• gerçekten "ne olduğunu anlayamadığım bir anda üzerleri çıplak, elleri deri eldivenli, başlarında tuhaf bantlı 70-100 kadar adamın ortasında kaldım" dediyse, ve bunu ortalığı karıştırmak için değil de inanarak söylüyorsa, acilen psikolojik yardım alması gerekiyor.
  • (bkz: ahahahahahahaha ben buna gülüyorum ya)

    üniversite okuyan insanların bile inandığı ya da inanmak "zorunda" kaldığı yalan. direnişi sevimsizleştiriceğiz diye sarıldığınız yalanlara bakın.

    video koy diyen yok, bir fotoğraf paylaşsınlar yeter. ama yapamazlar, çünkü yok öyle bir şey.
  • ben bu kadının tartaklanmış olma ihtimalinin çok yüksek olduğuna inanıyorum.
    öncelikle, gezi parkı direnişine katılanlar arasında muhakkak ki normal şartlar altında kürtlerden nefret edenler de vardı, homofobikler de vardı, başörtülü kadınlardan zerre miktar hazzetmeyenler de vardı, kadına şiddeti içselleştirmiş olanlar da vardı. sonuçta sokağa çıkan kimse o günlerde sınava tabi tutulmuyordu. ikincisi, keyfi, hali vakti yerinde bir kadının çocuğunu da kullanarak hemen o gün sıfırdan, ortada hiçbir şey yokken böyle bir hikaye uydurmuş olma ihtimalinin çok düşük olduğunu düşünüyorum.

    ama buradaki sorun, daha sonra bunun siyasi bir mevzi kazanma aracına, iğrenç bir dezenformasyon çalışmasına dönüştürülme çabasıdır. benim şahsi görüşüm, o kadını birkaç kişi tartakladı, itip kaktı, muhtemelen vurdular ve belki de gruptan birileri “yapmayın, etmeyin” dediler. sonra kadın da bu durumu yetkili mercilere bildirdi, olay yargıya intikal etti ve joseph goebbels’e rahmet okutan (lafın gelişi, yoksa ne rahmeti, hafızanbrahma) medya devreye sokuldu hemen. (bkz: #34982557) şurada da bahsedildiği gibi, bırak çeşitli iktidar borazanlarını, aynı “gazete”de (star gazetesi) farklı tarihlerde çıkan konuyla ilgili haberler bile birbiriyle çelişmekte, olma ihtimali binde bir bile olmayan hikayelerle süslenmektedir olay. elif çakır gibilerin ne oldukları, kim oldukları zaten ortada da, onlar doğal olarak başrole soyunacaklar da, balçiçek ilter, ismet berkan gibi sahte vicdan mastürbasyoncularının da bu uğurda emeklerinden faydalanmazlık edilmemektedir, gördüğümüz gibi. aslında zehra develioğlu’na herkesin destek olması gereken bir durum her iki tarafta da ikincilleştirilmekte, öteki taraf son sürat goebbels’e rahmet okutmaktayken (lafın gelişi) beri taraftaki hemen hemen herkes doğal olarak iğrenç bir dezenformasyon çalışmasına, gezi parkı direnişinin aslında bir vandalizm olduğunun ispatı için zerre miktar çekinilmeden sindirilen iğrençliğe odaklanmakta, onunla mücadeleyi ön plana çıkarmaktadır. bu dezenformasyon çalışmasında zehra devecioğlu’nun kendisi de gönüllü katılımcı olunca – müezzin fuat yıldırım’ın aksine – insanlar olayın doğru olup olmadığını düşünmeye pek fırsat bulamıyorlar.

    zehra devecioğlu gibiler için asıl hazin olan, büyük olasılıkla tartaklanma şeklinde başına gelmiş olanın muhafazakar basın için neredeyse tek öneminin yalanlarla süslenerek – aynı camide içki içme ve sevişme görüntüleri gibi – iktidarın konumunun sarsılmamasına yardım etmesidir.
  • fantastik beyanı olan kadındır. ya; "ben bunları yaşarken birden süpermen geldi ve beni kucaklayıp beylikdüzü'ne kadar götürdü" deseydi. diyebilirdi yani.. hatta bunu başbakandan da duyabilirdik. neyse ki üstleri çıplak ve deri eldivenli insanlarmış.

    zöge: hani nerede hala çıkmadı görüntüler..
  • insandır, kadındır.

    olayı ise yalandır. merak ettiğim ise ilk günlerde hayvan gibi vurdular, lama gibi tükürdüler denmişti.
    sonra sonra iyice belden aşağı indiler. idrara geçtiler. ama burunda var yani sümükleri de akabilirdi.

    edit:burnum ağızımın üstünde anomali falan yok.
  • başbakanın icazeti, star gazetesinin üstün gayreti ve en son balçiçek pamir adlı "gazetecinin" desteği ile yaratılan yeni bir fadime şahin vakası gibi durmaktadır.

    tıpkı fadime gibi kurbandır ama neye niçin kurban edildiğini anlamak için kaç yıl bekleyeceğiz, bakalım.

    kahrolsun, kadın bedeni üzerinden yapılan siyaset!

