• muse'un the resistance albümündeki dehşet parçası. deli bir şarkıya benzemekte. yüz kez dinledikten sonra kararımı vereceğim.
    edit:deli bir şarkıymış.
  • girişteki gaz riffi fena halde new born' un gaz riffine benzeyen şarkıdır.
  • bilimin yeni gözbebeği crispr/cas9 tekniğinin gücünü ortaya koyması bir yana, farklı perspektiflere sahip insanlar üzerinden tekniğin etki alanını ve etik konularını izleyicelere sorgulatan nefis bir yapım.

    gdo karşıtı olmayan biri olarak bu alandaki çalışmaları uzun zamandır merakla takip ediyorum. yapılan şeylerin haddi hesabı, ucu bucağı yok. uygulanabilirlik açısından da yeni protokol oluşturma açısından da zinc finger, talens gibi genomik dna düzenleyen tekniklere nazaran çok daha efektif ve hızlı bir yol. etik anlamda yüklediği sorumluluklar ise tekniğin en az kendisi kadar popüler. mesala, kişinin sağlığı için gerekli bir müdahale ile sadece arzulanan keyfi bir müdahale öncelik açısından aynı kefede mi değerlendirilecek? doğacak çocuğunun göz renginin mavi olmasını isteyen bir ebeveyn ile, çocuğunun tekrar görebilmesini arzulayan anne-babanın isteklerini ayırt etmede insanlık olarak kullanacağımız sınır nerede duracak? parası olan düdüğü çalacak mı? çizginin nerede başlayıp nerede bittiğine kim, nasıl, neye dayanarak karar verecek? istenilen özelliklerin eklenilmesi veya çıkarılması insanlığın moleküler evriminde ne gibi değişikliklere yol açacak? peki ya biokorsanlar? ilaç şirketlerine kafa tutan bu modern robin hood’ların hazırladığı tezgah altı ürünler ne kadar güvenilir? insan eliyle bozulan ekosistemlere müdahale ettiğimizde mevcut sistemdeki canlılara ne kadar zarar vereceğiz? kimin ölüp kimin soyunu devam ettireceğine kim karar vermeli?
    sorular ve sorular...
  • (bkz: doğal olmayan seçilim)

    netflix'in 18 ekim'de yayınlanacak belgesel tadında olmasını beklediğim yeni dizisi. adından da anlaşıldığı üzere doğal olmayan, insan eli değmiş seleksiyonla alakalı bir konusu var. umarım moleküler biyoloji ve genetik gibi dalların önemini insanlara hatırlatmak açısından verimli olur; bu alanda nasıl çok güzel işler (ilaçlar, tedaviler vs.) ortaya çıkabileceği gibi nasıl dünyanın içine sıçılabileceğini de gösterir. bilimle uyuşmazlıkların mümkün olduğunca az olduğu keyifli bir seri olmasını diliyorum.
  • --- spoiler ---

    netflix / un-natural selection (doğal -olmayan- seçilim)

    tristan, hiv hastası bir genç. çalışırken sigortası hiv tedavisini karşılıyordu; fakat işten ayrıldıktan sonra bu tedavi sürecinin maddi yükü altında bocalamaya başlıyor. gençliğinin baharında artık kalıcı bir çözümün peşine düşüyor.

    jackson, en büyük hayali mars'a giden ilk insan olmak. rpe65 geninin her iki kopyası da eksik olan jackson, bu genetik anomali sebebiyle eninde sonunda tamamen kör olacak. yine de jackson 'kör çocuk' olarak tanınmamak için elinden geleni yapıyor.

    nick, sma tip 1 hastası. 7 aylık bir bebekken kontrol için götürüldüğü doktoru anne ve babasına "en fazla 2 yaşına kadar yaşar, başka bir çocuk daha yapmayın." demişti. nick, 24 yaşında. en sevdiği şey internet ve oyunlar, çünkü kendi salyasını tutmasını sağlayacak kadar bile kas kontrolü yok. günlerinin sayılı olduğunun gayet farkında.

    david, petrol rafinerisinde işçi olarak çalışan bir bir aile babası. aynı zamanda bir köpek yetiştiricisi olan ve sadece lise denklik diplomasına sahip david'in şimdiki hedefi 'parlayan köpek yavrusu' elde etmek.

    bir yanda tek aşaması yüz binlerce dolar tutan gen tedavileri, bir yanda aslında kendi vergileri sayesinde üretilen gen tedavilerinin gerçekten de belirlenen maliyeti gerektirip gerektirmediği konusunda kuşkulu halk. abd'de iflas sebeplerinin başında tedavi masrafları geliyor. insanlar artık sağlıklarına kavuşmak için evlerini, arabalarını, iş yerlerini kaybetmek istemiyor; üstelik başarısı kesin olmayan yeni tedaviler için. yine abd'de en yüksek maaşlı ceolar ilaç firmalarının bünyesinde çalışanlar ve bu firmaların reklam bütçeleri, ar-ge bütçelerinden kat be kat daha fazla.

