• yaşama devam edebilmesi için ağaca değil altına ihtiyaç duyan canlı formu beyanı. siyanürü de ayran gibi içiyor belli ki.

    biz karbon bazlı canlılar aynı fikirde olmadığımız için gerim gerim germişiz tabi.

    edite edit: çok meraklıysanız boş arazi bulup ağaç dikin buyurmuş hırt. bak ülkenin başkentinde bu 2 kez geniş ölçekte yapıldı. ilki atatürk orman çiftliği, bataklıkken islah edildi, ağaçlandırıldı. 80 sene ankaralı orayı mesire yeri olarak kullandı. sonra ne oldu? birileri ya bura güzelmiş deyip ağaçları kesip yerine külliye yaptı. ikincisi odtü. çıplak araziye nesillerce öğrenci ve hoca toplanıp ağaç dikti. hiç yoktan odtü ormanı diye bir şey yarattı. sonra ne oldu? çukurambar'da oturan akp'li tayfaya rant olsun diye kocaman bir parçası iç edilip otoyola çevrildi.

    millet diksin akp kessin, ne güzel di mi lan?

    hadi şimdi silktir git.
  • üst edit: https://eksiup.com/p/c370984yxhmr

    bu ve bunun gibilere cevap vermek istiyorum artık.

    bu tarz vakaları çok yaşıyorum. bazen aktroller tarafından küfür ve hakarete maruz kalıyorum atatürk'ü övdüğüm veya iktidarın yanlışını yerdiğim için, bazen de diğer kısımdan aktroll olmak ile itham edilip aynı şekilde hakarete maruz kalıyorum. işin komik olmasını geçtim, bunları şikayet edebileceğim bir yer olsa keşke. küfürlü mesajları sildiğim için diğerlerini şu an koyamıyorum buraya, mutlaka gelir nasılsa, o zaman unutmazsam onu da ekran alırım.

    ben akpli değilim. chpli de değilim. mhpli hiç değilim. hiçbir partiye mensup değilim. bununla beraber ülkenin içinde bulunduğu durumun içler acısı olduğunu düşünmekteyim. entrylerim apaçık ortada. doğru bulduğuma doğru, yanlış bulduğuma yanlış diyorum. terör propagandası olmadığı sürece her türlü düşünceye de saygım vardır, en azından saygılı olmaya çalışıyorum.

    sizin bu küçük beyinleriniz yeteri kadar iyi çalışmıyor diye çirkin laflarınıza maruz kalmak zorunda değilim. etkilendiğimden de değil, umrumda olmazsınız. bir avuç beyinsiz geri zekalısınız, sizi sikime takmam. lakin vaktimi harcıyorsunuz. sizinle muhatap olmaktansa boş boş duvara 5 saniye daha bakabilirim, en azından dinlenmiş olurum. ülkenin solcusundan da cehalet akıyor sağcısından da. herkes kraldan çok kralcı, herkes sapına kadar bağnaz. müstehak bu ortadoğu bataklığı. ağacınızı da keserler, o kesilen ağacı getirip götünüzün içine kökleyip sokarlar da gıkınızı çıkaramazsınız orospu çocukları çünkü malsınız. düşünmekten acizsiniz. açıp iki entry okuyup ya bu adam nedir necidir demekten acizsiniz.
    cevap sonu
    dipnot: ne olur engelleme ulan çok üzülürüm bak
    --------------------

    bu konuda çoğu insanın gösteriş yaptığını düşünüyorum ben de. siyanürmüş altın aramaymış o konulara giremeyeceğim çünkü herhangi bir bilgim yok. gündemdeki o meselenin dışında, ağaç konusunda gereksiz bir duyar kasılıyor.

    evet ağaç demek oksijen demek, ağaçlar iyidir. ama ağaçlar kesilebilir, yerine yenisi dikildiği müddetçe. tabi ki yeni dikilmiş bir ağaç ile yetişkin bir ağaç aynı işlevi görmez haklı olabilirsiniz ama o ağaç yetişene kadar da eksik olan bir ağaç sebebiyle ölmeyiz.

    bu anlamsız ağaç sevgisinin çoğu insanda sahte olduğunu düşünüyorum. sadece sosyal medyada bir iki beğeni almak, "bakın ben duyarlı bir insanım" imajı yaratabilmek için ağaçlara sahip çıkan kesimin gerçekten ağaçları sevenlerden daha çok olduğunu düşünüyorum. zaten bu devirde insanların kendilerini olduğundan farklı göstermek için yapmadıkları ne kaldı ki? neyse ki bu kez faydalı bir şey yapıyorlar. lakin, her şeyde olduğu gibi ağaç mevzusunu da abartınca itici oluyor.

    aman ağaçlara dokunmasınlar yakarım kendimi minvalinde gezinenlerin %90 kadarının henüz hayatında hiç ağaç dikmediğini de iddia ediyorum. öyle bir halde ki toplum insanlar çoğu şeye sadece farklı olmak için itiraz ediyor, önemsedikleri için değil.
  • bu yazara hangisini anlatacaksın

    psikoloji/sosyolojiden başlayıp kendi düşünce yapını toplumun genel doğrusu kabul etmek yanılgıdır. sen paraya tapıyorsun, para için gözün dönmüş ise herkes öyle değil.

