• artık iki satır çiziktirme şansı bana da gelmiş olsun madem. keyifle okuduğum başlıklardan burası. canım sıkılırsa açıyorum. okuyorum. bazen sanki 3 bölüm üstüste lost izlemeyi istemek gibi,biriktirip okuyorum.

    ben herkesin yazdığı şeyleri tekrarlamayacağım. zaten güzel güzel defalarca anlatılmış.

    peki ben ne anlatacağım?

    2010 jzff krizini anlatacağım.

    başlıkla alakalı gibi durmayabilir ama bence tam alakalı. o yüzden yazmaya devam ediyorum.

    82'liyim ben. 2010 yılına kadar defalarca yurt dışına çıkmaya heveslendim. ama o zamana kadar gerek parasızlık, gerek vizyonsuzluk ve gerekse ailemin 'oğlum ne işin var oralarda, başına iş gelmesin' ciliğinden mütevellit yurt dışına çıkamadım. work and travel a gitmeyi çok istedim olmadı. lan evlendim. balayına bile yurt dışına gidemedim. çıldırıcam. 27 yaşıma kadar pasaportum hiç olmadı.

    sonra hasbelkader hayatımdaki en iyi şey oldu. boşandım(ki bir ara onu da yazacağım uzun uzun,tatlı tatlı). hayatı tanımak sorgulamak istedim. seyahat etme kararı aldım. ama dedim ki, hayatımda ilk defa kendimi şımartıcam. avrupa'ya gitmek her zaman kolay. hiç gitmedim ama şurası,yakıncacik. ben dedim uzak bir yerlere gideyim.

    bir de paris'e gittiğimi anlatsam insanlar zaten gitmiş, karizma yapamıyorsun. roma desen, hala gitmedim gerçi ama, görmüş arkadaşım, görmemiş arkadaşımdan fazladır.

    ben brezilya ve arjantin'e gitmeye karar verdim. atladım gittim. o kısmı çok uzatmayacağım. tek şey söyleyeceğim. rio de janeiro sanırım dünyanın en güzel yeri olabilir. ben hayatımda bu kadar güzel doğa,manzara,ortam, şehir kombinasyonu görmedim. ölmeden önce mutlaka gidin. ben bir daha gitmek için fırsat kolluyorum.

    o kıtayı seyahatten sonra bende büyük değişim başladı. çok başka bir adam oldum. öncesinden kendimi beğenmez, sorunlarla boğuşurdum. bu gezi sonrası resmen kimliğimi buldum. bunu bana brezilya sağlamadı. gezmek görmek sağladı.

    gezmek görmek neden iyidir? çünkü kıyas yapma imkanı sunar. önceden gördüğünüz bir şeyin, farklı insanlar tarafından nasıl değişik algılandığını görünce vay emenike dersiniz.

    dünyada bir çok insanın olduğunun bir daha farkına varırsınız. ve büyüttüğünüz sorunların onlar için hiç ama hiçbir şey ifade etmediğini anlayınca, lan aslında o kadar da büyük değil sorunum dersiniz.

    ülkelerin nasıl değişik şekillerde yönetildiğini görürsünüz. yeni insanlar tanımak insana vizyon katar. bilmediğiniz çok şey öğrenirsiniz.

    özet olarak seyahat beni çok değiştirdi. artık bir yere tatile gidecek isem oranın kültürünü de yaşamak istiyorum. kafam öyle dağılıyor. sokaklarında sanki o ülkenin vatandaşı gibi yaşamak istiyorum.

    şimdi konuyu bağlıyorum bu krize.

    dünya globalleşiyor. kim ne yapsın senin çomar tatil anlayışını? sokağa çıkıp kültür edinmek istiyor turist. tatil köyünden dışarı çıkartmamak zaten ilk kurşunu kendi topuğuna sıkmaktır. yıllarca halk ile harmanlanmamış turist geldi ülkeye. ne vizyon geldi bize, ne misyon. anca yeşil dolar girdi ülkeye. onlarda ticari raporlarda iki sayı bizim için.

    ben ülkeme gelen turist ile daha çok haşır neşir olmak isterdim. hemen kötüye yormayın. sevişmek istemiyorum. heteroseksüel bir erkek olmama rağmen, couchsurften çok sayıda erkek surferda ağırladım. toplamda 200 civarı insan gelip kalmıştır evimde. denizli'de yaşıyordum türkiyede. couchsurf ise bilinen bir şey değildi o zamanlar. yazan bilen çoğu insanı ağırladım. o kadar çok şey öğrendim ki. bana o kadar çok şey kattılar ki.

