vatan hainliğiyle muhaliflik arasındaki ince çizgi

• yaw arkadaş farklı gezegenlerde mi yaşıyoruz? birkaç hafta önce trump ile birkaç dakika görüşebildi diye gururlanıp, sevinç çığlıkları atan ekonomi bakanına sahip bu iktidar mı abd karşıtı?
  
  akp'li değilmişsin, ee beynini kullansana o zaman?
• akpli birine göre mualifsen vatan hainisin akılları yok fikirleri yok en ufak eleştiriye hop vatan haini diyolar çokta kasmamak lazım
• adalet ve kalkınma partisine göre kendilerini desteklemeyen herkes vatan hainidir..
• en hafif tabirle asagilik bir basliktir bu!
  
  bunu savunan tip zaten muhaliflik=vatan hainliginin farkli tonu olarak goruyordur. cevap verip aciklama yapmak bile gereksiz.
• kanımca 15 temmuz hain darbe girişimi esnasında net şekilde belli olan durumdur. darbeye fiili veya fikri karşı olmayan kim varsa düpedüz vatan hainidir. bu muhaliflikle falan örtülemez.
• bu çizginin kalınlığı ülkeden ülkeye göre farklılık gösterir. kişi başı geliri 10000 usd'nin üstünde ve gini katsayısı görece düşük olan ülkelerde bu çizgi oldukça kalınken, tam tersi olan ülkelerde incedir. ince olmasının sebebi bu ülkelerdeki muktedirlerin zor iş olan ülkenin ekomomik durumunu düzeltmek yerine kolaya kaçıp ülkeyi belli kimliklere bölerek çoğunluğu gütmesidir. böylece insanların asıl sorunu görmesinin önüne geçmiş olur.
• egemen sınıf ve onun bürokratlarının "vatan/devlet" tarifinden kaynaklanmaktadır bu ince çizginin "varlığı" ya da daha doğrusu "yokluğu".
  
  devletin bekasının gerçek anlamını "düzenin sürekliliği"dir.
  
  düzenin sefasını sürenlerin "düzülenin sürekli düzülmesini" istemesidir de denilebilir bu sebeple. bu sebeple her "hop birader ne oluyoruz" sesi kendilerinin sefasına... pardon devletlerinin bekasına bir tehdit olarak karşılarına çıkar.
  
  iş cinayetleri, tazminat gaspı, maaşların ödenmemesi, açlık yoksulluk, kadın cinayetleri, doğa talanı, halkın seçim hakkının gaspı, kamu kurumlarının özelleştirilmesinin devletin bekasına bir etkisi yoktur. aynı şekilde barış istemek bekaya tehdittir fakat "kanlarında banyo yapacağım" demek ise devletin bekası için gereklidir.
  
  bunlar tuhaf geliyorsa bu işte başta söylediğim gibi "devlet" yerine "egemen sınıflar", "beka" yerine "sefa" koyun; o zaman taşlar yerine oturacaktır.
  
  bu paradigmada ise hainliğin kimler tarafından kimlere karşı yapıldığı daha net şekilde görülebilir. aynı üslupla konuşmak gerekirse ülkede dört başı mamur bir makbul vatandaş olmak için yani "vatan haini olmamak" için sizden beklenilen şey kendi "sınıfınızın haini" olmanızdır. asgari ücretli birisinin fabrikatör kadar kapitalizmi savunmasını beklemektir, topraksız köylünün "verecek bir karış toprağımız yok!" diye bağırmasını istemektir, bir alevinin "ılımlı" cihatçıların silahlandırılmasına ses çıkarmamasını istemek, kürdün kendi seçtiği belediyeye atanan kayyumu desteklemesini beklemek, entelijansiyadan gördüğü saçmalığa karşı sessiz kalmasını hatta ya baskı şantaj tehditle ya da uygun bir ücretle kendi iktidarı için propaganda üretmesini talep etmektir.
  
  vatan haini olmadan muhalefet yapmak da bu bakış açısıyla bir değişim istemeden, olan bitene karşıymış gibi görünmektir. yani bir başka şekilde ifade etmek gerekirse "biz işimize bakalım siz kenarda mızmızlık yapın, fazlasını değil"
• ulan adam akp ye oy verin akp li olun demiyor ki,
  
  adam diyor ki doğru birşey yaptıkları zaman aha bu doğrudur deyin hepsi bu.
  
  yemin ediyorum ömür törpüsüsünüz.
• körü körü bağlılıkla aynı kalınlığa sahiptir.
• vatan sevgisini 15 temmuzda tayipin koltuğu uğruna tankın altına yatarak ölçen çomarlar için aslında hiçbir anlam ifade etmez.
  zira bugün vatan millet diye geberdikleri düşünce yarın onlar için hata, kandırılma olarak adlandırılıacak. mavi marmarada ölenler de bi ara şehit idi. sonra 20 milyona kapandı o mertebe :) düne kadar bayrağı götüne bağlayıp minder yapanlar 15 temmuzdan sonra sırtına dolar oldu. alıştık artık. işin daha da trajikomiği 17 senedir vatan hainleriyle birlikte kol kola bu ülkede at koşturdular.
  
  yakında reisinizin parası suyunu çekip, çomarlarına atacak kemiği kalmadığında muhterem hocaefendisinden borç dilenmeye başlayınca 15 temmuz da mavi marmarayla aynı kaderi paylaşacak.
  
  çomarlara anlayacakları dilden çok basit bir örnek: bir evladın var ve onu çok seviyorsun. amacın çocuğunun vatana millete hayırlı olmasını istemek mi yoksa kendine bile hayrı olmayan kötü bir birey olarak yetişmesi mi? bu soruyu önce kendine bir sor.
  sen kendi evladının hatalarını yüzüne vurmazsan, yanlışlarını söyleyip doğru yolu göstermezsen, her zaman yediği her boku alkışlarsan, yanlışlarını gördüğün halde desteklersen, artık çığırından çıkıp anasını babasını dahi tanımadığı zaman bile altında ezilip büzülürsen, kendine, sana, ailesine, çevresine verdiği zararları gördüğün halde hala salağa yatıyorsan ya sen evladını hiç sevmemişsindir yada o evlat zaten senin hiç olmamış demektir çomar. anladın mı olayı çomar? sanmıyorum.