    biyoloji anlatıp kestiğin ağaçlar doğal komünitenin bir parçası onu oradan çekince yerine ağaç diksen bile o büyüyene kadar bütün komünite çökecek asla eskisi gibi olamayacak

    coğrafya anlatıp dünya çok uzun periyotlu ısınıp-soğuma döngüsünde ısınma kısmında ve kendiliğinden zaten sürekli ısınıyor. sen inkar etsen de ülken çölleşiyor. bunu geciktirebilir veya etkisini en aza indirmek için su döngüsündeki ağaçları koruyup sayılarını arttırman lazım.

    felsefe/teoloji ilkesel olarak dünya senin malın değil sana atalarından miras kaldı çocuklarına devredeceksin. ahlaki olarak görevin aldığından daha iyi halde gelecek nesillere bırakmak. su döngüsünün anahtarı ağaçları yok edip torunlarına içme suyu bulamayacakları kurak bir coğrafya bırakma hakkın yok.

    hangi birini anlatacaksın bu cahil akılsıza bu yaşa gelmiş hiçbir yönde geliştirememiş kendini tek bildiği tanrısının para olduğu
  • kişi hassasiyet duymadığı meselelerde, verilen tepkileri anlamsız bulur. içi boş görür. anlayamaz, hissedemez. bundan kaynaklı olsa gerek, tüm olayı sahtelik, ikiyüzlülük hatta taklitçilik olarak yorumlar...
  • “türkler canlı ve cansız mahlukatın hepsiyle iyi geçinirler. ağaçlara, kuşlara, köpeklere, velhasıl tanrı'nın yarattığı her şeye hürmet ederler.” (lamartine, voyage en orient, cilt 2, paris, 1896-1897, s. 259)

    ‘’türkler tabiatın güzelliğine o kadar hürmet ediyorlar ki, evlerini yapacakları yerde bir ağaç bulunursa, ağacı kesmiyorlar da evlerinin içinde ağaca bir yer ayırıyorlar. ağaç dallarını, çatılarının en güzel bir süsü sayıyorlar.’’ (lady craven, voyage de milady craven à constantinople, paris, 1789, s. 171)

    ‘’türkler tabiati olduğu gibi seyretmeyi daha uygun bulurlar; gölgelerinde dinlendikleri ulu ağaçlar için evlerinin planlarını bile değiştirirler. evin sahibi kadar eski bir karaağacı kesmemek için bir evin ağacı içine alacak tarzda inşa edildiğini gördüm. bir arsada ağaçlar nasıl bitmişse o şekilde muhafaza edilir, evlerin mimarîsi onlara göre saptanır.’’ (baron de tott’un hatıratından, 1784)

    “türkler'in çiçekten sonra gelen bir başka zevki daha var. insana tuhaf gelecek derecede ağaç dikimi ve bakımıyla uğraşıyorlar. en sevdikleri ağaçlar meşe, ıhlamur, çınar, çam, kestane, karaağaç, ceviz ve mezarlıklarda pek bol raslanan servidir. türkler'in, en'anevi diyebileceğimiz bir itikatla, bütün bu ağaç çeşitlerine karşı büyük bir hürmeti var. mutlaka gerekmedikçe, ağaç kesmek veya yakmanın bir felakete yol açacağına inanıyorlar. türkiye'deki ağaçların bolluğu, güzelliği, yaşlılığı bu duygunun ne derecede olduğunu açıkça göstermektedir. bir kelime ile, bir ağacı kesmek yahut kurutmak, tabiata karşı işlenmiş bir cürümdür, hele mezarlıklardaki ağaçları kesmek, onların gölgesinde ebedi uykularını uyuyanların ruhunu tahkir manasına gelir.” (moradgea dohsson, 18. yüzyıl türkiyesinde örf ve adetler, s. 132)

    (bkz: türklerin doğa ve hayvana çok değer vermesi)
  • avrupa yakası izleyen yazar beyanı
  • sahte mahte diyecektim ki yukarıda bir arkadaş hislerime tercüman olmuş.

    ilaveten son konu kaz dağları olduğu için, bu madenlere kaz dağlarında yapılacak tahribat değer mi? bu madenlerde kamu yararı var mı? rakamlarla gerekçelerle anlatınız, geçiniz. sen niyet tavşanı mısın? sanane samimiyetten askerlik arkadaşım mısın?

    madem o kadar karlı yap kapalı galeri, taşı uzak uygun bir yere orda işle, ki taş taşıma konusunda bir dünya markasıyız..

    kurtarmıyorsa ilerde yüksek bir teknoloji geliştirilir o zaman çıkartırız. kaz dağları da geleceğe kalsın, bin yıldır anadoludayız altın vuruş yapar gibi sanki tüm geri dönülmez icraatları on yirmi yıllık bir iktidar dönemine sıkıştırmak zorundayız. kanadalı bir şirket kanada’nın kuş uçmaz geyik sıçmaz köşelerinde bile bu kadar rahat hareket edebiliyor mu?
  • yok öyle samimiysen git ağaç dik, palamut döşen tripleri..

    sen ağaç kesilmesini savun mantıklı bir açıklama yapma, ben de sessiz sessiz gideyim bir kenarda senin de faydalanacağın ağaçlara mesai harcayayım. bu arada göz göre göre vatan toprağı talan edilsin.

    gebereceksek hepimiz aynı oksijensizlikten geberelim..
  • son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.
hesabın var mı? giriş yap