• nöbet teslimi, doldur boşalt derken saati beş buçuk yapan nöbettir. kalan yarım saatte kamuflaj ile yatağa uzanılır. kar kardır.
  • 11de yatılmıştır, 1de gece yürüyüşü için kalkılmış, 2de tekrar yatılmıştır, sonra uykunun en tatlı yerinde kalkılır, sıcacık tulumdan ve çadırdan çıkılır, çay içilir, eti cici bebe yenir, yıldızların ne kadar fazla olduğu farkedilir, mutlu olunur, sonra gün ağarırken tekrar yatılır, sonra 7de tekrar kalkılır, kahvaltı yapılır. ertesi gün sorulan soruların tamamının cevabı "pardon abi, dün 3 5 nöbetim vardı, bi daha söylesene" olur.
  • su diyalogtur:
    -nobetin var mi?
    -var 3-5
    -adam mi oldurdun?!
  • öyle boktan saat aralığındadır ki, nöbet bitiminde yatsan yatılmaz, yatmasan uyuklamadan durulmaz.
  • gitmesi zor ama geri gelmesi de bir o kadar zor nöbettir.
    aksam erken yatma fırsatı bulmuşsan uykunun en tatlı yerinde o soğuğa çıkmak zaten ölümdür. geri döndüğünde koğuştaki koku akıl almaz bir haldedir artık.. giremezsin içeri.

    çözümü burun deliklerime viks sürerek bulmuştum.
  • iki dört nöbeti ile aynı ızdıraba sahiptir. askerde bölük yazıcılarının tehtid aracı olarak kullandığı cümle:
    "illa 3-5 nöbeti mi yazalım lan yani. akıllı ol"
    "ızdırap olurum bak üç beşe gönderirim"
  • bu nöbet.. bu öyle bir şeydir ki...

    bunun bir üst versiyonu dokuz onbir- üç beş nöbeti'dir fakat şimdi konumuz bu değil.

    askerliğini yapmış olanlar zaten bilir, yapmamış olanlar da duymuştur mutlaka. uyku denen naneyi size unutturmaya ant içmiş nöbet çeşididir bu. bir defa koğuşçu sizi en geç 2.30 da uyandırır. eğer akşamdan kamuflajlarla yatmışsanız - ki muhafız bölüğü olarak paso nöbete çıktığımızdan kamuflajla hatta botlarla uyumak bizim için sıradan bir durum halini almıştı- bi 10 dakika daha kestirme lüksünüz bulunurdu. ama iyi uyuyun, muhtemelen o son 10 dakikalık uyku, o gün için alacağınız son uyku olacaktır.

    silahlığa yollanıp şarjörleri alıp nöbet yerine intikal ettiğinizde işte o bitmek bilmez nöbet başlar. o an uyku ile savaş halindesinizdir. 30 saniyelik bir uykunun, sivil hayattaki karşılığını o an düşünmek istersiniz fakat bulamazsınız. gözünüzü 30 saniyeliğine, üstelik çaprazda, bir yere dayanmadan kırptığınız anda rüya görme potansiyeline sahip olduğunuzu fark edince içiniz ürperir. ama içinizin ürpermesi suratınıza buz gibi çarpan şubat soğuğundan da kaynaklanmış olabilir.

    bekle, bekle, bekle..günün en soğuk anı, zamanın sanki iyice kıvama gelip de akmamaya başladığı anlar...

    siz o sırada karşı binalardaki dairelerde mışıl mışıl uyuyan insanları hayal edersiniz, sıkıntıdan şarkı söylemeye çalışırken soğuktan dudaklarınızın çatladığını ve biraz daha zorlayınca da acıdığını hisseder, vazgeçersiniz. içinizden söylersiniz şarkılarınızı. tabii bir yandan da devriye geliyor mu gelmiyor mu diye etrafınızı kolaçan edersiniz. bilindiği üzere nöbette uyurken yakalanmak çok ciddi bir suçtur. zaten tüm bu olumsuz durumlar üstüste binmişken zaten isteseniz de uyuyamazsınız...

    nihayet vakit gelip de, saat 5.00 i bulunca " oh bitti" diyebilirsiniz. diyebilirsiniz tabii de, ne zamana dek? muhtemelen kahvaltı saati olan 6.00-6.30 a dek silahınızı bırakıp, koğuşa gidip, traşınızı olup, yatağınızı toplayana dek. tabii bu arada uyuabiliyorsanız uyuyun. o da sizin maharetinize kalmış bir şey.

    3-5 nöbeti işte böyle bir şey. fakat yazının tee en başında belirttiğim gibi bir de 21.00-23.00 / 03.00-05.00 nöbeti vardır ki, bunlar peşpeşe tutulur, sivil hayatta ben uykusuz kalırım yeea bana bunlar sökmez diyen adamların 2 günde pertini çıkarır. ceza nöbetleridir zaten bunlar bir anlamda. haa ben cezalı olmadığım halde de uzunca bir süre bu nöbeti de tuttum, 24 saati 1.30 saatlik uykuyla çıkardığım günler de oldu. çok da güzel şafak attı.

    neticede nöbet kutsaldır gençler, biz uyurken başkaları tutuyordu; biz tutarken başkaları uyuyordu, biz şimdi uyuyoruz yine başkaları tutacak...
  • 4-6 nöbeti tutup,7'de rutin görevine başlayan muhafız alayı askerinden daha kötü bir durum değildir.

