• galataperform 'da sergilenen deniz celiloğlu ve sanem öge 'nin harika performansıyla sekiz farklı yılda sekiz farklı aşk hikayesini anlatan çok beğenilesi oyun.
  • geçen yüzyılın türkiye’sinde 8 değişik zamana giderek, o dönemde yaşadıklarını hayal eden ve birbirlerine kavuşamayan iki sevgili üzerine kurulu oyunda; kanıt adlı diziyle tanınan deniz celiloğlu ve izleyicisinin karşısına son olarak ejder kapanı adlı filmle çıkan sanem öge rol alıyor.
  • galataperform'da izlenilebilecek pek güzel oyundur. oyunu, aynı zamanda galataperform'un da kurucusu olan yeşim özsoy kaleme almıştır. zaten izlerken bir hatun elinden çıktığını her an hissettiriyor zira böylesi dokunaklı ve detay dolu replikler ancak bir hatundan çıkabilirdi. (bkz: başka dilde aşk) galataperform; kuledibinde hatta kulenin tam karşısındaki kasımpaşa'ya giden sokakta. oraları gezenler bilirler muhakkak o sokaktan kulenin bir fotografı da çekilir.
    minicik bir daire olduğunu söyleyebilirim. oyunu izlemek için bir oda ayrılmış haliyle izleyici kitlesi dediğimiz kocaman rakamlardan oluşmuyor. sanki gizli bir şeyi paylaşmaya gitmişsiniz gibi hissettiriyor. ki çok da doğru hissettiriyor. oyunu izlemek için erken gittiyseniz beklerken oyuncuları görmeniz, konuşmanız pek bir mümkün. oyunu izlemek için odacığa girerken ise bir de görüyorsunuz ki oyuncular çoktan yerlerini almış sizi bekliyorlar. (alışılagelmemiş bir durum)
    yeşim özsoy'un kaleme aldığı, sanem öge ve deniz celiloğlu'nun yaşattığı oyun; farklı ama hep aynı hüznü taşıyan aşk hikayelerinden oluşuyor. (peçeteniz yanınızda olsun belki belki kullanabilirsiniz) her ikisi de birbirinden şahane performanslar sergiliyorlar ancak sanem öge'ye hayran kalmanız son derece mümkün. yapaylık olmaksızın, abartı olmaksızın her hikayede ayrı bir kadın, her hikayede ayrı bir büyüleyici.
    cemal sürey(y)a'nın ölümünün gerçekleştiği sıradaki hikayede hatun karakterin ağzından çıkan her sözcüğü yazmak istedim. 1999 yılında bir alışveriş merkezinde gezinen trajikomik aşık çifte güldüm ağlarken. deniz gezmiş'in dönemindeki hikayede tüylerim ürperdi. 2000'li yılların sözde aşk hikayesini izlerken (sadece 2 dk. sev. şimdi sev, sonrasını düşünme. bu 2 dk. sev çünkü 2 dk sonra başka birini sevmeye başlayabilirim) gördüm etrafımdakileri yeniden.
    gidilip mutlaka izlenmeli.
  • 8 tane farklı hikayeyi işlediği için oyuna, karakterlere bağlanmakta zorlanıyorsunuz. ayrıca oyunun temposu oldukça yavaş. ama galataperform oldukça ilginç bir yer ve oyunun ruhunu güzel yansıtmış.
  • dun aksam verilen tiyatro odulleri 2011'de yılın kadın oyuncusu odulunu sanem öge'ye kazandıran oyun.
  • ve diğer şeyler topluluğu'nun tek perde 90 dakikalık oyunu.

    8 farklı zaman ve mekandan “şimdi”ye varan aşk öykülerinden derlenmiş bu oyun, 8 farklı sinema filminden kısa ön gösterimler tadında. aslında hepsine aşk denemez ya da en azından karşılıklı aşk denemez. bazıları bilindik tarihlere denk gelen kadın erkek ilişkileri öyküleri, belki. 1999'da milenyumun eşiğinde evliliklerinde “ufak” bir kriz geçiren çift gibi ya da 1943'te karartma gecelerinin mum ışığında muhtaç eden ve muhtaç edilen çift olmayan çift gibi.

    hikayeler kronolojik bir şekilde ilerlemediği ve zaten birbirleriyle bağlantılı olmadığı için sahne geçişleri de bağlantılı olamıyor. sahnenin karartılıp oyuncuların hazırlandığı bu sürelerde keşke projeksiyon perdesinden yararlanılsaydı. misal neredeyse oyunun önüne geçen başarılı afişindeki gibi sualtı çekiminden derlenen görüntüleri izleseydik. bu zamanın girdabında dalgalanan çiftle değişseydi sahneler.

    hikayelerden 1981 ve 1990 tarihliler başlı başına oyun olacak kadar güzeldi. özellikle cemal süreya’nın anıldığı 1990 hikayesinin metni çok kuvvetliydi. imkansız parçasının içe işleyen duru nağmeleriyle ilerleyen hikayeyi uzun uzun izlemek isterdim. 1981 ankarasında geçen hikaye de deniz celiloğlu'nun performansıyla içe dokunuyor.

    oyunculuklarda deniz celiloğlu başta biraz tutuk, yerini yadırgamış gibiydi. ama karısını aldatan geniş koca ile işkence mağduru adam gibi birbiriyle alakasız karakterlerin gayet hakkını verdi. sanem öge ise hep aynı geldi bana. işlevsel kıyafetine eklediği küçük aksesuarlarla zamanlar arası geçiş yaparken karakterine de farklar ekleseymiş keşke. böyle bir sülaleden gelen kadınların öyküsünü izlemiş duygusu veriyor. iki kişilik bu oyunun 3. oyuncusu da bence dekoru oluşturan masaydı. ne güzel bişiy o öyle, oyundan sonra sahneye sızıp orasını burasını kurcalamak istedim.
  • 17. ankara tiyatro festivali kapsamında izlediğim oyun. ancak sanem öge nin yerine, nedendir bilmiyorum, oyunun yönetmeni yeşim özsoy oynadı. performansı da bence rolün gerçek oyuncusu olmamasına rağmen oldukça iyiydi. bir kaç yerde duraksada gayet başarılıydı. oyun zevkli, ara sıra durağanlaşsada takip ettirmeyi iyi başarıyor.
  • türk müzik tarihinde "alien vs predator" en olmadı "badi vs homoti" etkisi yaratacağını düşündüğüm serdar ortaç - sinan akçıl işbirliği.

    resmen hayaller*gerçek oldu.
  • yeni sinan akçıl albümü. aynı adı taşıyan bir de serdar ortaç düeti var albümde.

    https://www.youtube.com/watch?v=81sctsfp7oc
  • 2017 çıkışlı serdar ortaç - sinan akçıl parçası.
hesabın var mı? giriş yap