• önce "ulan yoksa?" diyerek kuşkulanmaya başladığım, zamanla gözlemleyerek isabetine kâni olduğum acı gerçek.

    evet arkadaşlar, maalesef bu ülkenin yaklaşık %80'i sosyalistlerden oluşuyor. bunların büyük çoğunluğu da gizli sosyalist, sosyalist olduğunun farkında bile değil. daha da beter. peki gizli sosyalistlik nasıl oluyor? örnekle açıklamak için, gizli eşcinsel analojisini kullanayım: kendi doğasını, güdüsünü kabullenmiş, onunla barışık eşcinseller genelde çok şeker, eğlenceli insanlar. ama onun dışında çok büyük bir kitle var ki, o ya da bu sebepten eşcinsel olduğunu kendine dahi itiraf edememiş, kendi doğasını baskılamaya, törpülemeye çalışmış. dışarıya karşı apayrı bir imaj çizmiş. işte bu adamlar çok tehlikeli. genelde de homofobik. hatta zaman zaman saldırgan. her neyse, mesele bu değil.

    işte gizli sosyalistler de böyle türkiye'de, sosyalizmin teorik veya pratik prensipleriyle düşündüğü, hareket ettiği halde açıkça sosyalist olduğunu söyleyen adamdan nefret ediyor, hatta zaman zaman ona karşı saldırganlaşıyor.

    durun, siz kardeşsiniz.

    devlet bize yardım etsin diyen de sosyalist, onunla dalga geçen de. o da istiyor ki hastaneyi okulu ona devlet yapsın. en azından prensipte o da istiyor ki asgari ücret yoksulluk sınırının üstünde olsun, işsizliği kapatmak için devlet doğrudan yatırım yapsın. zenginden daha yüksek oranla vergi alınsın dediğinde, prensipte itiraz edecek kaç kişi var?

    türk solunun fraksiyonlara bölünmüş olması 750 bin kere apayrı şekillerde tartışılmış, incelenmiş bir olay. fakat görünüyor ki, çok az kişi bunun gerçek boyutunun ve vahametinin farkında. ulan %80'i sosyalist ülkenin. milliyetçisi de sosyalist, etnik ayrılıkçısı da; dindarı da sosyalist ülkenin, dinsizi de; sosyal demokratı da sosyalist ülkenin, liberali de.

    ulan böyle ülke mi olur?
  • ulan memlekette fiili vergi %65 olmuş, kimsenin gıkı çıkmıyor; hatta doğrudan, dolaylı veya örtük vergi yükünü daha da artıracak, devletin ekonomideki payının daha da büyütecek politikalar konuşuluyor, destekleniyor. hala daha türkiye'nin takribi %80'i sosyalist dediğimizde sen ne diyorsun lan değişik tepkisi geliyor.

    uyanın oğlum. hayal dünyasında yaşıyorsunuz.
  • bu tespiti doğrulayacak bir diğer gösterge de gizli işsizlik...

    (bkz: türkiye'de çalışanların takribi %70'i gizli işsiz)

    ulan kpss günlerinde etraftaki kalabalığa bakın. umuda bak, milyonlarca insan devlet dairesinde yatarak karnını doyurmak için canını dişine takıyor. sabah 9 akşam 5, sabah 8 akşam 6 işe gidip gelen, toplantıdan toplantıya koşup mail trafiğiyle günü tamamlayan, adam akıllı hiçbir sik üretmeyen beyaz yaka yığınlara bakın. dönün bakın o şirket bir devlet ihalesiyle ayakta duruyordur. %65'i sirküle ede ede hayatınızı geçiriyorsunuz.

    ondan sonra çalışan hakları, sendika, açlık sınırı, yoksulluk sınırı... ulan ne ürettiniz de ne istiyorsunuz? hangi yeteneğiniz var? hangi taşın üstüne taş koydunuz? bin senedir bu güzel topraklarda oturuyoruz. bilimin, teknolojinin üstüne ne koyduk? insanlığa çoktan kaybettiğimiz askerlik mesleğinden, arabesk'ten, trajedi sanatından başka ne verdik? utanmıyor musunuz? kanımızı dökmüş olmamız bir vatanı hak etmek için yeterli değil, hak etmiyoruz. elimizden de alacaklar zira.

    konuştuğum insanların takribi %80'i, kendilerinde doğuştan gelen bazı haklar olduğuna gönülden inanıyor. insan hakları, işçi hakları, kadın hakları, çocuk hakları, yaşam hakkı. %80 bir şekilde çalışmadan, üretmeden, değer katmadan yaşayabilmesi, rahat edebilmesi gerektiğine inanıyor içkin olarak. neden? çünkü çok süper insanlar. çok zekiler. çok duygusallar. bazı sınavlarda çok güzel not almışlardı. facebook'ta yazdıkları yazıyı 18 kişi beğenmişti. o yüzden. bi şekilde birinin onları rahat ettirmesi gerekiyor.

