• aslında olmayan manyaklık. önce şehrin organik çarşı yapısını bozdular sonra hava alacak yer bırakmadılar sonra buraya gidin dediler.
    millet de gidiyor.
    (bkz: toplum mühendisliği)
  • türk milletinin anlamakta zorlandığım özelliği. hele pazar akşamı saat 9'dan sonra bile avm'nin kalabalık olması.

    arkadaşla avm'de buluşulur, anne ben gezmeye dışarı çıkıyorum dendiğinde adres avm'dir. insan bu havada pazar akşamı avm'de vakit mi geçirir? sevgilinle, eşinle ne bileryim restauranta gidin bir şeyler yiyin, ne bileyim sonra orada ya da başka yerde bir şeyler için, keyif yapın, sahilde dolaşın, sinemaya gidin, evde dvd'de film izleyin, ertesi gün iş var dinlenin, yok olmadı seks yapın vs...

    manyak mısınız ki kendinizi avm'ye tıkıyorsunuz?
  • avrupadaki gibi tuvaletler paralı olursa sanırım o zaman avmlere gelenlerin sayısında bir azalma olabilir.
  • sokak ile iletişimi kesme manyaklığıdır. avm lerde büyüyen çocuklar güneşi, bulutu değil de avm lerdeki mağazaları resim derslerinde çiziyorlardır diye düşünmeye başladım. öğlenleri okul servisi ile avm lere getirilen çocuklar görüyorum bir süredir. biz çocukken parka bahçeye yayılırdık öyle.
  • artık vücutları tükettikleri hazır gıdalardan ötürü dışkı bile üretemeyen tüketim çılgınlarının kabe'si avm'ler. emin olmamakla birlikte belki de tüketim çılgınlarının ibadeti olabilir.
  • kimi zaman alışveriş için ideal olsa da (soğuk havalarda), adım başı açılan bu büyük şoping sentırlar alışverişten ziyade insanların takıldığı yerler halini aldı. saçma atraksiyonları, buz pateni pistleri , hızlı trenleri, dönme dolaplarıyla geçmiş zamanın panayır yerlerini anımsatıyor. haftasonu çoluğunu çocuğunu kapan oranın ucuz piyasasında alıyor soluğu. haftaiçi de mesai arkadaşlarıyla durum kritiği yapıyorlar. evet, manyaklar.
  • alışveriş merkezinde saatlerce gezip hiçbir şey almadan yemek yiyip dönmek gibi bir manyaklıktır. dükkanlarda mal satılmıyor ama tüm askılardaki ürünler kabinlerde... restoran ve fastfood satan dükkanların orası ise ana-baba günü.
  • her zaman olduğu gibi bu sorunda da (sorun olarak görüyoruz sanıyorum) mevzunun en başına gitmek gerek. erkeğin abazanlığı, kadının alışveriş merakı, dışarıdaki soğuk, tüm bunlar avmlerin dolup taşmasında sadece birer etken. aynı tv dizilerinde olduğu gibi yaklaşmak çok yanlış olmaz diye düşünüyorum.tv'de insanlara 2000 öncesi yabancı sinema sunulurken o izleniyordu, şimdi piyasada 100 e yakın dizi olmasından kaynaklı olarak yabancı sinemaların tv'de esamesi okunmuyor. çünkü artık tepside dizi var beyler. aynı bu mantıkla hareket edersek, türkiye'de özellikle hızlı gelişme süreci içerisindeki ve hali hazırda zaten gelişmiş şehirlerde inanılmaz bir yerleşim sorunu meydana çıktı, ya da zaten vardı hala devam ediyor da dıyebıliriz. avrupa'ya bakıldığında şehirlerin göbeklerinde gezmek için bir park, insanların binaların içinde boğulmaması için boş ve geniş meydan koyma çabası vardır(meydan aslında hep vardır yapılaşmayı etrafına kurarlar). bizde ise şehir göbeğinde ne kadar boş arazi varsa ya da boşaltılıyorsa, hepsine kar getirisi en yüksek ne varsa onu koyarlar. bu da genelde avm oluyor. yani tepside yeşil parklar büyük gezi alanları değil, koca koca birbirinden lüks avmler var ve biz bunları tüketeceğiz.sen tüketmezsen geri kalan %90 tüketir. dizi izlemeyen adam gibi kalırız sonra ben avm ye gitmiyorum diye. yapılaşma ile alakalı olarak mecidiyeköy de ali samiyen stadından kalan, tam park yapmalık bir alan var artık. orada yaşamış biri olarak söylüyorum, insanların en acil ihtiyacı olan da budur. ama gel gör ki, belediyenin çokta umrunda değil insanların gereksinimleri.
  • bankaların kredi kartı verme kriterlerini hafifletmeleri ile avm sayısındaki artış, ve halkın bu avm'lere yönelik talebi* arasında bir bağıntı* olduğunu düşünebiliriz.
  • patronları zengin eder. hergün yeni avm açılması bunun en büyük ispatı değil mi? ülkemizde avm'den alışveriş yapmak elit insan modelini anımsattığı için herkes ihtiyaçlarını avm'lerden karşılıyor. kimine göre avm gezmek sosyallik belirtisi. bir deniz kenarında ailesiyle oturup temiz hava solumak yerine avm'de yığın sürüsü olmak daha cazip ve daha kültürel aktivite.

    balık tutmayı bilmeyen nesil yetişiyor tehlikenin farkında mısınız? *
hesabın var mı? giriş yap