• prof. dr. abdulhaluk çay'ın ünlü rus şarkıyatçı vlademir minorsky olduğunu öğrenmemizi sağlamıştır. (bkz: #50914663)

    abdulhaluk çay'ın kaynağı için:

    [http://www.idefix.com/…asp?sid=a9e52x3671orkjm2sdxy http://www.idefix.com/…asp?sid=a9e52x3671orkjm2sdxy]

    kitabın tanıtımından bir alıntı vereyim.

    1918'de devletin kürtlerle ilgili ilk yayını olarak osmanlı muhacirin müdüriyet-i umumisi (osmanlı göçmen işleri genel müdürlüğü) tarafından yayınlanan kürtler: tarihî ve içtimaî tedkikat adlı kitapta yazar doktor friç, almanca'dan türkçe'ye çeviren ise habil adem olarak görünüyordu. daha sonraki incelemeler kitabın yazar ve çevirmeninin gerçek adı naci ismail (pelister) olan osmanlı milli emniyet görevlisi, arnavut kökenli bir ittihatçı olduğunu göstermiştir. kürtlerin tarihinin çok daha ötesinde, yazıldığı dönemin düşünsel yapısına dair ipuçları sunan kitabın türkçeleştirilmiş bu ilk baskısı suavi aydın ve ismail beşikçi'nin değerlendirme yazılarıyla okura sunuluyor.

    "bu kitabı önemli kılan, kitapta bir alman'ın yazdığı iddia edilen politik tespitlerin 'bilimsel' gerçekler diye sunulması ve bunların da ittihatçıların -ve ileride cumhuriyet resmî ideolojisinin- temel çerçevesini oluşturmasıdır."

    ayrıca;

    [http://www.zazaki.net/…inci-dr.-fric-olayi--274.htm http://www.zazaki.net/…inci-dr.-fric-olayi--274.htm]

    [http://blog.radikal.com.tr/…-ideogogu-dr-fric-35442 http://blog.radikal.com.tr/…-ideogogu-dr-fric-35442]
  • çırpındıkça batan biri. (bkz: #50915361)
  • eşek derisi ırkçılık, nefret söylemi değil olsa olsa türcülük örneği olur. ama bu sığırın en az kendi kadar sığır* badileri her şeyi işlerine geldiği gibi algıladıkları için buraya da bildikleri üç beş kavramdan birini yapıştırmışlar. son zamanlarda bu ve sığır badilerini okuyup okuyup eksiyi basmak en büyük hobim.
  • uludağ sözlük'te bu adamdan bir milyon tane falan var sanırım. kürt/hdp destekçilerine, hatta kafasına uymayan herkese terörist demek gibi garip bir huyu var. fazla sığ fazla sıradan. bir de kendisiyle tıpkıbasım bir iki genç daha var, kendilerini ailecek görmediğim başlık yok gibi.

    ne diyeyim, allah kolaylık versin.

    edit: olm bak hala ezbere takılıyorsunuz, kimseye faşist deme gibi bir huyum yok, entry'ler orada bakın.
  • özet için (bkz: #50935895)
  • kendisi meşhur entry'sinde (bkz: #50083304) sevan nişanyan'dan alıntı yapmış. bana da birkaç cevap entry'de sevan nişanyan'dan bahsetmişti.

    bakın sevan nişanyan kendisinin iddiası için yıllar önce ne yazmış. tam da kendi verdiği rakamlarla.

    =====

    kürtçe - ı
    senelerdir internette forwardlana forwardlana topaç olmuş bir cahillik manifestosu var. “günümüzde bazı siyasal olaylarda kullanılan ve bazen türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne aykırı davranışlar içerisinde olanlar tarafından alet edilen kürtçe, düşüncelerine değer verilen birçok dilbilimci tarafından bir ‘dil’ olarak bile kabul edilmiyor,” diye başlayıp, “kürtçede var olduğu söylenen 8308 sözcükten 3080 tanesi türkçe, 2000 tanesi arapça, 1200 tanesi zent lehçesi, 1030 tanesi farsça kökenlidir. geri kalan yaklaşık 1000 sözcüğün ise yaklaşık 700 tanesi ermenice, çerkezce, gürcüce, pehlevice... gibi dillerden geldiği bilinmektedir,” diye devam ediyor.

    “düşüncelerine değer verilen birçok dilbilimci” kimmiş ve aşağı güngören tavukçuluk fakültesi sınırları dışında kim bunların düşüncelerine değer veriyormuş diye sormayın, bilmiyorum çünkü.

