• inanılmaz keyifli bir film. javier bardem, penelope cruz oyunculuklarıyla aşmışlar. yanlarına scarlett johansson gibi bir güzeli de alıp gözlere şenlik bir film ortaya çıkarmışlar. bitmesin istedim, o kadar. içten içe de mesaj vermiştir.

    --- spoiler ---
    aşık olmadığınız kişiyle evlenirseniz, aklınız hep ötekinde kalır.
    --- spoiler ---
  • açıkçası beni hayal kırıklığına uğratmış bir filmdir. amaç batının latin lover, egzotik yaz ateşi, kızıııım cidden çok romantikmiş ispanyollar barcelona'ya gitmen lazıııım şeklindeki fantezik, sığ bakış açısını yansıtmak idiyse, oldukça başarılı olmuş, barcelona'da herkese bir juan var, koşun gelin şeklinde güzel de bir turizm atağına yol açabileceğini düşündüğüm woody allen filmi.

    beğenmek, gerçekten sevmek çok isterdim bu filmi, ama seyirciye kesinlikle hiç bir sürpriz bırakmıyor, değişik hiç birşey yok gibi filmde.

    --- spoiler ---
    filmin daha başından itibaren değişik bir şey içermediğine ilişkin sinyallerin alınmasıyla hah şimdi javier üçlü teklif edecek, esmer tersleyecek ama sonradan koşa koşa gidecek, penelope scarlet'le öpüşecek, sonra javier de gelecek üçlü olacaklar , sonra scarlet sıkılıp ayrılacak, evli evine köylü köyüne dönecek gibi tahminlerin hepsinin şaka gibi gerçekleşmesi gerçekten sinir bozucu.
    --- spoiler ---

    özetle; hiç bir sürprizi, hiç bir merak ettirici unsuru olmayan, doğru düzgün bir söylemi ve hikayesi olmayan şaka gibi bir film. tek iyi yanı penelope cruz ve javier berdam'ın beraber oynadıkları sahnelerdeki üstün performanslarıydı. özellikle penelope cruz, böyle arıza, tutkulu bir kadın rolünü mümkünse ispanyolca olarak güzel bir senaryosu olan başka bir filmde mutlaka yine oynamalı bence.
  • son dönemde kadınları anlayamama sorunsalına getirdiğim açıklamamın eli öpülesi, yanakları mıncıklanası tatlı ihtiyar woody allen tarafından, güzel oyuncular eşliğinde, bir film formatında dışavurumu olan eserdir kendileri.

    neredeyse karşısına çıkan her kadını becerecekmiş hissi yaratan juan antonio ve düzadam doug'un bir fon oluşturduğu, esas derdi ne istediğini bilmeyen, kafası sürekli karışan, farkında olmadıkları zaaflara sahip kadınlar olan bir öyküdür.

    cesaretten yoksun olan vicky, ne istediğini bilmeyen ve asla öğrenemeyecek olan cristina, çatlak maria elena örnekleri gibi her kadın hem farklı hem de aynıdır. yoksa değil midir?

    işte aynen filmde de böyle bir önerme veriliyor. yoksa verilmiyor mu?
  • sevgiliyle gidilmemesi gereken filmdir..bir yandan kendi hayatini sorgulayip acep dogru mu yapiyoruz derken, bir yanda da sevgilinin icindeki dusunceleri okumaya calisip, 'ulan bize biçilen rol amerikali doug mudur yoksa ispanyol ressam midir' deyip endiseleniyorsunuz..
  • --- spoiler ---

    woody allenın uzmanlık alanı olan kadın erkek ilişkilerine geri dönüş yaptığı ama her zamanki gibi başka meselelerinin de bulunduğu filmi. bir match point değil belki (çünkü match point yakın dönem filmi olmasına rağmen woody allen'ın parlak sinematografisinde de ışıl ışıl parlıyor) fakat son derece akıcı güzel bir film olmuş. match point'de şiddetli bir arzu nesnesi olarak kullandığı scarlett johansson bu filmde bütün güzelliğine rağmen o pozisyondan çok uzak ve ben bunun bilinçli bir tercih olduğunu düşünüyorum. filmdeki asil arzu nesnesi javier bardem ve penelope cruzun oynadıkları karakterler ve aralarındaki şiddetli ilişki. kıta avrupası ve özellikle de akdeniz insanlarında bulunan renkli, değişken ruh hallerinin yarattığı auranın kabaca sığ denecek, materyal ilişkilere bulanmış amerikalılarda yarattığı etkiler yansıtılmak istenmiş. sanatçı olmaya çabalayan cristinanın aslında zorlama bir şekilde bu işin içinde olduğu, sonsuz arayışının aslında kendi söylediği gibi yeteneksizliğinden çok ruhsuzluk denebilecek birşeyden kaynaklandığını anladım ben. katalan ressam çift her ne kadar birbirini yemekten verimli olamasa da, iyi işler çıkarmasa da sanatsal bir aura yaratma söz konusu ve bundan ayrı ilişkilerindeki tutkuyu da dahil edince cristina onların yanında ancak bir arabulucu olacak kadar eğreti kalıyor ve amerikaya dönüşünde de belli oluyor ki elinde birşey olmadan vazgeçiyor.

