• bir cemal süreya şiiri;
    " beş dil biliyormuş ünlü kişi
    ünlü ve saygıdeğer
    bir de türkçe öğrense
    altı eder "
  • artık güzel ülkemde her iş başvurusu için önşart. en son kariyer.net te sararın, yöneticilere servis yapacak elemanı için istenmiş ve son nokta konmuştur.
    -muharrem bir çay lütfen
    -roger that
  • kendi agzimizda olmayan ve tanimadigimiz dil
  • hep merak edilen. "ne dediler acaba, ne konusuyorlar, hangi dilde konusuyorlar" seklinde merak uyandiran.

    gecenlerde maaile bir hibachi olayina girmisligimiz var. malum masa etrafina tanimadiginiz insanlari da oturtabiliyorlar ve solen oyle basliyor. bizim masaya sonradan mit mezunu ve harvard masterli bir muhendis adam ve esi dustuler. selamlastik tabi medeni insanlar gibi. sonra biz sardirdik kendi aramizda turkce'ye. baktim adam anlamaya calisiyor hangi dil konustugumuzu. merakini gidermek icin, o ana kadar hic sohbet etmis olmadigimiz halde "biz turkce konusuyoruz" dedim. bi rahatladi boyle ve "ben rusca konustugunuzu sanmistim" dedi. nedense amerikada bir turkce ve rusca benzerlik algisi mevcut. bu ilk kez basima gelmiyor. "yok degil" falan dedik, biz yine kendi sohbetimize donduk. gecenin sonlarinda adam cok tutmus kendini belli ki ve bunu soylemeden kalkmak istemedi. aynen ve abartisiz sunlari dedi: "ben sizin basbakaninizi izledim 1-2 ay once burada bir aksam show programinda. onun konusma tarzi, konustugu dille sizin konustugunuz dil bambaska! sizi tum aksam dinledim, gayet nazik ve guzel bir dil konusuyorsunuz. basbakaniniz cok kati, sert ve degisik bir dil kullaniyor. ikisinin de turkce olmasi cok enteresan geldi!"

    biz orda bi koptuk tabi masa olarak. adama ne desek bilemedik. ben biraz aciklama yaptim tabi. sonrasinda kanka olduk. adam televizyon yapimciligi, muzik vs isleriyle ugrasan bir profesyonel. kari koca cok kaliteli insanlar. nasil buldugunu sorduk o show boyunca verilen cevaplari. "hic bir soruya tam olarak cevap vermedi, normal olmayan bir olcude politik ve kendine gore cevaplar verdi ama onlar sorularin cevaplari degildi" dedi. turkiye'nin su andaki durumunu anlattik biraz. gazetecilik de yapmis bir ara ve "turkiye gazetecilerin olduruldugu ulkeymis, o yuzden seyahat planlamadim ama gitmek istiyorum" dedi. sustuk tabi. dogru soze ne denir.

    sozun ozu iyi egitimli bir yabanci insanin gozunden durum boyle. benim gerizekali insanim da bir gun gercekleri gorebilecek mi acaba? malum okyanus otesinden iki kitap okuyup bir tv programi seyreden adam gercekleri goruyor da. merak ettim.
  • kına gecesi, görümce, kayınço, elti gibi kelimeleri barındırmayan yadı yadı ellerin dili.
  • bazen kendi memleketinde ** hatta kendi dilinde bir acayip ilanla ortaya çıkar.
    ilan dediğim bakkallara falan yapıştırılmış a4 çıktı.
    ''tava üstü döner çekilir''
    olum sabahtan beri bunu çözmeye çalışıyorum lan. gizli bi tarikat mı kuruldu nooldu gece?
  • şimdi diğer diller için, diğer ülkenin insanları hakkında konuşmak için pek fazla araştırma yapmadım, soruşturmadım veya yabancı ülkelerde/ülke insanlarıyla bu konuyu yeterince konuşamadım, gözlemleyemedim. bu yüzden söyleyeceğim şeyleri ana dili türkçe olup da bir yabancı dil öğrenmeye çalışanlar için söyleyeceğim.

    insan ana dilini ne kadar iyi biliyorsa, yabancı dili öğrenmesi de o kadar kolay/hızlı oluyor. sıfatı, zamiri, zarfı bilmeyen, türkçe'den (gramer olarak tabii) bihaber insanların ingilizce öğrenmesiyle, türkçede zehir gibi olan insanların yabancı dil öğrenmeleri arasında çok fark oluyor. ana dilde belli bir seviyeye gelmeden diğer bir dilde gramer falan kasmak absürd bir hale geliyor zannımca. ezberden , dolayısıyla temeli çürük bir binadan ibaret kalıyor olay.

    son sözler: ana dil, yani bizim için türkçe, önemli yeeaaaaa.
  • sincap dili de yabancı dile örnektir. sincap bir öğretmenle sincap dili yabancı bir dil olarak istenirse pek tabiiki öğrenilir.
    cipcipcubu! : dikkatli ol!
    (bkz: the emperors new groove)
  • türkiye´de biliyorum demek icin, adini soyadini söyleyebilmenin yeterli oldugu hededir.

    -kac yabanci dil biliyorsun?
    -10
    -ben 20
    -vay bee..
  • dillerin zorluğunu kendimce 3 kısma ayırıyorum:

    - okuması zor olan diller: bana kalırsa fransızca, almanca ve ingilizce bu kategoride. germen dillerine giren isveççe, norveççe falan da aynı katergoride. bu diller yazılışı ile okunuşu farklı olduğundan öğrencinin baş belası olup özellikle speaking sınavlarında ya da genel telaffuz konularında başarısız olmasına neden olur. en basitinden qu est ce que c est diye yazılıp kes köse diye okunan bir ibare öğrenciye büyük zorluk yaşatabilir.

    - grameri zor olan diller: öncelikle şunu belirtmekte fayda var ki grameri kolay olan dil yoktur. nispeten kolay, nispeten zor dil kavramlarını kullanmanın daha mantıklı olacağını düşünüyorum. bana kalırsa ispanyolca ve italyanca cümle yapısı türkçe'ye benzediğinden kolay gramerli diller sınıfına girebilir. bu arada bu alanda şu ana kadar bildiğim diller arasında en üst sırayı türkçe ve estonca alıyor.

    - irregular (düzensizliği) çok olan diller: herkesin tahmin edebileceği gibi bu konuda ingilizce ve almanca başı çekerken, italyanca, fransızca ve ispanyolca daha az irregular a sahip olduğundan daha kolay gelebilir. fakat bu durum ispanyolca vb. gibi dillerde düzensizliğin az olduğu anlamına gelemez öyle ki ispanyolca gibi bir dilde her farklı zaman için fiili farklı şekillerde çekmek gerekir. çoğu zaman bu noktada birkaç fiil ki bunlar genelde bellidir (ir, oir, saber, ser) düzensizleşir.

    * tamamen öznel bir değerlendirmedir.
hesabın var mı? giriş yap