• arnavutluk'ta tükenmek üzere olan geleneklerden biri. eski dönemlerde kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmamaları ve muhafazakar bir toplum içinde yaşandıklarından bazı kadınlar gönüllü olarak erkek olmayı tercih ediyorlardı. bunun için yemin edip ömürleri boyunca erkek gibi giyinip, erkek gibi davranıyorlar ve asla evlenmiyorlardı. saçlarını erkek gibi kestirip, erkekler ile birlikte onların çalıştığı işlerde çalışıyorlardı. erkek olarak yaşamak bazen isteyerek bazen ise mecburiyetten oluyordu. bunların başında kadınların mirastan hak alamaması, aile büyüklerinin ölmesi ve aileyi ayakta tutmak gibi zorunluluklar geliyordu. çok küçük yaşta yemin edilebildiği gibi, evlendikten sonra eşi ölen kadınlar da yemin edebiliyorlardı. toplum da onlara üçüncü cinsiyet olarak bakıp saygı duyuyordu ve dışlamıyordu. eğer evlenirlerse eşi kadın olacağından bu eşcinsel ilişkiye gireceği için asla onaylanmıyor ve cezası ölüm oluyordu. aşağıdaki linkte bu örneklerden biri görülebilir;

    http://www.vidivodo.com/…utlukun-yeminli-bakireleri
  • kadınların, saygı karşılığında cinselliklerine veda etmesi. neyse ki bu geleneğin hükmü kalmamış pek,devam etmiyormuş, şu an yurt çapında maksimum 40 kadın kalmış böyle.
  • bir arnavutluk geleneğiymiş. özellikle savaş bölgelerinde evin erkeği öldüğünde evin en büyük kızı yemin edip ölene kadar bakire kalacağını söylüyormuş. adını, kılık kıyafetini ve cinsiyetini bile değiştirmeden toplum içerisinde bir "erkek" olarak yaşıyormuş. zamanla bu gelenek azalmaya başlamış. 2008 yılında yapılan bir araştırmada son 49 yeminli bakire'nin yaşadığı söyleniyor.

    konuyla alakalı ilginç bir makale;
    http://www.ekopolitik.org/…c/printnews.aspx?id=1676

    konuyla alakalı türkçe yayınlanmış bir kitap;
    http://www.idefix.com/…asp?sid=am7l6oboyb8b4912amhl
  • moris farhi'nin everest yayınları'ndan çıkan atanmış erkek adlı kitabın konusudur.

    http://www.alfakitap.com/…itap.asp?id=&kitapid=4405
  • arnavutluk'ta ölmekte olan toplumsal cinsiyet değiştirme geleneğine verilen ad. yeminli bakireler genellikle ergenlikte kadın kimliklerinden çıkma yemini ederek (bilinçli veya bilinçsiz) erkek cinsiyetine geçiş yapar. bu karardan sonra kişi bir erkek olarak hayatını sürdürmek zorundadır. erkek gibi davranır, erkek gibi giyinirler. değişimin sebebi genellikle kendi isteklerinden çok, şartların (erkek nüfusunun az olması gibi) kişiyi toplumsal cinsiyet geçişine zorlamasıdır. lakin hayatları boyunca bir erkekle cinsel ilişkide bulunmaları yasaklanmıştır. çünkü bu eşcinsel ilişki sayılır ve eşcinsellik, arnavutluk kırsalı için büyük bir tabudur.

    yeminli bakirelere günümüz kavramlarıyla bakmak, onları trans erkek veya travesti olarak nitelemek yanlış olur. daha çok üçüncü bir cinsiyeti temsil ederler. çünkü cinsellik konusunda biyolojik cinsiyeti erkek olan biriyle aynı özgürlüğe sahip değillerdir. diğer bir deyişle toplumsal rolleri erkektir, cinsel yönleri değil. ve cinsel kimlikleri toplumda ayrı bir kategori olarak kabul görmüştür. ayrıca kan davalarında ailenin biyolojik cinsiyeti erkek olan bireyleri hedef olabilirken yeminli bakirelere dokunulmaz.
  • erzurumlu sona polat ın hikayesini andıran gelenek. erkek baskısı ve tacizinden kurtuluş yolu erkek gibi yaşamak sanırım.

    http://www.cnnturk.com/…adi.ama/625241.0/index.html
  • ölmekte olan bir arnavutluk geleneğidir. günümüzde sayıları 40'tan az olan ve oldukça yaşlanmış, erkek rolünü özümsemiş ve benimsemiş, bir erkek gibi yaşayan ve kendilerine toplum tarafından bir erkekmiş gibi davranılan ve son derece saygı duyulan bu kadınların çoğu, artık kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olduklarını ve böyle bir rol değişiminin anlamsızlaştığını kabullenmekle birlikte, kendi tercihlerinden oldukça memnunlardır. bir kısmı ise, günümüz kadınlarının yerinde olmayı istemektedirler.

    söz konusu arnavutluk kadınları, ailelerinde erkek birey eksikliğinden dolayı ya da daha özgür bir hayat sürebilmek için, erkek rolünü üstlenirler ve tam bir erkek gibi yaşarlar. bu rol değişiminin en önemli aşaması ise 12 yetişkin ve yetkin erkeğin önünde yemin ederek, ölene kadar evlilikten, çocuklardan ve seksten vazgeçmeleridir. daha önce evlenmiş ve cinsel ilişkiye girmiş olan kadınlar da, yemin ettikten sonra "yeminli bakire" olabilirler, pek tabi ki kocalarının ölmüş olması şartıyla. bu yemini bozmaları halinde ise, toplum nezdinde aşağılanıyor, dışlanıyor ya da ölümle cezalandırılabiliyorlar. bu arada, hem hristiyan hem de müslümanlar tarafından kabul gören ve uygulanan bir gelenek olduğunu da belirtmekte fayda var.

    peki neden erkek olmak için ölene kadar bakire kalmaları gerekir ? çünkü geçmişte kadının hayatı değersiz iken, bir bakirenin hayatının değeri, bir erkeğinkine eşittir.

    size de ilginç geldiyse ve daha detaylı bilgi edinmek isterseniz, national geographic channel kanalının, tabu programının, "üçüncü cins" bölümünü izlemenizi tavsiye ederim.
  • erkek gibi çağrılıp erkek gibi yaşamaya mahkum edilen kişiler. küçüklüklerinde aile büyükleri önünde bu yemini ediyorlar, büyüdüklerinde de aile reisi oluyorlar.

    bir kadın neden o zamanlar da olsa bile bekaret yemini etsin ama değil mi?

    ama tarih arenasında miraslar için anlatıldığı gibi sadece erkeklerin pay alma hakkı olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda bu soru daha anlaşılabilir bir yere oturuyor.

    arnavutluk'ta biyolojik olarak kadın bir bireyin miras alma hakkı için yine erkekleşmesi beklenmektedir. bekaret yemini edenler mirastan pay iddia edebilirler.

    o zamanlar eğer evlenirlerse(kadın olarak) evden gitmek zorunlulukları oluyor ve kadınlar miras konusunda en ufak bir hak talep edemiyorlar. öyle ya da böyle bağımsızlıkları elden gidiyor.

    küçük kardeşleri varsa hem onlara bakmak hem de kısmi toplumda kabul görmek adına anlaşılan bu yemini göze alabiliyorlar. düşünün ki geçmişte kadın sadece köle olarak, alınıp satılan bir nesne olarak görülüyor.
hesabın var mı? giriş yap