• insanların anlamadığı bir şey var; ekonominin büyük olması her şey demek değil. hacim büyük demek.

    dünyanın en büyük ekonomileri arasında endonezya ve hindistan var. bilmem bir şey anlatabildim mi?

    büyük ekonomi demek, zengin bir ülke ve hemen hemen eşit dağıtılan (kişi başı milli gelir'in tutarlı olduğu) ekonomiler de olabilir, aynı zamanda pastanın çok büyük olduğu, ancak pastanın büyük payını ise belli kesimlerin elinde tuttuğu ve geri kalan halkın ortalama kişi başı milli gelirin yanından bile geçmediği ve orta sınıfın ölü olduğu ekonomilerdir.

    ekonomik veriler yanıltıcıdır ve bunu bizzat ekonomiyle dünyayı yöneten amerika birleşik devletleri'nin dünyaya hükmeden şirketlerinin eski çalışanları söyler. (bkz: confessions of an economic hit man)

    ülke ekonomisi 10 ise, bunun 6'sı yabancı yatırımcının sayesindedir, adam da kazandığı ve şu an ülkede gözüken paranın 5'ini evine götürür biz de 10 üzerinden hesapladığımız kişi başı milli geliri bir tarafımıza sokarız (halbuki kalan 5 üzerinden hesaplamak gerekirdi-bize kalan).

    ayrıntılarıyla anlatmaya bugün dermanım yok, defalarca yazdım çizdim, başkaları da yazıp çiziyor. yeter ki önünüze yem diye sunulan ekonomik verilere inanmayın yeterli - aslında o veriler yalan değil, fakat gerçek olmaları kıstas olmaları gerektiği anlamına gelmez-.

    endonezya ve hindistan'a değineceğim; ondan önce filmlerden mükemmel gördüğünüz abd'de günde 50 milyon insan (nüfusları 300 milyondan fazla) akşam yemek yiyip yiyemeceğini bilemiyor. düşünün burası abd.

    ve dünyada 7 milyar insan yaşarken bunların 3,5 milyarı günde 2$'a çalışıyor, ortalama ömürleri ise kesinlikle 80 değil. 45 civarı; çünkü o parayı kazanmak için günde 12 saat ortalama ile çok kötü koşullarda çalışıyorlar.

    özellikle hindistan ve endonezya'ya çevrenizde giden varsa bir anlatsın; yok anlatmıyorsa veya öyle biri yoksa ben söyleyeyim; gittiğiniz her yerde pislikten nasıl ölmediğine şaşıracağınız sokak insanları görebilirsiniz. birinin nüfusu 300 milyon, öbürü 1,3 milyar. ve kimse kusura bakmasın ama maalesef oradaki insanların %90'ı sizin köpeğinizden daha kötü durumlarda yaşıyor (iyimser sayı verdim). fakat "ekonomileri çok büyük" gördüğümüz gibi.

    türkiye ekonomisi japonya'nın 5'te 1'i olduğu halde, japonlar'ın şirketleri dünyanın her yerinde ülkelerine para götürüyor olduğu halde türkiye'nin japonya'dan daha fazla milyarderi vardır. buradan da bir mesaj çıkarabilirsiniz umarım.

    sevgiler.

    edit: imla.
  • türkiye'deki en zengin %1'i çıkarınca kalanın bangladeş seviyesinde olduğunu gösterir. yabancı forumlara gidin, "hindistan en büyük 4. ekonomi, mars'a araç yolladık, nükleer silah yapıyoruz" diye caka satan hintli bebe kaynıyor. herif onu yazarken ertesi gün bidona temiz su doldurmaya 4 kilometre çıplak ayakla yürüyor. bizde "ekonomimiz süper" diyen gerizekalılar da bu adamların sınıfsal akrabası işte.
  • birçok haber sitesinin duyurduğu haber.

    2023'te dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi hedeflerken - doğrusu, böyle bir hedefi pazarlarken -2014 yılında bir anda iki basamak birden düşerek 19. sıraya gerilemesidir. ortada bir kriz de yok, öyle söylüyorlar. belki de "eyy amerika, eyy ab" filandır sebebi.

