• marvin gaye'in tamla motown geleneği doğrultusunda ağırlıklı olarak aşk ve seksi konu alan çizgisinden farklı olarak abd'nin vietnam'daki önlenemeyen sıçışının da verdiği gaz ile 1971'de kaydettiği, dönemin mainstream kara müziğinin içeriği açısından bir nevi devrim niteliğindeki politik albümüdür. öyle ki, marvin bey'in sesinin kayıtlarda fazla seksi çıkmasını önlemek için her şarkının vokallerini kaydetmeden önce bir posta attırdığı söylentiler arasındadır. * gerçekten de bu albümle iki sene sonra çıkarttığı let's get it on gibi seks konseptli bir albüm karşılaştırıldığında bu üslup farkı rahatlıkla görülebilir.

    motown'daki patronları marvin'i bu tür sosyal içerikli bir albümün ticari intihar olacağı konusunda uyarmış olsalar da marvin bildiğini okumuş, albüm satışa sunulmasıyla birlikte yok satarak patronların afedersiniz götünde patlamıştır.

    dönemin çevre kirliliği *, çocuk hakları *, savaş * ve yoksulluk * gibi sorunları, dokuz nadide çeşitlemede titiz bir biçimde masaya yatırılır. dinsel unsurlar söz konusu muhalefetin yine vazgeçilmez bir parçasını oluştursa da, stevie wonder ile birlikte marvin gaye'in bu albümü detroit usulü soul müziğinin ve dinleyicilerinin politik bilinçlenmesinde önemli rol oynamıştır. inner city blues gibi bir cover ve sample klasiğini bize hediye etmiş olması da cabasıdır:

    "money, we make it
    'fore we see it you take it"
  • çeşitli amerikan film ve dizilerinde beklenmedik bir olayla karşılaşan çiftlerden kadının erkeğe sorduğu sorudur. ne zamandır aklımdaydı da şimdi cold case'de tekrar karşılaştım hazır sözlükteyken çok isabet oldu. çift, çocuklarının çalıştığı alışveriş merkezinde silahlı olay çıktığı için koşup gelmiştir. kurtulanlar arasından çocukları çıkmaz. o sırada polis gelir:

    - oğlunuzun olaya karışmış olabileceğini düşünüyoruz.

    teyzem hemen kocasına döner ve sorar:

    - jim, what's going on?

    bunun binlerce çeşidi vardır, dikkat edin bakın.

    - oğlunuz uyuşturucu kullanıyormuş
    - jack, what's going on?

    - tarlanızda mutant mısır yetişti müdahele etmek durumundayız
    - what's going on, james?

    - uzaylılar dünyayı istila etti
    - what's going on, john?

    gördüğünüz gibi bu teyzeler ben bilmem beyim bilir olayını benimsemiş, içselleştirmiş hatta aşmışlardır. ama amcalar da bu manyakça sorguyu hakederler bir yerde, çünkü bir tane john da çıkıp

    - ne biliyim mnkym. demez,

    - ben de şimdi öğrendim hayatım. demez.

    ya soruyu duymayıp haberi verene girişirler ya da

    - everything will be alright. derler.

    bir de entry'yi girerken farkettim ki bu amcaların adı ekseriyetle j ile başlar. nadiren michael, mike falan da olabilir ama.
  • tüm zamanların en iyi albümlerinden biri olarak kabul edilen 1971 tarihli marvin gaye albümü. şimdiye kadar yapılmış en önemli konsept albümlerden biri olup, tüm albüm sanki tek bir şarkı gibi kabul edilebilir, nitekim tüm şarkılar birbirine bağlıdır. vietnam savaşından dönen bir askerin, ülkesine geldikten sonra yaşadığı içsel bunalımı, yabancılaşmayı ve sosyal dışlanmışlığı anlatır. bu bakımdan hem çok kişisel bir albüm hem de döneminin ruh halini çok iyi yansıtan bir belge niteliğindedir. küresel ısınmadan, sosyal ayrımcılığa ve işsizliğe kadar pek çok konuya değinmiştir. hatta bütün bu sebeplerden dolayı, ulusal kongre kütüphanesi (bkz: library of congress) tarafından koruma altına alınmıştır. kısacası günümüzde nispeten az bilinmesine rağmen, aslında bir müzik hazinesi niteliğindedir.

