebiyatı ya da el sanatlarını da kültürel değerler arasında sayabilirsiniz.
    lakin bir bölgenin kültürünü tanımlarken, yöresel argo deyim ve sözcüklerin de önemli bir yerinin olabileceğini pek çoğumuz düşünmeyiz. gerçekten de sokakta

    konuşulan özgün dilin içinde küfür ve argo sözcüklerin ağırlığı o kadar fazladır ki bazen yöresel kültürlerin belirgin bir parçası haline gelebilmektedir.
    bizim rumeli kültüründe debreli hasanlar’dan, kara kediler’den, fuat balkanlar’dan, resneli niyaziler’den kalma bir “çetecilik ruhu” vardır ki bu apayrı bir yazının konusu olmayı hak ediyor. şimdilik bu ruhun izlerini taşıyan rumeli usulü argo jargonundan söz etmekle yetinelim.

    sizleri sıkmamak ve daha kolay anlaşılır olmak için örneklerle anlatmayı deneyeceğim meramımı... bunun için de amerikan filmlerinden duyduğumuz “hollywood argosu” ve türkiye’deki güncel sokak dilinden yararlanacağım ki mesele anlaşılsın:

    ***

    hollywoodça: hey, mike... gel şu pizzanın bir tadına bak dostum.
    türk sokak dili: mıstık, gel lan buraya. mis gibi menemen yaptık!
    rumeli ağzı: tetemoğlu ye bakalım! etli yuğka arkandan ağlaycak, ona göre.

    ***

    hollywoodça:tanrı aşkına brad, kes sesini...
    türk sokak dili: allah aşkına kapa çeneni nurten.
    rumeli ağzı: mari fatme, sussana artık. çenen düştü senin gene eycene.

    ***

    hollywoodça: hey dostum, senin derdin ne?
    türk sokak dili: oğlum, noluyo lan sana?
    rumeli ağzı: naparsın b’oğlum sen, şaşıttırmış olmayasın?

    ***

    hollywoodça: lanet olsun sana christine!
    türk sokak dili: allah senin belanı versin nurcan!
    rumeli ağzı: gözün kör olmasın senin münevver!

    ***

    hollywoodça:aman tanrım, şimdi ne yapacağız?
    türk sokak dili: aha da şimdi ayvayı yedik.
    rumeli ağzı: te şindi n’apçaz bakalım.

    ***

    hollywoodça: hey corc, neden kendine bir viski koymuyorsun?
    türk sokak dili: lan sülo, koş marketten iki bira kap gel bakayım.
    rumeli ağzı: rakıya su gatıp yazık etçeksen hiç içme şu mereti be ya!

    ***

    hollywoodça: korkarım seni öldürmem gerekecek steve.
    türk sokak dili: salavat getir çabuk ulan.
    rumeli ağzı: en camısı geberteyim seni de dünya bir pislikten kurtulsun bari.

    hollywoodça: ne derler bilirsin jack. hayat sürprizlerle doludur...
    türk sokak dili: valla oğlum bizim orlarda derler ki, kaderde varsa üzülmek, neye yarar süzülmek...
    rumeli ağzı: ne yapçağını önceden kararlamazsan aha da böyle ... gibi galırsın.

    ***

    hollywoodça: hey, sen ne yaptığını sanıyorsun ahbap?
    türk sokak dili: goduğumun yamyamı, n’örüyon lan sen orda?
    rumeli ağzı: gapçık ağızlı mı seni ya, kendini nimetten mi sayıyon bakeym sen!

    ***

    hollywoodça: hemen terket burayı micheal!
    türk sokak dili: ikile çabuk, gazla! gözüm görmesin seni.
    rumeli ağzı: tebiyasıza bak, tebiyasıza... hala duruyo orda.

    ***

    hollywoodça: sersem herif!
    türk sokak dili: enayi dümbeleği!
    rumeli ağzı: andaval!

    ***

    hollywoodça: hey barmen, şu karşıdaki piliç kim?
    türk sokak dili: üf! yavruya bak!
    rumeli ağzı: kimdir bu kumricik, kimlerdendir?

