12846 entry daha
  • siktir olup gidenlerden değilim. ha gittim mi, evet. aslında türkçesi türkiye'deki kapımı kapatmadan/çarpmadan gittim diyelim. belirli bir süre, iki yıl kadar, kendimi dinleyecek ve geliştireceğim, dönüp dönmeyeceğime ise sonra karar vereceğim.

    ha ama şu bir ay içinde resmen kemiklerime kadar dinlendiğimi hissediyorum. 8 milyonluk gri ankara'dan sadece 500.000 nüfusu olan yemyeşil bir şehre taşınmak belki de bunu sağlayan, belki kimsenin hiçbir şeye acelesi olmaması. trafikte herkesin kibarlıktan kırılıyor oluşu, birlikte çalıştığım insanların sonsuz destekleri, dört yanı ormanlarla çevrili bir şehir. sokaklarda gezmek yormuyor artık. kimseye kızmıyorum alışveriş sırasında çünkü kimse anasının gözü gibi davranmıyor. sadece gündelik hayatta da değil, iş hayatında da birlikte çalıştığım hiçkimse niyet okumaya çalışmıyor, kimse söylediklerimden/yaptıklarımdan hatalı çıkarımlar yapmıyor. saatlerce belirli bir konu üzerinde tartışabiliyoruz ve bu sayede çok farklı bakış açıları kazandığımı hissediyorum burada. tek bir pencereden baktığım her şeye başka pencerelerden bakmak gerektiğini öğreniyorum. sırf ben yanlarındayım diye kendi aralarında anadillerinde konuşmaktan imtina eden bir grup insanla beraber öğreniyorum pek çok şeyi. insanca yaşamayı belki de.

    kıssadan hisse tüm vücudumun arındığını hissediyorum. türkiye'den telefonla konuştuğum herkes "sen çok durgunsun bir sorun mu var" diyor. hayır, aksine. her şey çok sakin. olabildiğine sakinim. hiç acelem yok. hiçbir şey için koşturmuyorum. görevim olmayan ama yapmak zorunda olduğum hiçbir şey yok ve bu inanılmaz bir kafa rahatlığı veriyor. iş yerinde iş yetişiyor, evde sevdicekle koyun koyuna dizi izleyebiliyoruz "ya bugün benim çok işim var, bugünlük izlemesek" bahaneleri olmadan.

    sanırım ülkemde olmayan şey sukunetmiş. ve sanırım hepimizin biraz sukunete ihtiyacı var.
  • valla ben kapıyı çarpmadan gittim demiştim bir yıl önce. siktir olmadan gittim, dönüp dönmeyeceğimi zaman gösterecek demiştim (bkz: #98618748) ona rağmen baya mesaj gelmişti özelden, siktir git, gelme, sizin yüzünüzden bu haldeyiz, atam böyle mi yaptı diye. halbuki hedefim de hayalim de başkaydı benim.

    harika insanlarla harika işler yapıyorum geldiğim yerde. şimdiye değin hiç tatmadığım bir çalışma modeli yaratmış insanlarla birlikte hem de. gece 3'te mail cevaplamayı marifetmiş gibi yansıtan insanlara inat gece 3'te mail cevaplamayı geçtim, mail göndermenin bile taciz olduğunu öğrettiler burada bana. haftasonları yalnızca keyfi okuma yapılabileceğini, doğru tatil yapmamış insandan asla verim alınamayacağını öğrettiler. yetiştiremediğim işler için gece gündüz sabahlayıp hasta olan bana bir işin birkaç gün gecikmesinin aslında çok da önemli olmadığını öğrettiler. durmayı öğrettiler. durup köşeden izlemeyi. birlikte çalışmanın -ama tüm işi senin yapıp onlarla beraber anıldığın bir birlikte çalışma değil bu- nasıl sonuçlanabileceğini öğrettiler. 100 yıl da türkiye'de kalsam görmeyecektim bunları. çünkü "en iyisi biziz yau" lafını duyuyorsan sürekli, aslında en iyisi olmadığını anlamak için çemberinin dışına çıkman gerekiyor. takvimimde bu yıl altında imzamın olacağı kesinleşen işlere bakınca gözlerim doluyor mutluluktan. daha önce asla yapamadığım şeyleri yapabilecek olmanın hazzı bu. corona'ya rağmen hem de.

    ha ama corona çıktı. en sevdiklerim zarar gördü bir yıl içinde. kimi asla eskisi gibi olamayacağı bir hastalığın pençesine düştü. benim zaten yıllardır siktir olup gidememe sebebim heybemdeki sevdiklerimin kalabalığıydı. sonra burada bu kadar mutlu olunca dedim ki içimden "ben değiştireceğim, ben öğreteceğim, ben göstereceğim onlara başka bir dünyanın da var olduğunu. böyle bir sistemi yerleştireceğim. çünkü bunu hak eden insanların hepsinin siktir olup gitme şansı yok". pek çok yerden gelen güzel tekliflere rağmen seneye dönmeye karar verdim. sonra ne mi oldu? şey, ülke dedi ki "gelme".

    sen bilirsin kuzum.

    * entryi yazarken fonda "ben en doğruya en yanlışlardan geçerek ulaştım, sizin bataklıklarınızdan gül bahçesine nihayet ulaştım" çalıyordu. entry ondan öyle. (bkz: unut dedi hatıram)
7383 entry daha
hesabın var mı? giriş yap