    benim için bu albümün bir diğer önemli özelliği ise, daha ilk dinleyişimde beni ağlatmış olan tek albüm olmasıdır. bu vesileyle hem kişisel bir saygı duruşu hem de albümü dinleyeceklere bir katkı olarak, şimdiye kadar hiçbir sitede rastlamadığım için, albümdeki tüm şarkıların türkçe çevirisini buradan paylaşmak istiyorum. tüm şarkıları aslına sadık kalarak dilimize en uygun şekilde çevirmeye çalıştım. umarım başarılı olabilmişimdir.

    albümdeki sırasına göre şarkıların orijinal sözleri ve çevirisi:

    what's going on

    mother, mother
    there's too many of you crying
    brother, brother, brother
    there's far too many of you dying
    you know we've got to find a way
    to bring some lovin' here today

    father, father
    we don't need to escalate
    you see, war is not the answer
    for only love can conquer hate
    you know we've got to find a way
    to bring some lovin' here today

    picket lines and picket signs
    don't punish me with brutality
    talk to me, so you can see
    oh, what's going on
    what's going on
    ya, what's going on
    ah, what's going on

    mother, mother, everybody thinks we're wrong
    oh, but who are they to judge us
    simply because our hair is long
    oh, you know we've got to find a way
    to bring some understanding here today

    picket lines and picket signs
    don't punish me with brutality
    come on, talk to me
    so you can see
    what's going on
    ya, what's going on
    tell me what's going on
    i'll tell you what's going on
    right on . . .

    neler oluyor

    ah anneciğim
    senin gibi daha niceleri var ağlayan
    ah kardeşim
    pek çok yaşıtın şu an bir yerlerde can veriyor
    biliyorsun artık bir yol bulmak zorundayız
    bugün buraya sevgiyi getirmek için

    babacığım
    öfkemizi yükseltmek zorunda değiliz
    işte görüyorsun, savaş çare değil
    çünkü sadece sevgi öfkeyi alt edebilir
    biliyorsun bu yüzden bir yol bulmalıyız
    bugün buraya birazcık sevgi taşımak için

    her yerde grev hatları ve pankartlar
    beni zalimce cezalandırma
    konuş benimle, o zaman görebilirsin
    neler olduğunu

    anne, herkes bizim haksız olduğumuzu düşünüyor
    fakat ne hakları var bizi yargılamaya,
    sırf saçımız uzun diye.
    biliyorsun ki bir yol bulmak zorundayız
    bugün buraya biraz anlayış getirmek için

    her yerde grev hatları ve pankartlar
    beni zalimce cezalandırmayın
    konuşun benimle, o zaman görebilirsiniz
    neler olduğunu
    neler oluyor, sahiden neler oluyor?
    söyleyin bana, neler oluyor?
    ben söyleyeceğim ne olduğunu.
    hadi o zaman.

    what's happening brother

    hey baby, what'cha know good
    i'm just gettin' back, but you knew ı would
    war is hell, when will it end,
    when will people start gettin' together again
    are things really gettin' better, like the newspaper said
    what else is new my friend, besides what ı read
    can't find no work, can't find no job my friend
    money is tighter than it's ever been
    say man, ı just don't understand
    what's going on across this land
    ah what's happening brother,
    oh ya, what's happening my man

    are they still gettin' down where we used to go and dance
    will our ball club win the pennant,
    do you think they have a chance
    and tell me friend, how in the world have you been.
    tell me what's out and ı want to know what's in.
    what's the deal man, what's happening
    what's happening brother
    ah what's happening brother
    what's happening my man
    ah what's happening brother

    what's been shaken up and down the line
    i want to know cause ı'm slightly behind the time.

    neler oluyor kardeşim

    hey tatlım, ne olsa beğenirsin
    işte başladığım yere dönüyorum, ama biliyordun öyle olacağını
    savaş cehennem demek, ama ne zaman sonu gelecek bunun
    ne zaman insanlar tekrar anlaşmaya varacaklar
    sahiden bir şeyler iyiye gidiyor mu, hani gazetelerin dediği gibi
    şu okuduklarım dışında başka yeni olan ne var,
    bir iş de bulamıyorum dostum,
    para hiç olmadığı kadar aslanın ağzında
    hadi söyle, artık sahiden anlamıyorum
    bu ülkede neler oluyor
    ah, ne oluyor kardeşim
    sahiden, adamım neler oluyor ?

    önceleri gidip dans ettiğimiz yerlerde hala takılanlar var mı?
    bizim takım kupayı kazanacak mı?
    sence bir şansları var mı?
    ve söyle dostum, şu dünyada ne elde ettin ?
    dışarıdan bahset bana ve ayrıca bilmek istiyorum içindekini
    neler dönüyor, sahiden ne oluyor
    neler oluyor kardeşim,
    ah gerçekte ne oluyor?
    sahiden adamım neler oluyor?

    nedir tam olarak altüst olan ?
    bilmek istiyorum, çünkü biraz zamanın gerisinde kaldım.

    not: marvin gaye bu şarkıyı 3 yıl vietnam'da görev yapmış olan kardeşine adamıştır. şarkı büyük ölçüde onun tecrübelerinden esinlenilerek yazılmıştır.

    flyin' high (in the friendly sky)

    flying high in the friendly sky
    flying high without ever leavin' the ground, no
    rest of the folks are tired and weary
    oh lord, and have laid their bodies down.
    i go the place where danger awaits me
    and it's bound to forsake me.
    so stupid minded.
    ı can't help it
    oh ya, so stupid minded.
    but ı go crazy when ı can't find it,
    ın the morning, ı'll be alright, my friend.
    but soon the night will bring the pains,
    the pain, oh the pain

    flying high in the friendly sky
    without ever leaving the ground
    and ı ain't seen nothing but trouble baby
    nobody really understands, no no
    and ı go to the place where the good feelin' awaits me
    selfdestruction in my hand
    oh lord, so stupid minded
    oh and ı go crazy when ı can't find it
    well ı know ı'm hooked my friend
    to the boy who makes slaves out of men.
    and oh beleive me
    flying high in a friendly sky
    oh baby, flyin' high

    (emin ellerde) yükseğe uçmak

    dostane gökyüzünde uçuyorum
    uçuyorum, yerden hiç ayrılmadan
    insanların geri kalanı yorgun ve bezmiş
    tanrım, onların vücutlarına da huzur ver
    ben tehlikenin beni beklediği yere gidiyorum
    üstelik orası da beni bırakmak zorunda
    öylesine aptalca ki
    ona yararım olmaz
    ah evet, o kadar aptalca
    ama onu bulamadığım zaman deliye dönüyorum
    sabah olduğunda iyileşeceğim dostum
    fakat yakında gece, sancıları geri getirecek
    sancı, ah sancı

    açık gökyüzünde uçuyorum
    uçuyorum, yerden hiç ayrılmadan
    ve kederden başka birşey görmüyorum
    gerçekten kimsenin anladığı yok
    yine de beni güzel duyguların beklediği yere gidiyorum
    kendimi yok etmek elimde
    ah tanrım, o kadar aptalca ki
    ama onu bulamadığım zaman deliye dönüyorum
    pekala biliyorum kancaya takıldığımı
    adamları köle haline getiren bir oğlanın
    ve inan bana
    güven içinde yükseklere uçuyorum
    uçuyorum

    save the children

    i just wanna ask a question
    who really cares?
    to save a world in despair
    who really cares?

    there'll come a time, when the world won't be singin'
    flowers won't grow, bells won't be ringin'
    who really cares?
    who's willing to try to save a world
    that's destined to die

    when ı look at the world, it fills me with sorrow
    little children today really gonna suffer tomorrow
    oh what a shame,
    such a bad way to live
    who is to blame,
    we can't stop livin'

    live, live for life
    but let live everybody
    live life for the children
    oh, for the children
    you see, let's save the children
    let's save all the children
    save the babies, save the babies
    if you wanna love, you got love
    save the babies, you will save the babies
    all of the children

    but who really cares
    who's willing to try
    yes, to save a world
    yea, save our sweet world
    save a world that is destined to die
    oh, oh dig it everybody

    çocukları kurtaralım

    sadece bir soru sormak istiyorum
    gerçekten kimin umurunda,
    ümitsiz durumdaki bir dünyayı kurtarmak?
    sahiden kimin umurunda?