    bu turizm iyileşse bile yolu yol değil. zaten talan edilmiş ve edilecek arazilerin sonu elbet ne olacak biliyor musunuz?

    pamukkale gibi olacak. ben küçükken yolda yürünmezdi kalabalıktan. o kadar güzeldi ki. pamukkale'ye gelip kalırdı insanlar. senin elinde müthiş bir şey var. dünya mirası. noldu sonra? yanlış politikalar sonucu yok oldu gitti. gidin bakın otellere sinek avlıyor kaç yıldır. senin kültürüne gelmiyor insanlar türkiye'ye. doğana güneşine geliyorlar. senin onu kültürün ile harmanlayıp komple paket sunman lazım. iyileştirmen lazım.

    ama sen napıyorsun? güneş, kum, deniz var nasılsa. eşşek gibi gelecekler diyip şımarıyorsun. sonra zaten küstürdüğün yerli turist avına çıkıyorsun.

    vakti zamanında denizli'den bir arkadaşım söylemişti. denizli'den ıspartaya gidip kayak yapıp kalıp geri dönmek, prag'a gidip kayak yapıp kalıp geri dönmekten daha pahalıymış.

    burda ben ısparta niye pahalı diye eleştirmiyorum. prag daha ucuz abi. mal mıyım ben? prag'a giderim diyorum. insanlarda öyle yapıyor. aynısı sahil şeridi içinde geçerli. birbirine saygısız, bulduğu ilk fırsatta beni dolandıracak adama para kazandıracağıma, bana vizyon katan başka ülkeye gider gerekirse daha çok para harcarım. en azından huzur dolu olurum.

    küçükken niye bilmiyorum(biliyorum da çaktırmayın), yunanlardan nefret ederdim. öyle bir gazla büyüdük hep. sonra büyüdüm, yunan 2-3 arkadaşım oldu. dünya iyisi çocuklar. sonra anladım. dünyayı milliyetine göre yargılamak çok saçma. elbette işini iyi yapmaya çalışan otellerde vardır bu ülkede. ama malesef kurunun yanında yaşta yanacak ve o itfaiye o hortumu vermeyecek. çünkü verirlerse yetmez ama evet ben de sikerim.

    edit: bosanma ile ilgili yazicam ama coook oncelerde soyle bir evlilik yazisi yazmistim. bosanmamaniz icin evlenirken iyi karar vermek lazim. (bkz: #59128000)

    edit 2: aslında ülkede kumar filan yasak değil. iddaa filan oynatılıyor. ganyan bayiler tıklım tepiş. sayısal her hafta devrediyor. dolayısıyla kumar yasak değil. sadece şekli başka. naçizane önerim, kıbrısa, maltaya, bulgaristana giden kumarcı türkleri boşuna kaptırmayalım. pamukkaleyi las vegas yapın. mis gibi sadece orda kumar oynansın. vergisini de babalar gibi alın. ama kafa basmaz ki. pamukkale olması sart değil. çorum da olabilir. yozgatta olabilir. sonucta las vegas çölün ortası.
  • özet babında:

    - beyefendi selamın aleyküm, bir istirhamımız olacaktı.
    -- dinliyorum
    - bir çok sektöre el attık, bir çok alanda, hamdolsun tüm köşebaşlarını kaptık. çok sağolun, sayenizde kamyonla para kazanıyoruz.
    -- ne demek, her şey karşılıklı...
    - bir istirhamımız var demiştik, ona gelelim.
    -- gelelim.
    - turizm sektörü hala münafığın, kürdün elinde. tesisler çok pahalı, rant çok yüksek. bir türlü giremiyoruz. bu adamlardan ellerindekileri almak için verdiğimiz teklifler işe yaramıyor. buna bir çare bulsak.
    -- benim karım ne olacak bu işten.
    - şöyle ve böyle.
    -- hmm..
    - sektörü bir çalkalasak, bir süre para kazanamasalar öyle şahane olur ki, bu münafıklar batma sınırına çok kolay gelirler, zaten 3-5 ay çalışıyorlar.
    -- anladım, bir çare bulacağız inşallah.
    - inşallah
    -- maşallah...