    (bkz: türkiye'nin tam bir kezban olması) - son on yılın en müthiş tespitlerinden biri.

    ben size söyleyeyim. hiçbir hakkınız yok. zaten hak diye bir şey yok. bu doğaya çıplak geliyorsunuz, çıplak gideceksiniz. dağ kedisi kadar bilinciniz olsun, yeter.

    bir an önce uyanıp kendinize çeki düzen vermezseniz, pardus gibi soyunuz tükenecek. tükenmesin.
  • en son "trend" olan şu asgari ücret meselesine bi bakalım...

    asgari ücret 1500 tl olacak, asgari ücret 1800 tl olacak, asgari ücret hede hödö.

    dönen tartışmaya bakıyorsun, "yapabiliriz niçin olmasın?"-"yapamazsın hesap bilmiyorsun" ekseninde gidiyor. en az %80. bu tartışma içinde asgari ücret uygulamasının varlığını veya yüksek asgari ücreti prensipte eleştiren birkaç entry'yi yazıcıdan çıkartıp başucuma mushaf gibi asıcam.

    adım gibi eminim ki, asgari ücretin varlığının veya yüksek asgari ücretin "iyi bir şey" olup olmadığını %80'iniz bırakın araştırmayı, üzerinde beş dakika düşünmüş bile değilsiniz. omurilikten default geliyor.
  • mışıl mışıl uyurken aniden sıçrayarak uyanıp sözlüğü açmama sebep olan, üstüne üstlük akp'nin de aslında sosyalist bir parti olması diyerek (önceden denmişti gerçi) katılacağım önerme.

    - yoksula makarna kömür yardımı var, çocuk doğurana, engelliye prim var.
    - ülkenin bir kısmı elektriği bedava kullanıyor. bunların kullandığı elektriğin yükü kısmen biraz daha üst sınıfta olanlara veriliyor.
    - sovyetler gibi pratikteki örneklere baktığımızda devleti oluşturan tabakanın sefayı sürmesi olayı bizde de var. adamlar çalışıyor sonuçta.
    - insanlar devletine bağlı, sistemi ve devleti eleştirenler hemen karşı devrimci ve terörist ilan ediliyor, bunda da sıkıntı yok.
    - düzeni bozmaya çalışan kurumlara el konuyor, fakat devlete fazladan yük getirmesin diye başka birine devrediliyor, daha da iyi yani bu kısım.
    - halk milislerini silahlandırma denen şeyi sovyetler becerememişti mesela, bizde o da var. devlete karşı anarşik eylemlerde bulunanları silahlar ve soparla karşılayıp devletine yardım eden insanlarımız var.
    - bayrak bile kızıl amk.

    bence bu ilişkinin adının artık konması lazım.
  • bir sefer, bu tespit yanlış olsa, "yerli x üreteceğiz" edebiyatı bu kadar ses çıkarmaz.

    yerli telefon, yerli tank, yerli otomobil, yerli helikopter, yerli işlemci, yerli uçak, yürüyen uçak, yerli işletim sistemi, yerli amokachi, yerli pespayelik...

    arka planı ne? kendi ayakları üzerinde duran devlet, kendi kendine yeten ülke.

    e ben de amerikan mandasına girelim, ithalat bağımlısı olalım demiyorum. sizin politikalarınız, düşünme biçiminiz buna yol açıyor diyorum.

    dünya çapında kullanılan-satılan ürün üretelim, en azından ithal ettiğimiz kadar ihrac edelim diyorum. yani aynı şeyi diyoruz.

    ama eldeki duruma bakalım. yerli telefon üreteceksin, devletten bunun için bir dünya vergi muafiyeti, teşvik alacaksın. üzerine 100 dolarlık çin malı telefonlarla rekabet edebilmek için devletten yabancı telefonlara daha da ek vergi isteyeceksin, samsung fiyatına, iphone fiyatına ürettiğin sikindirik telefonu dayayacaksın. çapın bu. peki biz niye bu kadar kolpa, bu kadar sikik bir ülkeyiz?

    rekabet edebilecek kalitede ve maliyette ürün üretmek için yapman gereken şeyler var. en başta, vergiler ve devlet kısıtları minimum ölçüde olacak. olacak ki sıfırdan yeni bir şey üretme şansın olsun. olacak ki en azından ürünün intellectual property kapsamına giren, esas değerini katan bazı bileşenleri senin topraklarında geliştirilsin. olacak ki küresel ölçüde diğer aracılarla işbirliğine girebileceğin serbesti olsun, zira en basit bir çakmağı bile sıfırdan oturup tamamen üretmen saçma-imkansız bir şey. devlet müdahalesi ve vergiler minimum olsun ki, gerçekten bir şeyler yaratmak isteyen adamlar senin ülkene gelsin, burada avantaj görsün, bu arada kültürünü de zenginleştirsin.