    “zent lehçesi” neymiş, onu da bahsi geçen “dilbilimciler” bilirdir mutlaka.

    bildiğim kadarını söyleyeyim isterseniz. adım adım gidelim.

    bir: benim elimdeki hayli yetersiz kürtçe sözlükte, sayıyorum, 25.000 kelime var. hepsi budur demek değil tabii, çünkü bazı kelimelerin kaydedilmemiş olması varolmadığı anlamına gelmez. konuşulan türkçenin de 19. yüzyıl sonlarına dek doğru dürüst bir sözlüğü yoktu. sonra bir baktılar ki, aa, daha binlerce kelime varmış sözlüğe katmayı unuttukları.

    iki: öyle sentetik bir dil dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. dokuz yabancı dilin karması bir dilin oluşması için o dili konuşan insanların tarihin bir aşamasında dilsiz kalıp sıfırdan dil üretmiş olmaları gerekirdi. akıllara seza bir başarı olurdu, sanırım dokuz başlı siyam bebeği gibi dilbilim literatürünün star konuları arasına girerdi.

    üç, dört, beşi de yarın görelim.

    kürtçe – ıı
    dün “kürtçe diye bir dil yoktur” diyen gerzek tayfasına cevap vermeye başlamıştık, devam edelim.

    üç: her dilin kırılması imkânsız bir iç çekirdeği vardır, 400 dolayında temel fiil (almak, vermek, sevmek, gitmek, düşmek, uyumak vs.), insan bedenine ve doğa olaylarına ilişkin temel isimler, basit sıfatlar, sayılar, ben sen o gibi zamirler, gramer yapıları vesaireyi içeren. bu çekirdek her dilde insanlık tarihi kadar geriye gider; adem ile havva’dan beri aralıksız kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. yabancı dilden etkilenme oranı binde birdir. kürtçenin iç çekirdeği üzerine epeyce literatür var bildiğim kadarıyla. irani diller ailesinin ilginç ve muhafazakâr (yani, çok eski bazı yapıları korumuş) bir üyesiymiş derler.

    dört: bu iç çekirdeğin üstüne gelen onbin kadar kürtçe kelimenin de hayli “saf” olduğunu bilmek için allame olmaya gerek yok, yarım saat sözlüğe bakmak yeter. az bir şey irani dilleri biliyorsanız bunların da oldukça “muhafazakâr” olduğunu, yani farsçada bin sene evvel ölmüş arkaik unsurlar barındırdığını şıp diye görürsünüz. ama “saf” olmak iyi bir şey midir, bakın ondan emin değilim. kavimler insan gibidir; ne kadar dünya görmüşse bünyesi o kadar kavi, ufku o kadar geniş olur demek de mümkün pekala.

    beş: kürtçenin yazı dili geleneği zayıftır, o yüzden orada zorlanıyor, epeyce yabancı kelime almak zorunda kalıyor deseniz anlarım. üstelik bu sırf tc döneminin eseri değil, en az 15. yy’dan beri akraba dil farsçadan çok sayıda “üst düzey” kültür kelimesi almışlar. buna arapça, bir tutam da ermenice eklenmiş. ama hayrettir, yazı diline türkçeden aldıkları kelime yok gibi bir şey. inanmıyorsanız alın bir kürtçe metin, anlamaya çalışın. o tanıdık gelen kelimeler ya farsça ya arapçadır ya da frenkçe, ama türkçe değil.

    kardeş mardeş, görüyor musunuz yüz bile vermemişler “abilerinin” diline!

    *

    ha şimdi duyar gibiyim, hangi dağda kurt öldü, nişanyan kürtleri neden öptü diye hayretlere gark olanları. boş verin, mühim değil. 19 ekim silopi’nin kurtuluş bayramı münasebetiyle deyin, olur.

    anlamamaya kararlı insanlara ben neyi anlatabilirim ki?

    ====

    [http://arsiv.taraf.com.tr/…-nisanyan/kurtce-i/8020/ http://arsiv.taraf.com.tr/…-nisanyan/kurtce-i/8020/]

    [http://arsiv.taraf.com.tr/…nisanyan/kurtce-ii/8042/ http://arsiv.taraf.com.tr/…nisanyan/kurtce-ii/8042/]
  • (bkz: #50935895) entry'ye karşı yine saçmalamış arkadaş. (bkz: #50937538) entry'sini düzeltip özür dileyeceğine yaptığı şey ancak bu. benim kendisine karşı şöyle bir iddiam var. onu da defalarca açıkladım. bunun dışında bir iddiam olmadı. kalkmış, muhittin enstitüsünden yine bir yazı ile ulusalcı hezeyanlara sahip bir çevirmenin görüşlerini link vermiş. birde sevgili çevirmenimiz ünlü alman filolog marr demiş. bu fililog marr nerede? ne iş yapar? hangi üniversitededir? adam belli ki yuzbasinin oglu ile aynı kaynakları okumuş.

    neyse konumuz çevirmen değil yuzbaşı. yine bir cevap verememiş, konuyu çarpıtmaya çalışmıştır.
  • (bkz: #50083304) şu entrysini okuduktan sonra kendisine hayranlık beslediğim über yazar.

    entrylerini okumadan güne başlayamadığım yazarlardandır.
  • (bkz: #50889420) üslubuna hayran kaldığım über yazar. kahkaha attım.
  • yalnız bırakılmaması gereken, destek verilesi yazar. özellikle doğruları yazdığı bugünlerde.
hesabın var mı? giriş yap