• işlediği suçla orantılı olsa da asıl sorun suçu işleyip işlemediğinin kesinliğinin değerlendirilmesindedir. kurunun yanında nice yaşların yanmaması için idama karşıyım. cezalar hata tespiti yapıldığında minimum zaiyatla geri dönülebilir olmalıdır.

    (bkz: pardon)
  • bu olayın yaşandığı günün canlı tanığı adanalı mustafa akay anlatıyor: https://www.youtube.com/watch?v=oqhd1vza9rs
  • bazi mallari okuyorum yazmis demis ki hic bir sucun cezasi idam olmamali. ahahah. ben senin humanizmini seveyim hem de dolu dolu. insanlari olduren bir tip, ibreti alem icin en agir cezayi almali. keske bu sekilde idam cezalari devam etseydi. tamam insan icinde idam edilmesinler ama gorunmeyen bir yerde cezalari infaz edilsin. amk piskopati olecegini anlamadan adam oldurmekten cekinmiyor o nedenle olum korkusu bu piskopatlara bence gayet dur diyebilir. idam gelmeli. israrla suc isleyenler, kendini savunmaya girmeyecek sekilde insan oldurenler, tecavuzculer falan asilmali. bakin nasil adam oluyor millet. amerika en gelismis ulke ama kanunlari da en sert ulke ve cekinmeden uygulaniyor. olmasi gereken de bu.
  • fotoğrafa bakmadım, acizliğin fotoğrafına bakmak istemedim.
    adaleti sağlayamamanın acizliğindendir ölüm cezaları.
    ama ilkel toplumlarda da adalet cezasız olmaz.
    idam cezasının, kaldırılmış olmasından sonra suç oranlarındaki artışı gördükçe, işe yaradığını da görüyoruz maalesef.
    aslında adaleti sağlayan idam cezası değil, eğitimdir, yönetimdir.

    edit: imla
  • adaletle olacaksa keşke günümüzde de olsa, ama nerde adil idareci? nerde adil sistem?

    100 sene önce gücü alanlar dindarları astılar. 10 sene önce olsaydı fetöcüler ulusalcıları asarlardı, şimdi fetöcüleri asarlardı vs sürer gider bu böyle.

    bilirseniz; kısasta hayat vardır.
  • vay be ne hikayeler vardır altında.
    kimdi nasıl metresi oldu. ailesini öldürecek kadar metresi olacak adamı nasıl sevdi.
    daragacına nasıl gitti. her ne kadar hak ettiğini bulsada, altında dipsiz bir aşk hikayesi olma ihtimali yüksek.
  • kadin yaptigini itiraf ediyorsa ve kesin ise donemin yasalari neyi buyuruyorsa o yapilmis.

    aklima takilan sey; o adam kim ve ona ne olmus?
  • bu tarz bir suç işleyen birisinin cezasının salt idam olmaması düşüncesindeyim.

    zira kadıncağız alt tarafı bir anne ve yavrusunu ‘zehirleyerek’ ki kim bilir ne zehri kullandı; can çekişe çekişe ölmelerine sebep olmuş.

    keşke öncesinde ne bileyim teker teker dişleri sökülseydi; sonra tırnakları çekilip parmakları teker teker kırılsaydı; daha sonda el ve ayak parmakları teker teker kesilseydi de kan kaybından yavaş yavaş itlaf edilseydi...

    edit hun: mobil düzeltmeler
  • (bkz: salem)
  • kadir inanır’ın “karılar koğuşu” filmi şu an içine düştüğümüz “asılmalı mı asılmamalı mı çelişkisiyle geçiyor.

    filmde perihan savaş’ın canlandırdığı hanım karakteri genç sevgilisiyle birlik olup kocasını zehirleyip öldürür. hapishanede çıkacak kararı beklemeye başlar.

    olaya karakterlerin yaşamından bağımsız bir şekilde baktığımızda idam edilmelerini haklı bulurken, hanım’ı tanıdıkça, asılmak istemediği için murat bey’e yazdırdığı dilekçelerle, korkusuyla, tedirginliğiyle, hanımefendiliği, sessiz, sakin tavrıyla yaşamayı hak ettiğini düşünmeye başlarız.

    mesele, suçu ne olursa olsun zanlıyı bir insan olarak görüp görememekte sanırım.

    --- spoiler ---

    filmin sonunda hanım bir gece yatağından apar topar çıkartılıp asılır.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap