• manevi tazminat konusunda enteresan yorumları olabilen yargı organı.

    trafik kazası geçiren biri için maddi-manevi tazminat davası açacağız, ön hazırlık olarak emsal karar arıyorum...

    bir kararda yazan şey, benim yaptığım özetle şu:

    kaza geçiren çocuklardan biri 11 biri 5 yaşında, tamam. bu çocuklar birden fazla ameliyat geçirmişler ve geçirmeye devam ediyorlar, buna da tamam. vücutlarında izler kaldı, o da tamam. üstelik bu çocukların annesi de yaralandı ve o da aynı durumda, bak buna da kabul.

    ama yine de "davalı yararına daha ılımlı bir tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." (tırnak içindeki ifadeyi aynen aldım. yani "ılımlı bir tazminat" da bir yargıtay ifadesi. karar yılı 2004.)

    sayın yargıtay pardon da, napalım manevi tazminat için, ölelim mi?
  • ya ben napim artık vallahi bilmiyorum. önüne çadır mı kurim? hazır ankara'ya kar da yağmıştır şimdi, gidip özel daire üyelerinin pencereden görecekleri yerde karların üzerine dev bir "n e d e n ? ?" mi yazim? hukuk üyelerinin her birine birer oğuzman/öz borçlar genel kitabı mı gönderim - onu yapamam çok pahalıya gelir. sarı bir peruk takıp gazeteciyim diyerek röportaj bahanesiyle mi sorim napim ya allah peygamber aşkına lütfen bir cevap istiyorum artık ya.

    hukuki metinleri doğru düzgün okumamak için özel bir çabaları olup olmadığını sormak istiyorum mesela.

    kast diye bir kavram daha önce hiç mi duymamışlar, buna cevap istiyorum.

    bir protokolün sadece canlarının istediği yerini mi görüyorlar, bana anlatsınlar istiyorum.

    kusursuz sorumluluk hakkında ne düşünüyorlar mesela, ne anlıyorlar bundan?

    hayatlarının son borçlar genel finalinden çıktıktan - yani takriben 20 yaşından sonra, herhangi bir borçlar genel kitabının kapağını açıp okumuşlukları var mı?

    bunlara cevap istiyorum. mümkünse 13. hukuk dairesinden. teşekkürler.
  • bugün reisi tarafından yapılan açıklamalara göre

    kanun yapmak istiyorlarmış,

    yeni anayasanın maddelerinin esnek, yoruma açık olmasını istiyorlarmış

    ölene kadar görevde kalmak istiyorlarmış

    bireysel başvuru kararlarının anayasa mahkemesine gitmesini istemiyorlarmış çünkü en doğru kararları kendileri zaten veriyormuş

    istinaf mahkemelerini beğeniyorlarmış ancak kendilerinden üye gittiği için insan kaynakları azalmış

    uzlaşmak istemeyenlere yaptırım getirilmeliymiş çünkü kendilerine incelenecek çok dosya geliyormuş

    insanların dava açma hakkını çok ciddi meseleler haricinde uzlaşmaya sevk etmelerini tavsiye ediyormuş

    yeni mezun avukatların karşısına çıkmasını istemiyormuş yargıtaya kumaşları yetmiyormuş

    herkesin kafasına göre dava açmasını istemiyormuş bazı şartlar gelmeliymiş

    bayağı büyük ve güzel bir binaları varmış çok beğeniyorlarmış
  • bünyesinde yalnızca hakim ve savcıların olmasından ben utanıyorum, siz de utanın. nasıl bir yönetim şeklidir bu? devletin idaresinde bu kadar önemli bir kurum, ve üyeleri sadece hukuk fakültesi mezunlarından çıkıyor. ondan sonra yargıçlar devleti deyince kızıyorsunuz. bugün bir belediye zabıtası, bir maliyeci, bir çalışma ekonomisi mezunu, ya da hepsini geçtim, okula gidemeyip küçük yaştan beri ticaretle uğraşan ortaokuldan terk esnaf kardeşim neden yargıtay üyesi olamıyor? nasıl eşitlik bu? nasıl demokrasi bu?

