• kendisiyle pek sevişmeğimiz eski hocam.

    bi keresinde b anfilerindeki dersimize erken gelmiş, bi sıranın üzerine oturmuş öğrencilerini bekliyordu. ben yanından geçerken:

    - "size bir şey sorabilir miyim?" dedi
    - "sorabilirsiniz" dedim, yürümeye devam ettim.
    arkamdan seslendi:
    - "soruyorum o zaman. neden küpe takma ihtiyacı hissediyorsunuz" dedi
    - "hocam ne kadar gereksiz bi merak bu" dedim.

    o bana baktı, ben ona baktım... o bana baktı, ben ona baktım... o bana baktı, bana bi titreme geldi. döndüm yukarlarda boş bi sıraya oturdum. o hala bana bakıyordu. hep de baktı. ukalalığını bana da bulaştıran hocamdır. :))

    hey gidi günler.

    ama yerel yönetimler konusunda memleketimde bir guru olmaya doğru gitmektedir o ayrı.
  • dünyadaki tek dersin kendi dersi olduğunu sanan ve kamu yönetimini yerel yönetimler önlisans programında bile görülemeyecek kadar kentleşme, çevre, yerel yönetimler vs. derslerle dolduran ve bu sayede kendini klonladığı asistanlarına ekmek çıkaran hocam..keşke bölümün adıyla ilgili derslerimiz de olsaydı..yazık doğrusu..

    düzenleme: bazı ifadeler çıkarıldı ve metin üzerinde düzeltmeler yapıldı.
  • hani on kata kadar daha uzun ömürlü pil reklamlarında, yarıştığı on tane kalın kaşlı oyuncak ayıcığı hunharca yenen esas oyuncak ayıcık vardır ya? onun misali; bu gözler, yaz okulunda kendisinin tamı tamına iki saat (evet, kronometre ile ölçtüm.) ders anlattığına şahit olmuştur. gözler diyorum çünkü, bir noktadan sonra kulaklar; "yönetişim, biyo-iktidar, paradiplomasi, köy muhtarı - mahalle muhtarı farkları, zamanında aziz kocaoğlu'na söylemiştim (ki kesin görüştüğü yerel yönetim amirlerinin hepsine salık vermiştir) vs" gibi alt başlıklar arasında, kağıttan bir gemi gibi kaybolup gitmişti.

    aslında birebirde iyi hoca olduğu, yalnızca fakültenin diğer birçok profesöründe olduğu gibi bir ego sahibi olduğu söylenebilir. akıllı bir kadındır ve hırslıdır. istanbul'da hukuk okuduğu söylenen kızıyla telefonda konuşurken "sor bakalım hocana, şu şu şu böyle miymiş? " diyerek, kızının hocasını bile teste tabir tuttuğu rivayet edilir. bir de öğrencileri onun gözünde küçümendir, onlara pasta börek yapıp getirecek kadar düşünceli bir hocadır. sanırsak tek kusuru; "ne anlattığın, başkalarının seni anladığı kadardır" mantığını taşımıyor oluşudur. her profesör öyledir diyenleri duyar gibiyim, ama bu hocamızın dersinde zaman; rezilyansta sınır tanımaz. dokuz eylül üniversitesi kamu yönetimi yeni öğrencilerine tavsiyemiz; bu hocamızın dersini hiç de hafife almamalarıdır. o sınav kağıdında göreceğiniz orhun kitabeleri kabusunuz olsun istemezsiniz.
  • kendisinden ''kamu yönetiminde stratejik planlama'' dersini alıp almama konusunda kararsız kaldığım akademisyen.

    eğer bilgi verebilecek olursa yeşillendirmesi önemle rica olunur..
  • kendisinden ders aldığım yıllar o kadar acı dolu geçti ki. dünyanın kendisi etrafında döndüğünü sanan bir hoca. eğitimci olarak görmediğim bir insan. insanlara zorla sunum yaptırıyor. daha sonra da sunum esnasında sözlerini kesmek gibi bir küstahlığa başvurup onları tahtada arkadaşlarının yanında rencide ediyor. kaç arkadaşım sınıftan ağlayarak çıktı. bu kadın gençlerin önünü açmak yerine, oralara çomak sokmaya meraklı.
hesabın var mı? giriş yap