• (bkz: #13044344)
  • - ariiiiiieaaaaf, gel bak a.q. burada ne var!!!!

    dubai, mall of the emirates'te gördüğü kayak pistinin* heyecanını dışa vuran bir türk vatandaşının paylaşımcı sürrealizmi...
  • almanya'da erasmus yapan birkaç türk genci olarak bindiğimiz şehir içi otobüste* biraz fazla ses çıkarıp, gülmemiz üzerine şöförün dahili mikrofondan türkçe olarak ''çocuklar, hayatınız boyunca hep böyle gülüp mutlu olursunuz inşallah.'' anonsunu yapması.
  • yazar, yurt dışında bir üniversitede, türkiye'nin eğitim sistemi ve derslerdeki başarıları ile abd eğitim sistemini karşılaştıran küçük bir sunum yapmaktadır.
    bu sunumda sütun grafiklerle, 30-40 kadar ülkenin matematik, fen ve dil derslerine ait başarıları gösterilmektedir.türkiye başarısı da düşük olduğundan sıralanmış sütunlarda türkiye başarıları daha kısa sütunlarla ifade edilmektedir.

    sunumu izleyen tayvanlı bir öğretim üyesi de her ders başarısının grafiği yansıtıldığında, genellikle üst sıralarda olan tayvanı göstererek "bakın bu derste hem amerikayı hem türkiyeyi geçmişiz" minvalinden böbürlenmeye çalışmaktadır. salondakiler de bu durumdan sıkılmaktadır bu sıkılma yazarın gözünden kaçmamıştır.

    3-4 slayt boyunca bu tutumundan vazgeçmeyen tayvanlı, en son matematik dersinde yine grafiği gösterip bakın ikinci olmuşuz burada da diyince, yazar da dayanamayıp ama siz de hepimizden kısasınız demiştir ve sinirli salon rahatlayarak kahkaya boğulmuşutur.

    sonradan öğrendim yaptığım yasal bile olmayabilirmiş.
  • gençliğin heyecanıyla 4 arkadaş interrail yapılmakta. ukrayna'ya gireceğiz, bilenler bilir, türk pasaportlarının ilk sayfasında sikindirik bir kaplama vardır. bu kaplama sayfayı tamamen kaplamaz ama sayfanın ilk sütunlarından itibaren monte edilmiştir ki fotoğraf v.s bilgilerle oynanmasın.

    bu pasaportlarla 6-7 ülkeyi gezdikten sonra, trenle ukraynaya geldik. trene girişte bir polis geldi ve pasaportlarımızı kontrol için aldı, sonra işlem bitti ve geri getirdi bizde ukrayna'ya girdik. tam bu arada fark ettik ki arkadaşlardan birisinin pasaportunun ilk sayfasındaki pvc kaldırılmış ve o sayfada yırtılma meydana gelmiş. neyse çok önemsemedik gezdik bir kaç gün tam çıkacağız ukraynadan polis memuru olan bayan bu pasaportun yırtık olduğunu ve geçersiz olduğunu söyledi. biz de hemen ama vıdı vıdı polisler yırttı falan filan, dinletemedik. şefler geldi müdürler geldi yok bu arkadaşı çıkarmıyorlar, 4 kişi çıkmışız arkadaşı da bırakamıyoruz. dedik ne olacak bir polis dedi ki siz başka bir kapıdan denyin şansınızı trenle değil karayoluyla çıkın.

    kalktık gititk bir sınır kapısına sırtımızda çantalar, kapıya doğru yöneldik, heyecanla karışık bir korkuyla polis memuruna gittik.
    polis: ne istiyorsunuz?
    biz: çıkacağız buradan macaristana gideceğiz.
    polis: yürüyerek çıkamazsınız, aracınızın olması gerekir.
    biz: ama, kem küm yarak kürek.
    polis: yok olmaz.
    geri döndük oturuyoruz, saat sabah bilmem kaç. sonra dedik ki otostop yaparız, bineriz arabalara al sana araç. ama ne mümkün, kimse durmuyor herkes korkuyor. bu arada bizi almayan polis de bizi izliyor. bir kaç saat sonra, yaşlı bir adam bizi almayı kabul etti, arabaya bindik, tavuklu bir arabaydı, bildiğin canlı tavuk, sonra bizi almayan polis de bizi görünce uzun süre arabayı aradı motora baktı, didik didik inceledi. neyse saatler sonra geçtik sınırı, ukraynalı bir genç çiftle tanıştık onlar da macaristana gidiyordu. tüm olanları anlattık, onlarda gülerek "5 euro verseniz bunların hiç birisi başınıza gelmezdi sizden rüşvet istemişler" dediler.

    hayır böyle mi istenir anlamadım ki...
  • mrw arkadaşlarını ziyarete batı avrupada bir şehre uğramıştır. şehir aslında öğrenci kaynamakta olmasına rağmen haftaiçi tek eğlencesi ev partisi falan olduğundan daha hareketli eğlencelere girmek isteyen mrw arkadaşlarını zorla dışarı sürükler.

    mrw : bak şurda ışıltılı bi mekan var girelim mi?
    b : orda belli bi saatten sonra masanda kızlar dansetmeye başlıo. sever misin ki?

    hiç yoktan iyidir denip içeri girilir ki mekanda herkesin sessiz sakin muhabbet edip içtiği görülür. shot'ların ardı arkası kesilmeyince bi kaç saat sonra iyice kafalar güzelleşir.
    ertesigün hatırlanan üç-beş fotograf karesi olarak masada danseden mrw ve diğer kız arkadaşı gözler önüne gelir durur.
  • kitap okuyan dilenciye rastlamak.
    (bkz: vancouver)
  • madrid'in göbeğinde zabıtadan kaçan işportacıları görmek
  • bütün italya'nın birbiriyle flört etmesi..

    ya da ben çok gerikafalı acayip bağnaz filan olduğum için bana öyle geldi..

    yaya geçidinden karşıya geçen kadına, otobüs şöförü yol verdi diye, teyze adama öpücük attı..
    bildiğin teyze, bildiğin otobüs şöförü ve bildiğin öpücük..

    süpermarket kasasında, kasiyer çocukla bi kadın 15 dakika gülüşe oynaşa fingirdeşe konuşurlarken, biz de arkasında 20 kişi ip gibi dizilip sıranın bize gelmesini bekledik.. kimse de sesini çıkarmadı.. ben de misafirim diye sesimi çıkarmadım..
    neden kimse sesini çıkartmadı peki?!
    çünkü sıra kime geldiyse o da kasiyer çocukla gülüştü.. fingirdeşti..

    makarna yemek için girdiğim self-servis bi lokantada, makarna tezgahının arkasındaki çocuğa "hangisini önerirsin?" dedim..
    "hiç biri senin kadar güzel değil :)" dedi..
    makarnamı aldım, okşanmış gururumla arkamı döndüm masaya gidicem, benden sonra gelen 110 kiloluk, 50 yaşlarında adama da aynısını söyledi..

    yani; otobüs şöförü teyzeye, teyze kasiyer çocuğa, kasiyer çocuk adama sonra hepsi uşağa..
    böyle bi ortam..
    aklım gitti bi haftada..

    bütün ülke ihtiraslı bi aşk yaşıyo valla..
  • bask bölgesinde portekizce olarak tren istasyonu soran elemana yolu ispanyolca tarif etmeye çalıştıktan sonra "hee tamam yieaa" diye arkadaşlarının yanına gitmesi. hâlâ etkisinden çıkamadım.
hesabın var mı? giriş yap