    ve rus uçağı düşürülür...
  • fiyatlamaların 'yok' sayamayacağı krizdir. daha önce bir çok kez yazıldı. fiyatlamalar artık götü kurtarmak için bari yerli turisti yolayım da zarardan kar edeyim diyen yerli işletmenin bok yemesidir. ayrıca artık giren girmiştir. antalya'da sezon mart ayında başlar. evinde oturmaktansa daha az masrafla burada tatil yapmaya gelen pin pon alman turistle başlayan sezon, alman, rus ve ingiliz akını ile drvam edip , arada yerliyi de harmanlayıp ekimde biter. ancak sezonun artık ortası sayılan, yani yabancı turist için planlama yapılmış ve çoktan hazırlıkları tamamlanmış bir tatil dönemindeyiz. bir de üstüne bu insanlar başka alternatif ülkelerde kendilerine sunulan hizmetten memnun kalırlarsa sen seneye cümbüşü seyreyle. bu arada türkiye gibi yer mi var diyenler için ufak bir tüyo vereyim. haftada iki gün almanya'dan burgas'a akın akın insan gidiyor. türkiye gibi yer yok diye diye kendini turizmde kolaya ve fırsatçılığa alıştıranlara selam olsun. ha sen yok diyorsan gözlerini kapat ona kadar say sonra aç. belki elektirikler gelir.
  • "aman yazık, otelciler de ekmek parası peşinde, destek olalım"
    diyenlerden misiniz?

    hah tamam, açın şimdi tatil veya tur sitelerini, geçen sene tatile gittiğiniz yere/yerlere, aynı tarihler için (bayram veya haftasonu vs) bir göz gezdirin.

    fiyatların %20 ila %50 arttığını göreceksiniz..
    ben yaptım oradan biliyorum..
  • (bkz: 1 arap turist 5 rus'a bedel)

    1 arap turist 5 rus'a bedel demiş sayın kişilik ve arttırmış. "yarın öbür gün iyi ki bu kriz yaşandı diyeceksiniz."

    (bkz: vay anasını sayın seyirciler)

    (bkz: hortum) (bkz: itfaiye)
  • radiohead etkinliğinde yaşanan linç girişiminin dünya basınında yer bulmasıyla iyice coşturulacak krizdir. dükkanın sahibi koreliymiş ve ev sahibi dükkanın tahliyesini istemiş. yani saldıran vandal yobazlar değil asıl mağdur olan kiracı koreli ilk cezalandırılan oluyor bu ülkede.

    firuzağa'daki beyaz t-shirt'lü linççileri destekleyen akp ve münafık seçmenine selam olsun.
  • ücretsiz iptal güvencesi vs ile geceliği 30 - 40 liraya oteller var ulan. demek ki 40 lira ile de kar edebiliyorsunuz, işi döndürebiliyordunuz, şu zamana kadar neden fahiş fiyatlarla milleti siktiniz?

    bir hikaye aklıma geldi şimdi. anlatayım:

    amerika'da bir süt firması kasabanın birine şişesi 1 dolardan süt satmaktaymış. gel zaman git zaman süt firmalarından biri bu kasabaya dadanmış ve şişesini 75 cent'den satmaya başlamış. tüm kasaba yeni sütçüye geçmiş. satış yapamayan eski sütçü, fiyatı mecburen 75 cent'den daha ucuza çekmiş. ama kimse eski sütçüye dönmemiş. 70, 65, 55 cent derken şişe başına 50 cent'e kadar düşmüş. ancak eski sütçü tek bir şişe bile satamamış.

    sütçü bir araştırma yapmaya karar vermiş ve müşterilere neden kendinden alışveriş etmediklerini sormuş.

    gelen cevap ise "madem 50 cent'e de kar edebiliyordun, bizi bunca sene neden 1 dolara siktin?" olmuş.