    bir zaman gelecek, dünya artık şarkı söylemeyecek
    çiçekler büyümeyecek, ziller çalmayacak
    gerçekten kimin umurunda?
    kim kaderi ölmek olan bir dünyayı
    kurtarmaya çalışmak için gönüllü olacak ?

    dünyaya baktığım zaman, içimi kederle dolduruyor
    bugünün küçük çocukları, yarın gerçekten acı çekecek
    ah ne kadar utanç verici
    yaşamak için ne kadar berbat bir yol
    kim bundan sorumlu tutulacak?
    yaşamadan duramayız ki!

    yaşa, bir ömür boyu yaşa
    fakat herkesin de yaşamasına izin ver
    çocuklar için yaşa hayatı
    ah, çocuklar için
    görüyorsun, çocukları kurtarabiliriz
    haydi kurtaralım bütün çocukları
    bebekleri kurtaralım, bebekleri kurtaralım
    eğer sevmek istiyorsan, sevgi elinde işte!
    bebekleri kurtar, bebekleri kurtar
    bütün o çocukları

    fakat gerçekten kimin umurunda?
    kim denemeye razı ?
    evet, bir dünyayı kurtarmayı
    evet, güzel dünyamızı kurtarmayı
    kaderi ölmek olan bir dünyayı kurtarmayı
    anladınız mı millet!

    god is love

    don't go and talk about my father
    god is my friend
    jesus is my friend
    he made this world for us to live in
    and gave us everything
    and all he asks of us is we give each other love.

    don't go and talk about my father
    cause god is my friend
    jesus is my friend
    he loves us whether or not we know it
    and he'll forgive all our sins
    forgive all our sins
    and all he asks of us, is we give each other love.

    love your mother, she bore you
    love your father, he works for you
    love your sister, she's good to you
    love your brother, your brother

    don't go and talk about my father
    god is my friend
    jesus is my friend
    and when we call in him for mercy
    he'll be merciful, my friend
    oh, yes he will
    all he asks of us, ı know, is we give each other love

    tanrı sevgidir

    dur gitme ve bana babamdan bahset
    tanrı benim dostum
    isa benim dostum
    o bu dünyayı içinde yaşayalım diye yarattı
    ve bize herşeyi verdi
    ve bizden tüm istediği, birbirimizle sevgiyi paylaşmamız

    gitme ve bana babamdan bahset
    çünkü tanrı benim arkadaşım
    isa benim arkadaşım
    biz bilsek de bilmesek de o bizi seviyor
    ve o tüm hatalarımızı bağışlayacak
    tüm günahlarımızı affedecek
    ama bizden tüm istediği birbirimizi sevmemiz

    anneni sev, o seni doğurdu
    babanı sev, o senin için çalıştı
    kızkardeşini sev, o senin için iyi
    erkek kardeşini sev, biraderini

    dur gitme ve bana babamdan bahset
    tanrı benim dostum
    isa benim dostum
    onun merhametini çağırdığımız zaman
    o merhametli olacaktır dostum
    evet, öyle olacak
    bizden tüm istediği, biliyorum, birbirimizi sevmemiz.

    mercy, mercy me (the ecology)

    mercy, mercy me
    things ain't what they used to be
    where did all the blue skies go?
    poison is the wind that blows from the north and south and east

    mercy, mercy me
    things ain't what they used to be
    oil wasted on the ocean and upon our seas
    fish full of mercury

    mercy, mercy me
    things ain't what they used to be
    radiation under ground and in the sky
    animals and birds who live nearby are dying

    mercy, mercy me
    things ain't what they used to be
    what about this overcrowded land
    how much more abuse from man can you stand?

    affet, affet beni (çevrebilim)

    affet, affet beni
    artık bir şeyler eskisi gibi değil
    bütün o mavi gökyüzü nereye gitti ?
    zehir oldu kuzeyden, güneyden ve doğudan esen şu rüzgar

    affet, affet beni
    artık bir şeyler eskisi gibi değil
    boşuna okyanuslara ve denizlerimize aktı petrol
    balıklar civayla doldu

    affet, affet beni
    artık bir şeyler eskisi gibi değil
    radyasyon yeraltında ve gökyüzünde
    yakınlarda yaşayan hayvanlar ve kuşlar ölüyor

    affet, affet beni
    artık bir şeyler eskisi gibi değil
    peki bu aşırı kalabalık yeryüzüne ne dersin
    insanoğlunun tacizinin daha ne kadarına katlanabilirsin ?