    (bkz: benim başörtülü bacım)
  • yalancinin tekidir.
  • mesele zehra develioğlu üzerinden kopan kıyametle başka bir ayrımcılığa yol açılmasıdır. hem de bunu bizim feministler yapıyor.

    örnekleyeyim; eylem karadağ kimdir? duydunuz mu? belki bir kaçınız. ama bu kabataş'lı kadını maşallah başbakan sayesinde de tüm türkiye duydu.

    peki kimdi eylem karadağ?

    ankara'da gözaltına alınınca, 2 ayrı polis arabasında 30 kadar polisten elle, sözle cinsel taciz gören bir kadın. detayına girmeyeceğim ama "kendi beyanı" ilk arabada yaşadığı korkunç 2 saati anlatıyor.

    ama eylem konuşulmaz? peki niye konuşulmaz? çünkü eylemci, çünkü başı açık, çünkü kız başına ankara gecelerinde eyleme katılıyor.

    yani türbanlı bir kadının tacize zinhar uğramaması gereken bir ülke burası, çünkü o anne, çünkü o başı kapalı, ahlaklı, eylemlere katılmıyor, evine gidiyor.

    peki soruyu terse çeviriyorum. taciz edilenin kimliğini duruşunu bırakalım taciz edenin sizce kimliği önemli değil mi?

    örneğin evinize bir hırsız girse birşey çalsa gitse yakalanda çok şaşırır mısınız? hayır gider karakolda ifade verir gelirsiniz:

    peki ya evinize bir polis girse eşyalarınızı çalsa ve yakalansa şaşırır mısınız? herhalde altınıza sıçarsınız.karakola gitmeye bile korkarsınız, ya orada arkadaşları polisin tarafına geçerse diye. gazetelere haber bile olur bu.

    ama sivillerin tacizi günlerdir haberken, polisin tacizi es geçiliyor. neden polisin hak ve selayetlerinde böyle bir yetki mi var?

    mesele birinn türbanlı olması birisinin eylemci olması bu kadar basit. bu ayrımcılığa su taşımanın anlamı yok.
    zd'nin tacizine 1 puan verirsem diğerine 10 puan veririm. çünkü birinde herhangi bir şekilde kefil olmadığınız sivil bir güruh var ama diğerinde maaşı, sicili belli devlet memuru olmaya hak kazanmış bir polis var.

    sivilin böyle yapma halleri var ama polisin olamaz, olursa hemen yakalanması gerekir ceza alması gerekir. ki o polislerin yakalanması için mobese kameralarına da gerek yok.

    zehra hanım'a geçmiş olsun. eylem hanım ve türbanlı olmayan eylemciler son sözüm size, kendinizi polisten koruyun.
  • side effect filmindeki ana kadin karakteri hatirlatan kadin.
  • belediye başkanı gelini ve tesettürlü olduğu için ayrıcalık isteyen başka bir hanım. kendisine yapıldığını iddia ettiği saldırı da çoğu insan için 5000 yaralıdan, ölen 5 insandan, gözü çıkan 10 kişiden, kimyasal silahla zehirlenen yüzbinlerce kişiden, polis tarafından malı zarar gören tonlarca esnaftan, sırf ekmek almaya gitmek için evden çıktı diye kafasına gaz bombası yiyen ve yaşam mücadelesi veren 2 minik çocuktan, polis tarafından soyundurulan/taciz edilen/tecavüzle korkutulan yüzlerce kadından daha önemli.

    madem hakkında yazılanları bu kadar takip ediyorsun, yaşanan tonlarca şeyden sonra iddia ettiğin şeyin tüm yandaş platformalarda yansımasına ve diğer tüm kanıtlı gerçeklerin yandaş medyada yansımalarına bak. acaba sen de benim kadar tiksinti duyacak mısın?

    bu bir insanlık sınavıdır. önce aynaya, sonra içinde bulunduğu ortama bak. sadece bir kıyas yapman gerekiyor. yani bir tek sen ve senin tayfan mı mühim, yoksa diğer tüm insanlar da mı mühim? forumlarda isimleri yazan ve hayatlarını kaybetmiş insanların arasında kimlerin de isimleri var biliyor musun? eylemcileri kovalarken düşerek hayatını kaybeden polis memurunun ve biber gazı nedeni ile hayatını kaybeden belediye işçisinin. hepsinin adı var! aklımızda adı, kalbimizde yeri var!

    hikayesinin; birilerini aklamak, darbe çığırtkanlığı yapmak, haklı bir eylemi kirletmek ve birilerini provoke etmek isteyenlerce bu kadar ortalık malı gibi kullanılması artık tiksindirici olmaya başladı. sırf insanların hassas olduğu noktalar olduğu için her türlü istismara ve gönül teline dokunan; yani kadın, bebek, eylemcilere engel olmak isteyen ve tartaklanan yaşlı adam ve bir çocuk gibi figürleri kullarak ne yapmaya çalışıldığı açıkça ortadadır.

    yedirmeyin siz tayyip'i hanım kızım. ama yedirmeyin. ammmmmannnn yedirmeyin.

    bu olay üzerinden verilmesi gereken insanlık dersi ise yazının bir yerlerinde gizli. bulursan ne mutlu sana.
hesabın var mı? giriş yap