• izlediğim en iyi doctor who bölümlerinden biri olduğunu belirtmeliyim.

    --- spoiler ---
    en dokunaklı sahne ise kesinlikle van gogh'un sergisinde ağladığı sahneydi.
    --- spoiler ---
  • doctor who gibi bir dizinin neden izlenmesi gerektigini gosteren bolumdur. resmen bir van gogh ve sanata saygi durusu bu bolum...
  • bence "tum sanatcilarin bakis acilarinin diger insanlardan hayli farkli oldugunu" anlatmaktan ziyade 'diğer insanlar' denen normal insanların sanatçılara olan bakış açısını ve nefretini anlatmıştır.
    bir yerde van gogh da şöyle söyler;

    ürkmüştü.
    o da saldırganlaştı.
    korktuklarında saldırganlaşan insanlar gibi.
    tıpkı köydekilerin bana bağırması gibi.
    tıpkı bana taş atan çocuklar gibi.

    sonuçta her yerde 'farklı' insanlar var, her farklı insan sanatçı da olmak zorunda değil. ama insanların farklı insanlardan öcü gibi korkmaları ve onlardan nefret etmeleri...
    işte bütün mesele bu.
  • doctor who 'nun defalarca izlenilse tadına doyulmayacak bölümlerinden sadece biridir ama en güzelidir.
    van gogh adeta mezarından cıkıp gelmiştir bu bölümde oynamak icin.
    bu arada final sahnesinde hüngür hüngür aglatan , baş döndüren o muhtesem sarkı : athlete - chances
  • her bir sahnesi bilerek vincent van gogh tablolarina benzetilmis doctor who 5. sezon bolumudur. starry night gondermesi ile ebraber vincent in kendi bakis acisini doktora ve izleyicilere tarif ettigi kisim ise ozetle tum sanatcilarin bakis acilarinin diger insanlardan hayli farkli oldugunu anlatmistir.
  • bu bölümü enfes yapan etmen kesinlikle tony curran.
    matt smith de çok iyi. aslında genelde de o kadar başarısız değil, fakat hem david tennant gibi muazzam bir adamdan bayrak devraldı, hem de sözlüğün doctor who neferi apranaxfort'un bile hayranlığını gizleyemediği karen gillan'ın* sevimliliği matt smith'i gölgede bıraktı. amy ise adeta van gogh'un gördüğü/görmek istediği dünyayı sembolize* ediyor.

    şurada da çok başarılı bir çalışma var, ilgilisine;
    http://www.blogography.com/…es/2010/07/vincent.html
  • doctor who'yu sevmeyen, saçma bulan bir insan olarak bu bölüm bana izletildi, sonrasında o sezonu baştan sona izledim ve devamında gelen sezonları da hiç kaçırmadım. vincent and the doctor, steven moffat era'daki doctor who'yu sevdirmek için verilecek ilk ve en kuvvetli dozdur bence. siz de çevrenizdeki insanlara uygulayın.

    aynı zamanda doctor who'yu prodüksiyon kalitesizliği sebebiyle eleştirip izlememiş insanlara da ilaç niteliğindedir. bu bölümün estetik güzelliğiyle çok az dizi bölümü yarışabilir.
  • doctor who'nun sadece canavarlarla dövüşmeli dizi olmadığının en güzel kanıtlarından bir tanesi olan bölümdür. van gogh'u oynayan tony curran da tam bir van gogh olmuş. ellerinden öpüyoruz.
  • gözler dolu dolu olmuşken doctor ne de güzel anlatıyor:

    "the way i see it, every life is a pile of good things and bad things… the good things don't always soften the bad things, but vice versa, the bad things don't necessarily spoil the good things, and make them unimportant."
  • insanı ağlatan, ama her izleyişte, aşırı duygusal doctor who bölümü.
hesabın var mı? giriş yap