    right on

    hey baby
    that's alright
    ı know that's alright
    oh, when we love each other
    ı know that's alright
    oh feel it, feel it
    oh everybody feel it
    god know that's alright, yes

    some of us were born
    with money to spend
    some of us were born
    for races to win
    some of us are aware
    that it's good for us to care
    some of us feel the icy wind
    of poverty blowing in the air
    for those of us who simply like to socialize
    for those of us who tend the sick
    ah, and heed the people's cries
    let me say to you

    right on
    right on, feel it
    yea, oh, oh, oh lord, lord, people
    and ı say, right on
    honey right on

    for those of us who live
    where peace is craved
    for those of us who live
    where hatred is enslaved, alright
    for those of us who live a life
    yea, surrounded by good fortune and wealth
    talk about it
    those of us who live a life
    hey, hey, hey enjoying ourselves
    for those of us who got drowned
    ın the sea of happiness
    for the soul that takes pride in his god
    and himself and everything else

    love, love
    sweet love, love
    wonderful love
    ah, true love, love
    love for your brother
    and love, love for god
    love, pure love

    true love can conquer hate everytime
    give out some love and you'll find
    peace sublime
    and my darling, one more thing
    ıf you let me, ı will take you
    to live where love is king
    ah, ah baby, baby

    aynen öyle

    hey bebeğim
    hiç sorun değil
    biliyorum sorun değil
    birbirimizi sevdiğimiz zaman
    biliyorum hiç sorun değil
    hisset bunu, hisset
    herkes hissetsin bunu
    tanrı biliyor ki doğrusu bu

    bazılarımız doğduğunda
    harcayacak parası vardı
    bazılarımız doğduğunda
    bunun için yarışmak zorundaydı
    bazılarımız farkında
    ki öyle olması bizim için daha iyi
    bazılarımız yoksulluğun havada esen
    buz gibi rüzgarını hissediyor
    sosyalleşmeyi seven bizler
    hastalanmaya yatkın bizler
    ah, insanların feryatlarına kulak ver
    izin verin söyleyeyim size

    peki devam et
    işte oldu, hadi hisset
    evet, ah tanrım, tanrım, ey millet
    diyorum ki, hadi devam
    tatlım, hadi olsun

    bizim gibilerine
    yani huzura hasret yerlerde yaşayan
    bizim gibilerine
    nefretin esir aldığı yerde yaşayan, peki
    bizim gibileri hani
    evet, her yanı iyi talih ve bollukla çevrili olan
    bahset ondan
    bir ömür boyu yaşayan bizler
    hey, hey, gününü gün ederek
    mutluluk denizinde
    boğulan bizim gibiler
    kendi tanrısıyla gurur duyan şu ruh
    ve kendisiyle ve diğer herşeyle

    sevgi,
    tatlı sevgi
    muhteşem sevgi
    ah, gerçek sevgi
    kardeşine olan sevgi
    tanrıya olan sevgi
    saf sevgi

    gerçek sevgi her zaman nefreti yenebilir
    biraz sevgi saç ve o zaman sen de bulacaksın
    yüce huzuru
    ve sevgilim, bir şey daha var
    eğer izin verirsen, seni götüreceğim
    sevginin kral olduğu yerde yaşamaya
    ah bebeğim...

    wholy holy

    wholy holy
    come together
    wholy holy
    people we all gotta come together
    cause we need the strength, power, all the feeling
    wholy holy
    oh lord, get together, one another
    wholy holy

    we should believe in one another
    jesus left a long time ago, said he would return
    he left us a book to believe in
    ın it we've got a lot to learn
    oh, wholy holy

    we can conquer hate forever
    wholy holy
    we can rock the world's foundation
    everybody together, together in a wholy
    we'll holler love love love across the nation
    wholy holy, all together in wholy
    we proclaim love, our salvation

    tümüyle mukaddes

    tümüyle mukaddes
    bir araya gelin
    tümüyle mukaddes
    insanlar, hepimiz bir araya gelmeliyiz
    çünkü dirence, güce ve tüm o hislere ihtiyacımız var
    bütünüyle kutsal
    bir araya gelin, her biriniz
    bu tümüyle kutsal

