• oyle mal mal bakarken denize du$up pervane suyuna kapilaraktan kiyma olmak.
  • vapuru iskeleye bağlayan halatın koparak, inmek için bekleyen yolcuları (ve tabi en başta da beni) biçmesini düşünürüm ben genelde. ghost ship tadında bir sahne yaşanır o zaman, yönetmenlerin şahı gelse daha iyisini çekemez derim.
  • özellikle de vapurdan inerken oluşur. mesela "elimde milyon dolarlık bir elmas olsa ve inmeye çalışırken denize düşürsem..." vb.
  • vapur batmaya başlarsa zemin eğik olacağı için can yeleğini giyme fırsatı olur mu o korku sırasında yoksa hafiften dikeyleşmiş vapurun zemininden aşağıya doğru kayarak kapıya denk gelip denize yallah diye düşülür mü şeklinde bir paranoyaklık yaptırır.
  • vapurun yan tarafında ayağınızı demirlere uzatarak otururken acaba telefonum çalar ve ben cevapmalaya çalıırken elimden fırlayıp denize düşermi diye düşünmek.
  • yanaşma esnasında vapur sert bi dokunuşla yanaşırsa acaba dengemi kaybedip öndeki teyzeye tutunurmuyum refleks olarak diye senaryo yazmak..
  • iskeleyle vapur arasında düşsem nolur acaba diye düşünürüm bazen da ya geminin iskeleye bağlandığı halat kopsa..
  • (bkz: ya kalkmazsa)
  • kimi zaman moral bozuklugu gibi sebeplerden olusabilir bu paranoyalar. "deniz depremi olsa, saglam bir dalga ciksa, bi de yaninda lodos, vapur yan yatsa, cok kisa süre icinde batsa" diye gider.
  • havanin ruzgarli oldugu, dalgalarin etkili oldugu, vapurun bir o yana bir bu yana cilgin attigi durumlarda "ulan ya batarsa?" diye tirsmak, sonra "lan bu vapurlar kac senedir i$liyor, daha bi tane batmadi" diye avunmak..
hesabın var mı? giriş yap