• erkeklerle doğrudan veya dolaylı olarak ilgili konularda zarafet ya hiç bulunmaz ya da ancak istisnai durumlarda eser miktarda çıkar karşımıza..

    bir erkek ismi olarak yekta, bu ender rastlanan zarif ışıltılardan bir numune gibi sanki..
  • yılların eskittiği mekân. çocukluğumun en önemli tutkularından biriydi, yekta'ya gitmek. eve o kadar yakındı ki, her seferinde annesini ikna etmek zor olmuyordu mız çocuk için. ağzına koymadığı sebzeleri orada hapur hupur götürürdü. yekta'da ıspanaklı börek diyince hâlâ akan sular durur benim için. en büyük heyecan ise sonunda yenecek sufle idi. önceden sipariş verilirdi sufle için, dakikalar ilerledikçe bir agresyon başlardı bende. ne zamanki mutfaktan çıkardı, önce kokusu gelirdi, ardından kendi, bendeniz dünyanın en mutlu çocuğu olurdum bir anda. aradan yıllar geçti büyüdüm, arkadaşlarla gittim, sevgilileri götürdüm yekta'ya. her zaman o mahur beste çalındı tarafımdan, ağlayansa olmadı. son kez gittiğimde ise bir tuhaflaşmıştı mekân ya yıllara karşı koyamadı, ya da non sum qualis eram...
  • kendisi hakkında yazacaklarım için isterdim ki sözlükten uçması vesilesi olmasın. isterdim ki, yazarken sadece ağırbaşlı, sakin üslubunu anlatayım, üsturuplu birkaç cümleyle fikirlerini ifade edebilmesini, erdemli alçakgönüllüğünü yazıp izeyim. isterdim ki daha yeni tanışıp, konuştuğunuz bir insanın sizde uyandırdığı sıcaklıktan ve samimiyetten bahsedeyim sadece, hayatımda ilk defa kendimle adaş olan birisiyle tanışmaktan duyduğum şaşkınlığı anlatayım, bunca zamandır anlamını yanlış bildiğim adımın doğrusunu açıkladığı için teşekkürlerimi ileteyim. kısmet işte(kısfmet yerine böyle diyince daha orjinal durdu sanki değil mi), ama neyse ki böyle bir insan aslında hala var, kendisiyle gene görüşüp, konuşabileceğimizi biliyorum gerisi zaten çok da önemli değil.
  • ilk tanışmamızda beni televizyonda daha önce gördüğünü söyleyen ve bunu kanıtlayabilen bir güzel muhabbet insanı. uçmuş olsa da karşılaşacağımız yeri biliyorum bu haçlıyla*. inşallah ilk fırsatta sözlük'e yeniden döner.
  • nişantaşına yolu düşenler için süper bi öğle yemeği adresidir. yemek sonrasında yiyeceğiniz krem karameli istanbulda daha iyi yapan olmadığını iddia ediyorlar ama bence tiramisuları daha iddialı.

    ancak garsonların davranışları konusunda dikkatli olmak lazım. örneğin

    - ben tavuk ızgara istiyorum ama yanıda sadece haşlanmış sebze olsun başka bişey istemiyorum

    dediğinizde:

    - onun yanında pilav olmazsa güzel olmaz

    deyip pilav da koyulmuş tabağı önünüze getirebilirler. ya da az çorba istediğinizde tam çorba getiriler,

    - ben az istemiştim

    dediğinizde de

    - az iç

    diye cevap verebilirler.
  • dün tanışma şerefine eriştiğim üslubunu çok samimi bulduğum kendisine sözlükten mesaj atma fırsatı bulamadan bu gün uçurulmuş olduğunu öğrenince içimi hüzün kaplatan gönül adamı *... umarım en kısa zamanda bir yerlerde karşılaşırız...
  • yek'ten gelmektedir sanırım... "bir benzeri olmayan" demek olup, eşsiz, benzersiz, yegane gibi kelimelerle eş anlamlıdır bazı zamanlarda...

    hayatı kolaylaştırır yekta'lar... (bkz: easylife):)
  • bilkentte iktisat bolumunde okuyan ve bolumun tum dersleri icin ozel ders verebilen, ustelik bunu olaganustu iyi yapan, belki de sirf iyi para kirdigi icin mezun olmayan, yari dahi, yari deli adam. ders notlarini yazdigi kagitlarda soyle yazar: "m. yekta: probably the best".
  • martılarla özdeşleşen a ay karakteri.

    ne zaman yekta ismini duysam, kulaklarımda martı sesleri çınlıyor.
    ne zaman martıları görsem, donuk ama hüzünlü duruşuyla yekta'yı görmüş gibi oluyorum.

    bir gün sırf onun hatrına, çok da hoşlanmadığım vapurlara binip burgazada'ya gideceğim sanırım...
  • “ nolite te bastardes carborundorum.”
hesabın var mı? giriş yap