    birbirimize güvenmemiz gerek
    isa uzun zaman önce gitti, döneceğini söyleyerek
    bize inanmamız için bir kitap bıraktı
    içinde öğrenmemiz gereken çok şey var
    tümüyle mukaddes

    nefreti yenebiliriz sonsuza dek
    bu tümüyle mukaddes
    dünyayı temelinden sarsabiliriz
    herkes biraraya, kutsal şekilde birlikte
    tüm ülkeye haykıralım, sevgi, sevgi, sevgi diye
    bu tümüyle mukaddes, mukaddestir olmak birlikte
    sevgi ilan edelim, kurtuluşumuzu

    ınner city blues (make me wanna holler)

    rockets, moon shots
    spend it on the have nots
    money, we make it
    fore we see it you take it
    oh, make you wanna holler
    the way they do my life
    make me wanna holler
    the way they do my life
    this ain't livin', this ain't livin'
    no, no baby, this ain't livin'

    inflation no chance
    to increase finance
    bills pile up sky high
    send that boy off to die
    make me wanna holler
    the way they do my life
    make me wanna holler
    the way they do my life

    hang ups, let downs
    bad breaks, set backs
    natural fact is
    i can't pay my taxes
    oh, make me wanna holler
    and throw up both my hands
    yea, it makes me wanna holler
    and throw up both my hands

    crime is increasing
    trigger happy policing
    panic is spreading
    god knows where we're heading
    oh, make me wanna holler
    they don't understand

    mother, mother
    everybody thinks we're wrong
    who are they to judge us
    simply cause we wear our hair long

    şehir hüznü (gel de isyan etme)

    füzeler, ay roketleri
    biraz da yoksullara harcayın
    para, bizim kazandığımız
    seyreden biziz, elde eden siz
    gel de isyan etme
    onların hayatıma yaptıklarına
    gel de isyan etme
    hayatıma yaptıkları böyle sürdükçe
    bu yaşamak değil, bu yaşamak değil
    yo hayır, bu yaşamak değil

    enflasyon şans vermiyor
    alım gücünün yükselmesine
    faturalar göğe uzanıyor
    şu oğlanı ölüme doğru yolluyor
    gel de isyan etme
    hayatıma yaptıkları şekilde
    gel de isyan etme
    hayatıma yaptıkları şekilde

    kapanan telefonlar, hayal kırıklıkları
    şanssızlıklar, beyhude bekleyişler
    doğal gerçek şu ki,
    vergilerimi ödeyemiyorum
    ah, hadi gel de isyan etme
    pes artık diyorum
    evet, gel de isyan etme
    ve sonunda pes artık diyorum

    suç oranı yükseliyor
    polis tetiğe basmaya hevesli
    panik giderek yayılıyor
    tanrı bilir bu iş nereye gidiyor
    hadi şimdi gel de isyan etme
    ama onlar anlamıyorlar

    anne, anne
    hepsi bizim haksız olduğumuzu düşünüyor
    sırf onlardan farklıyız diye
    bizi yargılamaya ne hakları var

    marvin gaye
  • 4 non blondes'un pek bi güzel şarkısı. sözleri de :

    25 years and my life is still
    trying to get up that great big hill of hope
    for a destination
    i realized quickly when i knew i should
    that the whole world's made up of this brotherhood of man
    for whatever that means

    and so i cry sometimes when i'm lying in bed
    just to get it all out, what's in my head
    and i, i am feeling a little peculiar
    and so i wake in the morning and i step outside
    and i take a deep breath and i get real high
    and i scream from the top of my lungs,
    what's goin' on

    and i say hey.... hey....
    i said hey, what's goin' on
    and i say hey.... hey....
    i said hey, what's goin' on

    ooh, ooh, oooohh, oooohh, what's up...
    ooh, ooh, oooohh, oooohh, what's up...

    and i try, oh my god, do i try
    i try all the time in this institution
    and i pray, oh my god, do i pray
    i pray every single day for a revolution!

    and so i cry sometimes when i'm lying in bed
    just to get it all out, what's in my head
    and i, i am feeling a little peculiar
    and so i wake in the morning and i step outside
    and i take deep breath and i get real high
    and i scream from the top of my lungs,
    what's goin' on!!

    and i say hey.... hey....
    i said hey, what's goin' on
    and i say hey.... hey....
    i said hey, what's goin' on
    and i say hey.... hey....
    i said hey, what's goin' on
    and i say hey.... hey....
    i said hey, what's goin' on

    ooh, ooh, oooohh, oooohh, what's up...