    vicky'nin durumuysa daha da kötü. belirlenmiş bir hayatın sınırlarını bir kez aşmak ondaki bütün dengeyi bozsa da tek bir kötü olay onun vazgeçmesi için yetip de artıyor. onda cristina, kadar bile duruş sergileyecek güç yok çünkü her ne kadar alternatif bir hayat, tutku aklını başından alacak kadar cezbetse de onu taşıyamayacak çünkü rasyonel hayatı kendi içinde içselleştirmiş. sonuç olarak o da eli boş dönüyor.

    avrupalı karaktekterler ise sanatsal güçlerini yönlendirecek şiddetli tutkuyu işlerine yansıtamıyorlar çünkü tutkunun yarattığı yaşamsal güç ve yaratıcılık hayatlarındaki herşeyi dolduracak kadar büyük. yani aslında sadece kadın erkek ilişkileri de değil söz konusu olan. amerikalı ve avrupalı zihniyetlerin karşılaşması. ama woody allen belli ki iki taraftan da çok umutlu değil çünkü tabiri caizse durumu iki uç noktaya çekmekteler ve bunun da kimseye hayrı olmuyor.

    oyunculuk olarak javier bardem ve rebecca hall çok iyi ama asıl iş filmdeki kısa rolüne rağmen penelope cruzda. kendisine altın küre adaylığı getiren oyunculuğu işi oscarlara da götürebilir. volverdeki kadınsılık sadece almodovar'ın becerisi diye düşünüyordum ki iyi yönetmenlerin ellerinde neler yapabildiğini görmüş olduk. o nasıl bir dişiliktir ki ara ara yıldız tilbeyi anımsatan kadın herşeyiyle çekici bir dişi haline gelebiliyor. güzel film.

    --- spoiler ---
  • kişisel film izleyiciliği tarihimin içinde çok özel bir yer edinmiş, bittiğinde insanın ağzında kaliteli bir şarap tadı bırakan, tek kelime ile muhteşem bir film. hiçbir sinemasal zorlamaya, senaryo oyununa gitmeden, yalnızca hayatın doğal bir kesitini olanca sahiciliği ile anlatmakla yetinmesine rağmen, aşk üzerine, hayat üzerine büyük laflar etmeyi başaran, bolca güldüren, zaman zaman düşündüren, insanı sinema koltuğundan alıp ispanya'daki o bohem hayatın içine çeken ve en önemlisi tüm bunları aslında yapmaya çalışmadan, kasmadan, görülmemiş bir doğallıkla başaran mest edici bir woody allen şaheseri, yönetmenin ustalık eseri. insanın böyle bir film yapabilmesi, tüm insani duyguları olanca yalınlığı ile içselleştirebilmesi ve seyirciye bu etkinlikte aktarabilmesi için iyi bir sinemacı olmaktan öte hayatı tüm incelikleri ile yaşamış bir bilge kişi olması gerek.

    tüm bunları söylerken filmin sinemasal anlamda iyi veya kötü olduğuna dair bir mütalada bulunmuyorum. zaten filmin benim için bu derece özel olması, tam da sinemasal bir başarının peşinden koşmak yerine, insanları ve özellikle de kadınları bir parça da olsa anlamanın peşinden koşmasından kaynaklanıyor.
  • postmodern göndermelere ustaca ve sıklıkla yer veren film. fakat son yılların modasından farklı olarak, bu göndermeler film izlemeyi entellektüel bir işkenceye çeviren sinema tekniklerinde (saçma sapan kamera açıları, başı sonu belli olmayan senaryolar vs.. ) değil, diyaloglarda ve karekterlerin yaşam felsefesinde vücut buluyor.

    (bkz: relativity)
  • güzel insanlar, güzel bir şehir, ilişkiler yumağı halinde seyreden bir konu vs. ama değme komedi filmlerine taş çıkartacak kadar çok eğlendim ben bu filmi izlerken. hele penelope cruz'lu sahneler şahaneydi. film match point'le başlayan serinin diğerlerinden farklı olsa da kesinlikle bir halkasıydı. filmin tespiti de maria elena'dandı tabi.

    --- spoiler ---

    tamamlanmamış aşk romantiktir.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---
    ana fikri karekter üzerinden basit bir biçimde özetlebilecek film. vicky evlenilecek kadın, cristina eğlenilecek kadın, maria elena hafif çatlak tam bir bohem kadın. fakat sonuç olarak hepsi kadın...
    --- spoiler ---
  • sıcak bir akdeniz esintisi gibi sizi alıp barcelona'ya götüren cinsten.
hesabın var mı? giriş yap