    insülini keşfeden üç doktor patentlerini 1'er dolar karşılığında satmıştı. çocuk felci aşısının mucidi jonas edward salk, aşının patentini almaya bile yeltenmemiş; soranlara "güneşi patentleyebilir misiniz?" demişti. su çiçeği, çocuk felci, kızamık aşısı gibi tedaviler bugünkü piyasaya hakim olan zihniyetle icat edilseydi muhtemelen her birinin tek şırıngası milyon dolarlar edecekti.

    sigorta şirketlerinin, ilaç firmalarının ve sağlık bakanlarının insafına kalmaktan bıkan insanlık; artık sağlığı için 'otorite' denilen bu şaibeli kurumlara bel bağlama mecburiyetine karşı ayaklanmaya başlıyor. biyo-korsanlar herkesin erişebileceği tedaviler için kendi vücutları üstünde yıllardır denemeler yaparak kendilerini bilim uğruna feda ediyor. gelişmiş ülkelerde çoktan unutulmuş sıtma gibi salgınlarla hâlâ boğuşan üçüncü dünya ülkelerinde de doğaya genetik müdahale daha fazla tartışma konusu hâline geliyor. iş bununla da bitmiyor, 'ısmarlama çocuk' kavramı gün geçtikçe hayatımızın bir parçası hâline geliyor; üç ebeveynli hatta istenirse yüz ebeveynli çocuklar yapmak mümkün.

    fakat herkes bu yeniliklere aynı derecede olumlu bakamıyor. çünkü sınırın nerede çekileceği hâlâ bir muamma. bu, bir ilaç firmasının ürettiği, bir doktorun reçete ettiği haptan çok daha farklı. çünkü yapılacak her müdahale, atılacak her adım isteyin veya istemeyin hayatınızı etkileyecek. hele ki bu araştırmaların en büyük destekçisinin abd savunma teknolojileri araştırma kurumu olan darpa olduğu gerçeğini hesaba katarsak insanların çekincelerinin çok da anormal olmadığı anlaşılıyor...

    ama işin bıçak sırtı olduğu nokta da burası: "tanrı rolüne büründüysen insanların düşüncelerinin bir önemi yoktur."

    --- spoiler ---
  • natural erection'a vardığınız şarkı.
  • her dinlediğimde tüylerimi diken diken eder bu şarkı. bu kadar güzel şahane riffler yazılıp böyle arka arkaya dizilir mi arkadaşım matt sen naptın ya? özellikle albümü aldığım ilk zamanlar dinlerken o kadar "garip" şarkının arkasından "dur hocam noluyoruz ya?" etkisi yaratır. gitarımı kapıp 2 saatte kulaktan bütün şarkıyı çıkarıp çalışımı dün gibi hatırlıyorum.
    çok gaz şarkıdır. fenadır, candır....
  • havok'un 25 haziranda yayımlanması beklenen yaz aylarının rehavetini alacak 3. stüdyo albümü. kapak illüstrasyonu rafal wechterowicz'e aitmiş.

    tracklist de şöyle,

    1. i am the state
    2. give me liberty… or give me death
    3. it is true
    4. under the gun
    5. waste of life
    6. living nightmare
    7. chasing the edge
    8. worse than war
    9. children of the grave*
    10. unnatural selection
  • muse'un the resistance albümünün 6. şarkısı.

    they'll laugh as they watch us fall
    the lucky don't care at all
    no chance for fate, it's unnatural selection
    i want the truth

    i'm hungry for some unrest
    i wanna push it beyond the peaceful protest
    i wanna speak in a language
    that they will understand

    dedication to a new age
    this is the end of destruction and rampage
    another chance to raise and never plead again

    counter balance this commotion
    we're not droplets in the ocean, ocean

    they'll laugh as they watch us fall
    the lucky don't care at all
    no (hey) chance (hey) for fate (hey)
    it's unnatural selection
    i want the truth

    no religion or mighty fighters
    is there a hope that the facts would ever find us?
    just make sure that you are looking out
    for number one
    i'm hungry for some unrest
    well let's push it beyond the peaceful protest
    i wanna speak in a language
    that you will understand

    counter balance this commotion
    we're not droplets in the ocean, ocean

    they'll laugh as they watch us crawl
    the lucky don't share at all
    no (hey) hope (hey) for fate (hey)
    it's a random chance selection
    i want the truth

    try .. to ride out the storm
    i'll still make you believe
    they are the special ones
    (we have not been chosen)

    your .. justice is annulled
    you won't be the first
    and you know that you won't be the last

    counter balance this commotion
    we're not droplets in the ocean,
    ocean, ocean, ocean

    they'll laugh as they watch us fall
    and the lucky, they don't care at all
    no (hey) chance (hey) for fate (hey)
    it's unnatural selection
    i want the truth, i want the truth
    i want the truth, i want the truth
  • (bkz: stupid design)
hesabın var mı? giriş yap