    şimdiden edit: yazarken mümkün olduğunca saçmaladım ama yazdıktan sonra farkettim ki hakikaten böyle düşünen insanlar var, hatta yargı reformu hedesi tartışılmaya başlanınca buna benzer argümanlar dökülecek ortaya siyasetçiler tarafından, demişti dersiniz.
  • işe iade davalarını artık 22. dairesinin inceleyeceği yargı organı.

    bu 22 iyi olacak mı bilmiyorum. fakat bildiğim şudur ki, 9. daire iş hukukunu resmen yeniden yazdı. açık seçik, kanuna aykırı olan şeyleri içtihat diye önümüze koyduğu oldu. (şimdi örnek gelmiyor aklıma.) kararlarının başında söylediği şeyin ortasında söylediği şeyle çeliştiği oldu. napalım dedik, bağrımıza bastık.

    yalnız anlaşılıyor ki, sanırım bu 9 hukuk, işe iade davalarını hep işçilerin kazanmasından sıkılmış. canı yeni icatlar çıkarmak istemiş. gerçi ben çoğunluklu işveren vekiliyim ama olsun, hukuk hukuktur.

    konuya girmeden önce bilgi vereyim: iş kanunu der ki, bir işçiyi verimliliği ya da davranışları yüzünden çıkarıyorsan yazılı savunmasını almak zorundasın. bu budur. açıkça yazar. madde 17 mi 18 mi öyle bir şeyler.

    bizim yargıtayımız ise, akla makul gelse de kanuna açıkça aykırı bir şekilde şu yorumu yapmış:

    "işçi eğer işini yapabileceği halde yapmıyorsa, tamam ona ihtar verebilirsin. bunun bir faydası olabilir. ama işçi bu işe zaten yetersiz ise, vereceğin ihtarın bir anlamı olmaz. çünkü zaten yetersiz, yani ihtar etsen de yapamaz. bu durumda, ihtar verilmeden yapılan fesihler geçerli sayılmalıdır."

    e bi feshin son çare olması ilkesi vardı, ne oldu ona? (bkz: ultima ratio) başka birimde iş teklif etmek, eğitim vermek filan gibi önlemler? ayrıca, o işçiyi o işe bizzat işveren getirmiyor mu? e o zaman çaycıyı müdür yapalım, sonra da sen müdürlüğe yetmiyorsun diye çat diye çıkarıverelim? bu mudur?

    of yargıtay of, bi benim fesihten anlamayan müvekkil bi de sen, sonum olacaksınız.
  • "temyiz mahkemesi" olarak da adlandırılan ve kural olarak alt derece mahkemelerinden gelen dosyaların hukuka uygunluğunun kontrolünün yapıldığı, en kıdemli hakim ve savcılardan oluşan yargı mercii.
  • hukukun pardonudur.
  • gün itibariyle, yeni hsyk'nın alelacele 144 kişiyi atadığı yargı organı.

    üyeleri değiştiremediğin yerin üye sayısını artırarak çoğunluğu ele geçirmek güzel bir taktik.
    biz de batı avrupa'dan falan insanlar getirerek genel seçim sonuçlarını değiştirebiliriz.
  • ` :olay mahkemesi değil`kontrol mahkemesi` :olması gerekli`dir.
  • insanların mahremlerine ve yatak odalarına başbakan/bakmayan herkesin dilinin uzanabildiği şu günlerde, yargıtay da anal ve oral seksi şiddet içeren ilişkiyi, hayvanlarla ilişki, ölülerle ilişki gibi ilişki türleriyle bir tutmuş, evinde anal ve oral seks görüntüleri içeren cd bulundurana 1- 4 yıl arası hapis cezası verilmesini istemiş.
    çünkü her şey bitti, tek bu kalmıştı. onun dışında ülkemiz çok sağlıklı yaşanabilen [bakın sadece cinsellikten bahsetmiyorum, nefes alarak yaşamak, eğitim görme hakkına sahip olarak yaşamak, iş bularak yaşamak, adaletle yaşamak] bir yer zira.

    (bkz: yargıtay'dan anal ve oral seks tavsiyesi)
    http://www.dipnot.tv/…an-yeni-seks-kriterleri-.aspx
hesabın var mı? giriş yap