    1976'da 17. sırada
    1987'de 15. sırada
    2001 krizinde 21. sırada
    akp iktidarda olduğu süre boyunca genelde 17. sırada
    2014 yılında 19. sırada

    kaynaklar:
    http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/27857073.asp
    http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/17846827.asp
    http://www.zaman.com.tr/…ekonomi-olduk_2195193.html
  • gene saçmalanmış, konuların ayrı olup sonra birleşmesinden ötürü bazı kişiler yanlış bildiklerini okumaya devam ediyorlar demek ki. diğer konuda olup şu an buraya taşınmış olan entry'imde ekonomik verilerin kandırıcılığından bahsetmiştim ki sonra gelen bazı yorumlar bunları kanıtlar nitelikte olmuş. (bkz: #47972178)

    birileri rakamlarla kandırılıp, büyüme rakamlarına takılmışlar. ilk entry gene aynı şeyi anlatıyor da ben burada biraz daha açayım ki kimsede soru işareti kalmasın.

    şimdi bu büyüme oranı meselesine gelelim;

    dünyada ekonomik büyümenin içinde demografik büyüme (nüfus büyümesi) ekonomik büyümenin yarısına yakınını etkiler ve etkilemiştir. (teoride değil, pratikte yani tarihte böyle olmuştur.) nüfusun çoğalmasını bu yüzden ister devlet büyükleri. çalışan ne kadar insan, ne kadar iş yapan insan o kadar büyük ekonomi demektir (- yanlış anlaşılmasın- bu insanlar iyi yaşar demedim farkederseniz, diğer entry'de bahsettiğim endonezya ve hindistan örneklerine pür dikkat lütfen). büyük ekonomi de baştakilerin daha çok ekmek yemesi demek, yani bir nevi nüfus köle durumuna geçer.

    ve geleyim tekrar büyüme olayına; dünya son yüzyılda senede %1 büyümüştür. bu gerçekten iyi bir rakamdır. senelik çok farkettirmese bile uzun vadede (mesela 30 yılda 50 kat büyüme) çok büyük etkiye sahiptir. bu sebeple gördüğümüz rakamlar; mesela 3'ler ve 4'ler ciddi rakamlar. fakat bu kesinlikle türkiye'ye özgü değil. dünya trendi bu yönde. başta bahsettiğim demografik büyüme ekonomik büyümelerde önemli olduğundan; şu anda gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelerin bu yüzyılın yarısından sonra(2050+) kişi başı ortalama gelir olarak şu anki gelişmiş ülkelere yakın olacağı tahmin ediliyor.

    bunun sebebi bilginin serbest dolaşımı, yani serbest piyasadan ötürü beşeri sermayenin kendini geliştirmesi ve gelişmemiş ülkelerin de gelişmiş ülkeleri kopyalayabilmesidir ve onların da para kazanabilmesidir. bugüne kadarki hızla giderse dediğim gibi bu yüzyıl içinde denklik bekleniyor. dünyada ortalama büyüme gene %1 olacaktır, fakat gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler bunun asıl temelini atacak çünkü nüfusları tükenen avrupa ülkeleri gibi ülkeler çok yavaş büyümeye başlayacaklar, bazıları eksilere bile geçecek.

    bu olan ekonominin kaçınılmaz sonucu. adamlar "benim nüfusum yoksul yaşayacağına hiç yaşamasın" mantığıyla keyfine bakıp çok üremiyor. (veya ileride olacak bir kıtlığa önlem alıyorlar.) aşırı üreyen toplumlar ise kendilerine bir değer yaratıp bir şekilde büyüyor ve ekonomileri büyüyecek.

    hatta eski türkiye!'den örnek vereyim, (bkz: #46246495) türkiye önceki on yıllık periyotlarda da hep 2,5 kat büyümüştür zaten, bu sefer ise küresel trendin de büyük yardımı ile yabancıya daha kucak açıp geleceğimizi satarak, eski ortalamayı biraz daha artırıp 3,5 yaptık. tıpkı diğer kongo, afganistan gibi ülkelerin 5 katına çıkması gibi örnekler de mevcut. (bkz: #46246313)

    tabii burada nereye dönüyoruz? ekonominin büyümesi ülkenin müthiş olduğu anlamına gelmez. o zamanlar bile gene atıyorum bir alman, somali'deki şirketlere sahip olabilir ve aslında oradaki üretimi o sağlayıp kendi ülkesine değer götürüyor ve somali'yi şişik gösteriyordur. yani ekonomilerin büyük olması mesele değil, mesele ülkedeki insanlara o büyük ekonomiden ne kadar pay ayrıldığıdır.