    şimdi bu hikayeden çıkarılacak ders şu: size su verecek o itfaiye'nin hortumunu sikeyim.
  • alaçatı, fethiye ve ölüdeniz de gözlemlediğim krizdir.
    doğum günlerinde bizi ne alsam diye krize sokan hediye alma işini bıraktık ve onun yerine istediğimiz bir yere gitme kararını aldık. haliyle mayıs ortasında soluğu ölüdenizde aldık. otel fethiyedeydi ve ortam çok sakindi. ölüdenize geçtik yamaç paraşütüne. pilot diyor ki "şu kalabalık şubat kalabalığı. hatta geçen şubat daha kalabalıktı."
    hatta normalde 350tl olan paraşüt 170e düşmüş. ama kafa hala şu. "abi italyada bi makarnaya 15€ verdim. burda da yapsınlar 50tl. 20 tlye yemek mi olur tatil yerinde?"
    bu ağlaklar anında para muhabbetinde müşteri sikmeye çalışan tipler. işte bizim turizmciler.
    la senin dediğin yer dünyanın en meşhur makarnacısı (kendisi öyle diyor. en meşhuruymuş). adam kendi parasının 15 20 birimiyle sana dünyanın en meşhur makarnasını yediriyorlar. yani orada ortalama maaş 2000 birim olsa bunun %1i.
    gelelim çeşme, alaçatıya falan. izmirdeyiz zaten zırt pırt geliyoruz. ama dedik okullar vs den tenhalık vardır. dün gene geldik. ortalık geçen seneye göre 3 te 1. okuldu ramazandı denecek ama eskisini biliyoruz. yabancılar yetmeliydi ama tek tük gibi onlarda. .tuvalin yanındaki otelde gecelik fiyat 150 tl. alaçatı merkezde butik otel 150 tl. kriz olmasa imkanı yok.
    gerçi normali bu. biz mykonos da, çeşmedeki pansiyondan dönme otel fiyatına çok şık butik otelde kaldık. çeşmedeki otel arkadaşımın indirimli verdiği otel yanlış olmasın. musluklardan gelen ses uyutmuyor, klozet kırık sadece yatak tv ve klima var ama 2 3 yıl önce gecelik 175tl idi. o da bana. şimdi kapı müşterisine 100tl. bu adam 2 yıl önce yüksek sezonda hafta sonu oda fiyatını 350 den vermişti yanımda. "bu otele bu fiyatı veren var mı la? dediğimde "o zaman gidecek sahilde şezlongda yatacak" dedi. talep varsa sikmek caiz.
    gece tren bara gittik. küçük masa, ayakta, tırt müzik. bir bira bir beyaz şarap -ki yarısına kadar buz doluydu nedense- 60 tl. bira 33lük efes. e hadi normal diyelim mekana.
    dedik cumartesi olsun dolar. ama şu saat hala durum aynı. bakalım yazlıkçılar gelince hareket olur heralde ama kriz buradayım diyor.
    biz daha önce 2 kişi arabayla, hem de iyi yakan arabayla genelde 3* otel, otopark, inceden alış veriş vs avrupa turu yaptık 2011 de. 2 ay 8 ülke 50 küsür şehir 11000km . 9000€ ya geldi 2 ay hem de. buna nevigasyon vize pasaport vs her şey dahil. yüksek sezon ve avrupanın hatta dünyanın en gözde yerleri. roma barça paris amsterdam madrid vs
    misal şu an dünya starları avrupa turnesi yapıyor. gidin bilet yol otel dahil bi hafta antalya tatili parasına 5 6 gün tatil yapın konsere gidin. dönüşte free shop, orada ucuz alış veriiş zaten bilet fiyatı çıkar. sürtsün burunları buradakilerin.
    bak kıytırık bi odaya gecelik 300 500 çekenler 100 150 ye nasıl düştü.
    durmak yok yola devam

    edit: ılıcada tam şu an şezlongların %5i dolu.
    2. edit: geç saatlere kadar durum aynı. düşün gündğz ılıcada gece alaçatıda prk yeri için bir saat dolanırsın şimdi girdiğin gibi boş yere bırakıyorsun. hem de cumartesi.
    + bir takım imlağlar
  • arapların çözüm olmayacağını düşündüğüm krizdir.

    kurtarıcı olarak gösterilen araplar bi onbeş sene içinde komple batacak. avrupada üst üste 2020 ve 2030 larda petrolle çalışan arabaları tümden yasaklama kanunları çıkmaya başladı. enerji üretiminde de yenilenebilir enerji kaynaklarının popülaritesi ve kullanma oranı ciddi miktarda artıyor ve talep arttıkça bu alanlara yapılan teknolojik yatırım ve ilerleme eksponansiyel olarak artacaktır. geriye petrokimya endüstrisi ürünlerinin ikamesi kalacak ki bu alanda da zamanla kaçınılmaz olarak alternatifler gelecek ve petrole olan talep ciddi miktarda düşecektir. arap coğrafyası mad max filmlerindeki gibi bir terk edilmiş bir çöl coğrafyasına dönecektir. bundan bir kaç sene önceki ekonomik krizde dubainin bir anda batışı ve bir anda havalanında ve çöllerde terkedilen ve çürümeye bırakılan lüx otomobilleri ve evleri hatırlayın. burada amerikanın da artık ortadoğuya ayrılan kaynaklarını ve dikkatini çin üzerine çevirmek istemesinin etkisi de olacaktır.
  • akp seçmeninin takmadığı durumdur.
hesabın var mı? giriş yap