• korkacak bir şey yok diye düşünmek yanlış. kemoterapi vücudu, ruhsal dengeyi ve akıl yürütmeyi baştan sonra değiştiren, çarpıtan, yamultan ve tüm bunları size rağmen, siz istememenize rağmen yapan çok acaip bir iyileşme yöntemi. kaç kür olursa olsun emend gerçekten hayat (ve mide) kurtaran bir ilaç. kür sonrası ilk 3 gün yiyeceklerin ölü böcek gibi görünüp kokmasını engelliyor. kimyasalların vücuda yayıldığı ilk iki kürden sonra vücut saç ve tüylerini tutamamaya başlıyor ve hoşgeldin bebek poposu pürüzsüzlüğü. normalde isteseniz elde edemeyeceğiniz bu "smooth sailing" cildin de yapısının bozulmasıyla iyice sinir bozuyor. buna yine kemoterapi sayesinde olmadık zamanlarda hıçkırarak ağlayabilme yeteneğini de ekleyin. bundan iyisi şamdak ayısı.

    kür aralıkları hastadan hastaya değişse de, örneğin 3 haftada bir kür ilaç zerk ettiriyorsanız, ilk hafta berbat, ikinci hafta ehh işte, üçüncü hafta ise bomba gibi geçiyor ve yeni kür vakti geldiğinde neredeyse ayaklarınız geri geri gidiyor. tüm kürlerin bitmesine yakın saçları, kaşları, kirpikleri tomurcuklanan hastalardansanız bu size fazladan moral dopingi sağlıyor çünkü aynadaki aksiniz artık bir uzaylı değil, insanı çağrıştıran bir görünüme sahip.

    kemoterapi sürecinin ortalarında yaşanan bitkinlik, sonlara doğru -bence kesinlikle psikolojik sebeplerle (ehhh yeter be bıktım bu işten demek gibi)- pek kalmıyor, insanın dirayeti ve gücü artıyor, ki bu da genel olarak bünyenin toksin alma-atma süreçlerini hızlandırıyor. ilaç sonrası ilk haftanın ardından iki günde bir yaklaşık 10 km yürüyüp tüm günlük işlerini yapabilen ve tık demeyen hastalar var. siz de onlardan olabilirsiniz. yeter ki kendi bitkinliğinizle savaşacak keskin bir inadınız olsun.

    kemoterapi sonrası yeniden doğmuş gibi olmayacaksınız, size onu garanti ederim. ama bambaşka bir insan olacaksınız. daha korkusuz, daha güçlü, daha sağlıklı beslenen, kendini daha çok seven, hatta belki daha çaçaron. sadece bu dönüşüm için bile iyi ki kanser oldum diyebiliyorsanız ne mutlu size.
  • kemoterapi alanın yakınıysan hastan hep gözlerinin içine bakar. gözlerini gözlerinden ayırma. her daim güler yüzlü ol.
  • para bulun, iyi doktorlara gidin.

    asistanların eline kalmayın.

    salak bi taşra kentinde üniversite hastanesinde ameliyat endoskopi vs. olmaya kalkmayın.

    adam gibi düzgün bi hoca bulun ona gidin.

    sonra o ...lardan biri, kanserli kitlenin zarfını yırtar, kanseri peritona eker, senelerce kemoterapi alır, debelenir durursunuz....
  • eninde sonunda hepimiz öleceğiz ve doktorların mottosu "gittiği yere kadar"

    bunu baştan kabul edin ama şunu unutmayın: belki sizin hastalığınız sürüp giderken çetele tutsanız, kimlerin sizden önce gittiğini görüp şaşırabilirsiniz.

    hayat bize bişeyler öğretir, direnmezsek, şikayet etmezsek, ağlayıp sızlanmazsak daha kolay olur her şey.

    bu da öyle bir şey.
  • kokan her şeyi ortadan kaldır, mümkünse at.

    parfüm marfüm yok. deodorant da yok. çok istiyosan büyük marketlerde parfümericilerde alüminyum sülfattan yapılma sürtmeli deodorant var, ondan al.

    iyi koku kötü koku artık yok. sadece koku var.

    evde neresi kokar?

    çöp kokar: evde çok bulundurulmayacak, torbayla balkona at, günlük dışarı çıkar.

    lavabo kokar: naftalin topu koyma, nooolur koyma. su dök lavabo deliklerine. bi de tıkaç al/yap. (yap kısmı için aşağıya bak)

    yerdeki delik yani banyodaki su gideri kokar: su dök ama sadece su dökmek işe yaramaz. bi silikon kap gel, tabi silikon tabancası da. bu giderin üzerine buzdolabı poşeti koy, üstüne -aslında içine- silikonu sık. silikon giderin şeklini alsın diye torbanın içinde kalan silikona az baskı uygula. detay veremiycem şu saatte, anladın ne demek istediğimi. sonra bi beş on saat sonra poşetten silikonu çıkar, giderin üstüne koy. al sana customized gider kapağı. yalnız bu işi kemoterapiden önce yap, silikon berrrbat kokuyor.

    sabun kokar: kokmayan sabun bul. ben bulamadım, bulursan bana da haber ver.
  • hasta yakınıysanız bir adet one a day vitamini, bir adet yüksek miktarda b12 vitamini içeren b vitamini kompleksi tedarik edin.

    hasta için değil kendiniz için.

    b vitamini kompleksi sabah aç karnına alınacak, one a day herhalde akşam alınsa olur.

    hastaya doktorun ver dediği şeyler dışında hiç bir şey vermeyin.

    vitamin dahil.
  • ilacı alırken hastanede kimseyle canciş olup konuşma. okuyabiliyorsan al eline bir kitap ya da gazete oku.
    herkes derdini en ince noktasına kadar anlatıyor. sinirlerin bozuluyor. oysa sinirlerinin sağlam, moralinin yüksek olması gerek.
    kimsenin hastalığı ile kendi hastalığını kıyaslama. ona iyi gelen sana kötü gelir. dinleme.boşver.
  • ali ayhan diye bi herif var,

    suratsız muratsız, hastayla çok ilgilenmiyor, iyi davranmıyor,

    izahat vermiyor, beş dakkada beşiktaş, hemen pat gönderiyor,

    çok hastası var bissürü sıra bekleniyor, özel muayenesi yok illa hastanede bakıyor orası da çok kalabalık,

    demeyin....

    deyip de hocayı bırakıp başka doktora gitmeyin. akıllı olun.

    ulan adam sen doğmadan profesördü, izahat verse ne anlıyacan.
  • araba lazım.

    sigara içilmemiş, inmesi binmesi kolay bi araba lazım.
  • internetten sitelerden ot mot araştırıp aktarlardan alıp kendi kendinizi iyileştirmeye kalkmayın.

    bunu yapmaya çalışan hısım akrabayı başınızdan defedin.

    ısırganotunun dişisi var erkeği var.... biri kanseri besler, öbürü o da belki biraz engeller. siz hangisi hangisi nerden bileceksiniz?

    abuk subuk işlere kalkışmayın.
hesabın var mı? giriş yap