    ***

    hollywoodça: hergün beni biraz daha şaşırtıyorsun sam.
    türk sokak dili: n’olmuşsun lan sen, dümbük!
    rumeli ağzı: töööö!"
  • doğaldır içtendir insanın rahatlığını yansıtır aynı zamanda candır
  • herşeyden önemlisi yazı dilinde istediğiniz kadar doğru yazarsanız yazın, güzelliğini büyük oranda kaybeden ağızdır. zaten güzelliğini tamamen bir konuşma dili olmasından, konuşurken trakya insanına gelen gereksiz kibarlıkları, uyduruk-zorlayıcı dil bilgisi kurallarının halkımız tarafından sike takılmama yoluyla dilden atılmasıyla ortaya konuşurken keyif alınan bir dil çıkarılmasından alır.

    ha yazılı dile dökmeye çalıştığı yetmezmiş gibi, trakya ağzını çingene ağzıyla, o da yetmezmiş gibi kuzey ege/güney marmara ağızlarıyla harmanlayıp, hatta bazen tamamen onlar olarak bize sunan arkadaşlara ricam yapmayın etmeyindir. çingeneler de, kuzey egeliler de, güney marmaralılar da bizim kardeşimiz. çingeneler aynı zamanda bu toprakları paylaştığımız insanlar olduğundan aynı zamanda abimiz. ama trakya çingene şivesi, trakya şivesi demek değildir. istanbul çingene şivesi trakya şivesi hiç değildir. bazen trakya şivesi diye yaptığınız cennet mahallesi terk(ki o da en fazla başarısız istanbul çingene ağzı sayılabilir) taklitlerden sakının ki karizmanız çizilmesin.

    trakya ağzı nasıldır diye öğrenmek isterseniz tatile gittiğinizde, yolda mola verdiğiniz benzinlikçide duyduğunuzla yetinmeyin. gelin trakyada bir süre tatil beldesi olmayan yerlerde vakit geçirin. muhabbet edin. gene doğru taklit edebilir misiniz? taklit yeteneğinizin seviyesine bakar. öğrenebilir misiniz? geçirdiğiniz zamana, yaşadığınız samimiyete bakar. mesela uyum sağlayan bir insan 10 gün sonra farkına varmadan cümlelerinin trakya ağzına doğru kaydığını görür. neden? çünkü böyle konuşmak daha kolaydır. 3-4 sene yaşayan bir insan trakyalı olur, çoğu kendini trakyalı görür. yerliler de onu yabancı görmez. ama 40 sene buralarda yaşayıp trakyalı olamamış insanlar da bilirim.

    * trakya ağzının da köyden köye bile farklılaşabilen bir şey olduğuna girmiyorum bile dostlar. bir de son ricam gittiğinizde başarısız taklitlerinizi bölge insanına yapmayın, sizi üzmemek için yüzünüze güler, ardınızdan söverler haberiniz olsun.
  • eniştem seneler önce sünnet düğününde, hani boyna takılan altın harf modası vardı ya eskiden. heh işte o harflerden "a" olanlarından kendine takılmıştır ve sayısı 4'dür halende evinde saklamaktadır anı olarak.. kendisi uzunköprülüdür. adı da hakan'dır. trakyalı olmak böyle birşey...
  • keşan'da yol çalışması için trafiği durduran görevli abinin, telsiz yoluyla çalışma alanındaki diğer görevliye yaptığı "arabaları salem mi ?" anonsu ile arabada beni gülme krizine sokan ağızdır.
    yine edirne'nin nadide bir köyünde, köpekten korkan kuzenime, "te bu bizim maarremin eniğidir, kurkma kızanım" diyen amca ile nirvanaya ulaşan ağızdır.
    dünyanın en tatlı şivesidir.
  • kendi içinde de farklılık gösterir, ilçeden ilçeye, köyden köye hatta aileden aileye göre değişebilir. trakya insanı konuşmasından tanır adamı nereden, kimlerden olduğunu. hatırladıklarım;

    (bkz: gacallar)
    (bkz: pomaklar)
    (bkz: muhacırlar) => (bkz: kopçasızlar) (bkz: dağlılar) (bkz: deliormanlılar) (bkz: çıtaklar)
    (bkz: çingeneler)

    dipnot: sülale olarak çıtaklardan olmamıza rağmen ailenin 20 sene istanbul'da yaşamasından dolayı trakya ağzı adına birşey bulunmamaktadır zat-ı alimde.
hesabın var mı? giriş yap