uygarlığın ilk işareti

• öğrencileri antropolog margaret mead'e uygarlığın ilk işareti nedir diye sormuşlar. herkes toprak kaplar, balık iğnesi ya da toprağın işlenmesi gibi yanıtlar beklerken, mead "kırılıp iyileşmiş bir uyluk kemiği" demiş.
  
  "doğada hiçbir hayvan kırık kemiği iyileşene kadar hayatta kalamaz. doğada kırılan bir kemik avcıların sizi yemesi için beklemek ya da açlıktan, susuzluktan ölmek demek. ama iyileşmiş bir kemik, birisinin o insanın bacağını sarmış, onu güvenli bir yere taşımış ve yaşaması için yiyecek içecek sağlamış olması demek ."
• rousseau‘a göre yaşadığı yerin etrafına çit çeken kişinin azmidir.
• espiriler sakalar dolmadan once, belirtmek gerekirki, buyuk tespittir.
  her tarafın yırtıcı dolu oldugu,
  yiyecegin az oldugu,
  ve sakat kalmıs birinin mobilitesi de bittigi icin, yapılan fedakarlik cok buyuktur.
  o iyilesene kadar bakmak,hayatta tutmak, toplumsal olarak(tabi kucucuk gruplar) buyuk bir empati ve sevginin gelistigini gosterir.
• (bkz: popoya şaplak)
  
  yanlis anladim sanirim. bulusan insanlarin ilk medeni isareti gibi algiladim. mevzu yillar sonra kalintilara bakmakmis.
• uygarlık denince kast edilen tarımda üretim fazlası yapabilen ve bu sebeple özelleşmiş iş gücünü, toplumsal hiyerarşiyi ve şehirlerin kurulmasını mümkün kılan karmaşık toplumlardır. yazı yazma, din sistemleri, mimari ve merkezileştirilmiş siyasi yönetim gibi gelişmeler de bunu takip eder bence.
• uygarlığın ilk işareti yüzüne her şey yolundaymış gibi davranıp arkadan konuşan insan türünün varlıklarını daha kolay sürdürebilmeleridir.
• bir parça kömür ile mağara duvarlarına çizilen resimlerdir.
  günümüzde de...
• iki ayak üstünde durmayı ve alet yapmayı öğrenmektir.
• yürüyen merdivenin sağında durmak
• (bkz: dil)
  
  yazı dili, resim dili, işaret dili vb.
  
  beyninizde istediğiniz kadar bilgi ya da çözüm yöntemi barındırın, eğer bunu karşınızdakine doğru bir biçimde aktaramıyorsanız; bildiklerinizin hiçbir değeri yoktur. genel anlamda en önemli aktarım aracı da dildir.