    (bkz: yüzde yüz yerli telefon geliyor/#50186334)

    dövlet bize bokmir...
  • örneklerle biraz daha açalım:

    yeşil komünist - the closet socialist
    ---------------------------------------
    malum, arka planı büyük ölçüde erbakan'a dayanıyor. fakat oradan türeyen, bugün halen ülkedeki en büyük desteğe sahip olan ak parti'nin de takribi %80'inin özüne sosyalist olduğu iddiasındayım.

    ak parti'nin içinde fiilen bulunan veya destekçisi olan kitlenin içinde, paradan ve ekonomiden anlayan görece çok çok küçük bir kitle var. bunların bir kısmının hareketleri etik olarak tartışmalı olsa da, ilginç bir biçimde ak parti'nin meritokrasiyi en son bozmak istediği yer burası. adamlar ekonomiden, paradan anlayan adamları hak ettikleri yerlere oturtmuşlar, ve bugüne kadar onları çok da ön plana çıkarmadan işlerini yapmalarını sağladılar, kalan siyasi bileşenlerinden farklı bir konum verdiler. doğrudan işbirliği sınırlı olsa bile siyasi tavır olarak ak parti'ye dik gitmeyen büyük iş adamlarından ve ali babacan gibi kişilerden bahsediyorum. belki de bugüne kadar ayakta kalmalarının en temel sebeplerinden biri bu. kavga edecek adam kalmayınca, yeni yeni oralara da bulaşır gibi görünüyorlar ama, tam da belli değil.

    bu çok küçük zümre dışında, ak parti'yle ilintili insanların takribi %80'i yine sosyalist. hatta "sosyal devlet" imkânlarından en fazla yararlanan kitle bunlar oran olarak. "inanmayın gazetelere, devletimiz çok güzel muhafaza ve müdafaa" adamları... beleş buldu mu çılgına dönen insanlar. evine buzdolabı almak için ak parti il başkanına giden insanlar.
  • kismen dogru ama eksikleri olan bir tespit.

    abd'de yaygin bir terim olan fiscal conservatisme benziyor bu saptama. fically conservative olan kisi devletin kuculmesini, vergilerin dusmesini, butce aciginin kisilmasini ister.

    bu saptama baglaminda turk halki "fiscally socialist" oluyor. cunku turk insani devlete bir baba olarak bakar. cok uzun yillar boyledir. fakat hayata bakis anlaminda hala muhafazakar. ozellile son 20 senede bu cok daha belirginlesti.

    dolayisiyla oy verirken genelde sag partileri tercih ediyorlar. zaten onlarin da polikikasi bir tur devlet kapitalizmi.
  • nasyonel sosyalizm
    ---------------------
    küçük bir türkçü-turancı zümrenin yanında mhp destekçisi ülkücü kitle. aslında kişisel gözlemlerime göre çok ilginç şekilde, bu kitlenin iç varyasyonu görece çok fazla. yani tek bir segment yok bu grubu tanımlayan. bu grubun doğrudan içine giren, veya bu gruba bir şekilde sempatisi olan insanlar çok çeşitli. o yüzden açık veya gizli sosyalist oranı hangi grup için %80'in altındadır diye sorsanız; izmir atatürk stadını doldurmayacak liberteryenleri bir kenara koyarsak bu grubu gösteririm.

    yine de kahir ekseriyetin sosyal politikalara olumlu bakacağı, prensipte karşı durmayacağı açık.
  • iddiayı ve destekleyici argümanları okuyunca doğruluk payı verdim. tespit enfes. benzer şeyleri düşünüyor olsam da bunu bu kadar basit ve yalın ifade edemezdim.

    iddia sahibi tespitinde bence haklı ama sebep göstermemiş ve neden böyle olduğunu hiç irdelememiş. başlık altında bunları yazmasını bekleyen birilerinin olduğunu bilsin.
hesabın var mı? giriş yap