    (bkz: ben)
  • önce abimi, sonra beni, sonra da arkadaşımı düşmanlardan koruyan casio f-91w her gece 02:35'te 20 saniye çekmecemde bip bip bip bip öter çünkü hipster arkadaşıma son gününde 3-5 nöbeti takmışlar hahaaha. bu sesi hasbelkader duyduğumda gözümü açmadan, uykumu bölmeyecek kadar hahahaha derim.

    üç beş nöbeti şöyle:

    - 03-05 saatleri uykunun en mışıl zamanları.

    - devriye onbaşı koğuşa gelir. koğuş görevlisi, silahlık görevlisi ve hiçbir iş yapmayan eşofmanlı çocuğun yediği çekirdekten otlandıktan sonra koğuşçu 3-5 nöbetçilerini başlarını okşayarak uyandırır. bu maddede saydığım er kişilerden 3-5 nöbetçisi hariç diğerleri güneş doğduktan sonra daima uyurlar hatta 24 saat uyudukları da görülmüştür.

    - belki sevişilir diye en güzel yeşil don (giyilen içliklerle -ağ yeri diz seviyesinde- bir ayıdan bile daha tüylü olmak mümkündü) ve bu geceye uygun bir kamuflaj giyilir. silahlıktan bu kıyafetle en uyumlu bir tüfek alınır. kompozit başlık da giyilerek nöbet için çok şık bir kombin tamamlanmış olur.

    - doldurt boşalt bölümünde pirestige sigarasını son santimine kadar içen nöbetçi uzman çavuş tarafından telefon, sigara kontrolü hatta bere kontrolü yapılır. henüz bere tak emri gelmedi diye varsa üstünüzdeki bere kış soğuğuna rağmen alınır. hücum yeleğinin ceplerine şarjörler doldurulur. uzman çavuş namluyu mazgala sürdürür, doldur boşalt yaptırır.

    - arkasına sıraladığı nöbetçileri nöbet yerlerine teslim eden devriye onbaşı 1-3 nöbetçileri tarafından erken gelmediği için tartaklandıktan sonra 3-5 nöbetçileri için görev fiili olarak başlamış olur. vatan onlara emanet artık.

    - başta devriye gezen kışla nöbetçi komutanına, sonra da düşmana karşı gözünü kırpmadan, çaprazı bozmadan nöbet tutan asker land'ın ışığını uzaktan şahin gözleriyle gördükten sonra silahına daha bir sarılır. (askerliğini yapanlar hikayenin bu kısmının aslını bilirler) land durunca koşarak tekmil vermeye gidilir: "muhabere çavuş entarisialabenziyorşeft bartın, 3-5 nöbetinde vukuat yoktur komutanım".

    - uyku bastırır, asker uyumaz. uyku bas bas bastırır, asker uyumaz. asker duvara bile yaslanmaz, bilir uyumayacağını ama yine de yaslanmaz. ( :d )

    - öyle bir soğuğa sanırım sadece derin dondurucuda cıbıl cıbıl yatan kuzuların incikleri, tavukların bagetleri dayanır. bir de asker dayanır. asker ellerini hohlaya hohlaya nöbetini tutar. çaprazı bozmaz ama ellerini hohlayarak ısıtmasını bilir, bunun eğitimini almıştır çünkü. ( :p )

    - devriye onbaşı bir sonraki nöbetçi tayfayı nöbete getirirken 5 dakika erken gelmediği için tekrar tartaklanır.

    - uyanma, doldur boşalt, giyinme, silah teslimi gibi süreçler; doldur boşalt, soyunmama, silah teslimi, uyuma gibi süreçlere yerini bırakır. asker soyunmaz çünkü 5 buçukta uyandırılacaktır.

    - soğuk suyla tıraş, şekerli çayla kahvaltı, istikametli içtimadan sonra yeni bir gün tekrar başlar.

    - nöbet dönerse senden mutlusu yok, ertesi gün 5-7 nöbetindesin. ama bazen dönmez. bu sefer yazıcı tartaklanır.

    not: arkadaşıma hahaha dedim ama ben de şafak 2'yken 3-5 nöbeti tutmuş, devriyeye gelen land'lı asteğmene nöbet kulübeme gelene kadar oooooooo komutanım demiş, komutanla kafa tokuşturduktan sonra komutanla helalleşmiş ve 2 gün sonra kışla kapısında 74 kere şınav çekemeyerek arkama bakmadan terhis olmuştum.

    sevdiklerinize en yakın sürede umarım kavuşur, kazasız belasız annenizin yanına dönersiniz. hayırlı teskereler.
  • zor olduğu kadar da huzurlu bir nöbettir, herkes uykudadır, vukuat olmaz, devriye atan olmaz, gelen gecen olmaz, sigaran da varsa huşu içinde tutulabilir, yalnız bu nöbetten kötü birşey varsa o da iki beş nöbetidir. *gece 01.30 da kalkılır 05.30 da yatılır, sabah 06.00 da ayakta olunur, bir sonraki günün bütün sorularının cevabı ise "ney?!!" olur. yazıcı ile aranızdaki bağ ile ters orantılı olarak tutma oranınız artar yada azalır.
hesabın var mı? giriş yap