• türemiş isimdir. evet, bu da.

    eski türkçede üzmek, koparmak demek. dalından koparıp topladığımız meyvelerden üzüm, doğrudan bu fiilden hareketle isimlendirilmiş: üzüm üzmek.

    hatta divanu lügati't-türk'te iştaş hâli de var, birlikte üzüm toplamak demek: üzüşmek.

    birlikte üzüm toplamak için bir fiili olan bir dil türkçe. kıymetini bilmek lazım.
  • en kutsal nebat.

    rakı da bundan geliyor yaprak dolması da. daha ne olsun.
  • çekirdeksiz olanları yıkanıp, ayıklanıp buzlukta dondurularak sıcak yaz akşamlarında serinletici olarak atıştırılabilen, alkollü veya alkolsüz içeceklere buz yerine konabilen lezzet ve şifa topları.
  • yere düşen dualar'ın hammaddesi, harcı. baba-kız arasındaki bilnmezin sırrı: "öyle bir şarap yapacaktım ki içinde salt beni andıran bir kusur mayalanacaktı. babamı bana yanaştıracak bir şey. onu o karanlık ormandan çekip başka bir sarhoşluğa savuracak, aramızdaki bilinmezliği açığa çıkaracaktı."

    sema kaygusuz yapsın, biz içelim: "ne zaman bir yudum şarap içsem ağzımı saran o ilk düşüncede beliriyor, üzüm. adadaki bütün üzümleri tümleyen bir tanrı üzümdür bu. tozlu asma yapraklarının arasındaki salkımlara sıkış tepiş tutunmuş milyonca taneyi imleyen kusursuz bir idea. yumurta biçimli, eti beyaz, buğulu kabuğu yakut, çekirdekleri çift sayılı; iki gözlü, çok dillidir. her dilde dokunaklı bir geçmiş anlatabilir. tozanlarla döllenmekle başlayan, bir yandan güneşle şekerlendikçe öbür yandan rüzgara karşı direnen, direndikçe kalınlaşan varlığı, insan eli değince iki yönlü bir ömre doğru sürüklenir. hem bir trajedinin içindedir hem de bir şölenin. ezilir, ayrışır, fokur fokur kabarır, kendi burukluğuna kendi bile şaşırır; kabuğunun rengiyle kanlanır biraz. bir kıvamdan bütün arzusunu açığa vuran başka bir kıvama zorlanır ve öldüğü halde bir türlü kurtulamaz ruhundan. mahremi şişede, masumiyeti dışarıda kalmıştır. işgal edilmiş, ama asla ele geçirilmemiştir. hem aşağılanmış hem de tapınılmıştır. ölülüğünü, aynı diriliğini yadsıdığı gibi yadsır. bir üzüm şaraba döndüğünde açıklanamayacak bir gizemle insanlaşmıştır artık."
  • kafasına vurarak zaptetmeye çalıştığım melankolimi arsızlaştıran ferhat göçer şarkısı. kaldı ki ne tipini, ne tavrını severim bu adamın. tüm bu olumsuzluklara rağmen bu şarkıyı bugün en az 10 defa dinledim. 23 nisan'da çalışıyor olmanın hüznünü doyasıya yaşadım. hala da sıkılmadım, töbe töbe!

    romantizm dozu yüksek sözler ise zeki güner'e ait. cumartesi de çalışacak olmanın hüznüyle bir beş kez daha dinlemeyi planlıyorum. gayet ciddiyim!
  • sek yemeyin; çarpar. suyla karıştırıp öyle yiyin.
  • yeni ferhat göçer videosudur: https://www.youtube.com/watch?v=ggrgb9-khtm

    ayrıca şu her şarkıda çığırarak geri vokal yapma işini de bırakırsa ferhat göçer'i dinlenebilir yapan şarkılara örnektir.
  • yemesi en kolay olan ama temizlenmesi suya tutup çıkarmaktan daha zor olan meyvedir. suya şöyle bir tutup yerseniz, yanında mutlaka en az bir tane de küçük örümcek yersiniz.
  • en keyifli tuketimi dondurduktan sonra olur.
    taneleri ayiklayip yikayarak buzdolabi posetine koyun ve donana kadar buzluga atin. yaz sicaginda soguk bir sey istediginde çikart ye.
    dondurmadan bin kat iyidir.
  • yemesi iyi güzel hoş, şarap formatı da harika ama bi de suyu var kii bunun daha adını duyduğum anda midem pek bi hoş olur.
hesabın var mı? giriş yap