    bunu hesaplamak çok basittir, şöyle açıklayalım. gayri safi yurtiçi hasıla hesaplanmasını hepimiz biliyoruz (ülke içinde üretilen tüm değerler diye özetleyelim), sonra bunu nüfusa bölüp bizim kişi başına düşen yurtiçi hasılamızı buluyorlar. hani arttı diye övünülen. fakat sizin ülke içi üretiminizi yapan değerler yabancıya aitse (ki türkiye'de borsadaki kağıtların değerinin %70'e yakını yabancıdır) o adamların parasının ülkeye faydası olmaz, çünkü adam kendi payını alıp ülkesine götürdüğü zaman sen ancak arkadan bakarsın. ama o adam buradayken senin ülke hacmin gayet büyük gözükür. dünya çok girift, tabii ki kapalı ekonomi olmamalı ancak b planın olmalı.

    ayrıca bunun yabancı olmasına dahi gerek yok. senin ülke insanın da zaten aynı görevi görüyor. adamın öyle bir geliri/serveti var ki ülkede 10.000 kişi bir ömür çalışsa ona ulaşamaz. şimdi bu adamın kazandığı para da senin, benim kazandığım diye gözüküyor. toplamı nüfusa bölüp o paradan ben de pay alıyorum diye gözüküyor lakin öyle değil. çok aşırı lüks yaşamayan, mütevazı yaşayan diye bildiğimiz japonlar bu ünlerine uygun davranarak bizim 5-6 mislimiz ekonomileri ve dünyanın her yerinde üretim yapıp sattıkları ürünleriyle bizden daha az milyardere sahipler (nüfusları da bizim iki katımıza yakın).

    çok gelişmiş ülkelerde alt sınıflar tarih içinde haklarını savunageldiği için, sizin gibi "başımızdakiler müthiş ya, ekonomiyi büyüttüler, bak ayda 1000 lira alıyorum, kıçımı silmeye tuvalet kağıdını zor buluyorum; yaşasın x parti!" demedikleri için oralarda toplam geliri nüfusa böldüğünüzde daha tutarlı sonuçlar çıkıyor.

    buradan çıkaracağımız sonuç; rakamlara bakın ama kanmayın. rakamların alt dallarına inin ve mantıkla birlikte sorgulayın. en önemlisi, size ürettirilmesin, siz üretin. siz bir değer katın. ülkenizde övündüğünüz ulaşım araçları yabancının sizin geleceğinizi aldığı paralarla olmasın, ülkenizdeki değerin büyük kısmı size ait olsun ve o değeri halkınıza adaletli dağıtın, işçinin hakkını verin.

    aksi takdirde tüm dünya serveti, geliri sizin olmuş ne önemi var?

    edit: imla.
  • paralel yapı, gezi çapulcuları ve merkez bankasının suçudur. oh ne güzel memlekette kötü bir şey olunca ''bakın bakın onlar yaptı'' diyerek arkada küpünü doldur ondan sonra ufacık bir temel atma töreni yada açılışta '' biz, biz, biz !!!'' diye bağırarak şov yap.
  • akp seçmenini pek ilgilendirmeyecektir. onları kandırmak çok kolay:

    (bkz: biz x kilometre duble yol yaptık)

    (bkz: chp camileri ahır yaptı)
  • ak parti'ye giydirmek için rakamları kullanmak yapılabilecek en büyük yanlıştır, evet. zira paradan 6 sıfır attık dendiğinde çılgınca sevinen bir kitleye laf anlatmaya çalışıyorsun.

    al sana rakam, türkiye'nin dünya gsyh’sindeki payı 2000 yılında %1,4 iken, 2013 yılında da %1,4.

    ama 2013 yılında gezi olmuştu di mi lan? eğer gezi olmasaydı 14 olacaktır değil mi sevgili hülocan?

    http://www.mahfiegilmez.com/…oyu-yol-gidememek.html
  • ben kur mur anlamam hacı, icraate bakarım. türkiye gerilemiş, akp döneminde. o zaman başarısızlık vardır.

    malum, her ekonomik başarı akp hanesine yazılmıştı bugüne kadar, merkez bankası'nın başarısı veya dış konjonktür kaynaklı ilerlemeler olan pek çok şey bile oraya yazılmıştı, o zaman ekonomideki olumsuzlklardan da başarısızlıklardan da %100 akp sorumludur.
  • bakın burası çok enteresan; 1979'da cehape zihniyetinin yönettiği 40. hükümet zamanında türkiye 16.sıradayken, bugün 19. sıradaysak hep paralel yapının yüzündendir.

    kahrolsun darbeciler, esadçılar. hepimiz rabiayız.

    göklerde yıldız gönüllerde arap, şampiyonsun aksaray.
hesabın var mı? giriş yap