volan

• debriyaja bastığınızda şanzımanla alakası kesilen motorun hareketini şanzımana ileten büyük yuvarlak şey
• genel olarak butun mekanik sistemlerde, genellikle bir donu$ hareketine iletilen gucun kesikliligini onlemek icin momentum ta$imasi maksatli kullanilan parca.
• (bkz: volan di$lisi)
• ankarada bir volvo bayii
• kadın giysilerinin etek ucu, kol gibi yerlerine, kesilmiş kumaştan yapılan süs.
• uzay istasyonlarında enerji depolamak için kullanmayı düşünüyorlar bunu. şöyle ki güneş enerjisi panellerden alınacak, bir elektrik motoruyla volan döndürülecek, dönüyorsa hızlandırılacak. istasyon dünyanın gölgesine girdiğindeyse motor bu sefer dinamo olarak çalışacak ve volanın hareketini tekrar elektriğe çevirecek. uzayda hava sürtünmesi olmaması ve sıfıra yakın bi yerçekimi gibi avantajlar olduğundan ve akülerin hayvan ağır olup hayvan gibi de yer kaplaması sebebiyle bu çözümün daha çok şansı var gibi.
• salincakta sallanirken hizlanmak icin yapilan harekete volan vurmak denir
• ispanyolca'da ucmak anlamina gelen volar ve onun ucuyor anlaminda cekimi olan volando fiiliyle bir alakasi oldugunu dusunuyorum
• arabamın cuma günü arızalanan ve haftasonumu evde geçirmeme sebep olan parçası. (ev biraz kuş uçmaz kervan geçmez yerde de..) tikkatli kullanın araçlarınızı, kollayın volanlarınızı. hem pahalı bir parça hem de her servisin elinde olmuyor (nadiren arızalanıyormuş. poehhh mazerete bak)
• armatürlerin, suyu açmaya kapamaya yarayan parçalarına denilir.