    25 years and my life is still
    trying to get up that great big hill of hope
    for a destination
  • a perfect circle ın emotive albümünde tekrar yorumlayıp nefis bir eser haline getirdiği parça..
  • müzik tarihinin en komple albümlerinden biridir. birtakım dergilerin tüm zamanların en iyi albümleri tarzı listelerinde hep en üst sıralarda yer bulur, kiminde birinci bile olur. marvin gaye'in zirvesi olduğu bir gerçektir; let's get it on'u da here, my dear'ı da döver. 21 mayıs 1971'de yayımlanmış ve amerika listelerinde 6 numaraya kadar çıkmıştır. 36 dakika sürer, içinde şu şarkılar vardır:

    1. what's going on
    2. what's happening brother
    3. flyin' high (in the friendly sky)
    4. save the children
    5. god is love
    6. mercy mercy me (the ecology)
    7. right on
    8. wholy holy
    9. inner city blues (make me wanna holler)
  • tadından yenmez bir rory gallagher eseri. jimi hendrix tadı verebilir, kendisini defalarca dinletir.

    what's going on,
    can you correct my vision?
    helping my decision.
    what's going on,
    if you know what i'm meaning,
    you won't find me kneeling.

    should i be standing on a chair?
    my hands are waving in the air,
    you know as well as i do now,
    i'm going to get to you somehow.

    what's going on,
    everyone acts crazy,
    yes or no means maybe.

    what's going on,
    could you correct my vision?
    helping my decision.
  • dünyanın tüm ağırlığı omuzlarınıza binmişken nasıl seksi olup gülümseyebilirsiniz? trajediyi nasıl zafere dönüştürebilirsiniz? ha, tabi bir de soul müzikte devrim yapmanız gerekiyor. basit: marvin gaye olun. sahnedeki ortağı tammi terrell' in ölümünden sarsılan ve giderek uyuşturucunun pençesine düşen, tanındığı müzik tarzını - kısa ve hoş soul şarkıları - genişletme yolunda umutsuz bir beklenti içinde olan gaye' in kurtuluşu mizahi becerilerinde ve sıra dışı yeteneğinde yatıyordu. her ikisi de, daha az ehil ellerde tam bir rezilliğe dönüşebilecek bir albümden ışıl ışıl parlayarak yayılır.

    kelimeler what's going on' u layıkıyla anlatmaya yetmez. ironik biçimde neşeli olan albüme adını veren şarkıdan gospel ve caz(smooth) dalgalarıyla. kabarıp alçalır, sonra bir patlamayla mercy mercy me gelir ve nihayet sarsıcı şarkı inner city blues ile kapanış yapar. bunun gelmiş geçmiş en iyi albüm olduğunu söyleyen smokey robinson' ı saymazsak, motown siyasal bakımdan boş olmayan, ancak böylesine ağır tempolu bir albümün nasıl hit şarkılar çıkarabileceğini anlamamıştır. albüme nüfuz etmiş hisler elbette ki gaye' in altmışlardaki aşırı romantik halleri değildir, ama bugün kulağa you're all i need to get by' ın aşk dolu sözlerinden ve i heard it through the grapevine' ın müzikal derinliğinden başlayıp gelişmiş doğal bir evrim gibi gelir. üç tane top on single'ı ve 30 yıla yayılan güçlü satış rakamları gaye'in bu albümü piyasaya çıkarılmaması durumunda motown için başka bir kayıt yapmayacağı tehdidinin ne kadar haklı olduğunu fazlasıyla göstermiştir. bırakın kulaklarınız karar versin. gaye' in de yazdığı üzere, ''birilerinin size albümün ne kadar harika olduğunu ya da hangi şarkıların üzerine eğilmeniz gerektiğini veya majesteleri şarkıcının ne muhteşem olduğunu söylemesine lüzum yok...''
  • he-man cover'ı enfes olan:
    http://heyyeyaaeyaaaeyaeyaa.com/
  • a love supreme'in kardesi, kutsal kitap.
hesabın var mı? giriş yap