• fransızların fazlasıyla taraflı türkiye belgeseli.seyretmeyenler için özet bir bakış:
    http://www.hurriyetim.com.tr/…~1@nvid~632840,00.asp

    fransızların her zaman kibirle diğer milletlere üstünlük taslamalarından iyice nefret etmiş bir insan olarak açıkçası belgeselin olumlu yanları bile bende iyi bir izlenim bırakmıyor.ayrıca bu tip tanıtım programlarında 3 yanlış bir doğruyu götürmez,o bir yanlış ısıtılıp ısıtılıp bizim önümüze getirilir.

    trt'nin yapacağı alternatif bir 24 heures a paris programıyla cevap verilmesi gerektiği görüşünü şiddetle destekliyorum.

    şöyle ki, belgeselimizde paris’in champs elyseessi asla gösterilmemeli, onun yerine paso paris’in banliyölerine gidilip varoşlar burnumuza sokulmalı.
    paris’ten görüntüler adı altında habire zenciler göçmenler gösterilmeli,bu zencilerle fransa’daki ırkçılık üzerine konuşulmalı, arada peçeli turist araplar kameralara yansıtılıp işte fransızlar’ın topu böyle denmeli.

    yayınlanacak olan fransa haritasında bask bölgesi fransa'dan ayrı gösterilmeli, burada bir özgürlük mücadelesi verildiği vurgulanmalı.

    sahi, paris belgeselimizde eiffel’e veya louvre’a yarımşar saat ayrılabilir.onları tüm dünya zaten biliyor, biz biraz bilinmeyenlerden bahsedelim.

    tarih belgeselleri asla unutulmamalı.
    çekilecek ikinci dünya savaşı belgeselinde fransızların alman işgali karşısında ne kadar dirençli (!) olduğu gösterilmeli, bu üç günlük şanlı direnişin (!) sonunda paris’in ivedilikle düşmana verildiğini ve fransa’nın tek kurşun atmadan teslim olduğu anlatılmalı.
    fransız general charles de gaulle savaş sonrası "galip liderler" masasına oturmak istediğinde ingilizlerin hayretler içerisinde kalıp “sttr lan siz n’aptınız ki?” dediği söylenmeli.
    1945 yılında fransızları kurtarmaya gelen amerikan askerleriyle hatıra fotoğrafı çektirirken “in” olan conilerin, ırakta fransa’nın saddama olan silah satışına engel oldukları zaman “out” oldukları hatırlatılmalı.
    barış havarisi kesilen fransa’ nın eğer ırak savaşında bir gram karı olsaydı orayı en başta fransa’nın işgal edeceği gerçeği kafalara kazınmalı.

    ve açık oturum…
    cezayirlilerle doldurulmuş bir stüdyoda fransa’nın cezayirde kaç yüzbin kişiyi katlettiği tartışılmalı, sonra sokağa çıkılıp “sizce fransa cezayirdeki soykırımını kabul etmeli mi?” diye röportaj yapılmalı.

    bu kadarı yetmediyse, dünya kadınlar gününde kadınlar coplandı diye türkiye’yi toptan hayvan ülke ilan edip “kadın döven ülkeye gitmem” diyerek türkiye’ye gelmekten vazgeçen fransız oyuncu emmanuelle beart bulunmalı, kendisine 13 nisan 2004'te paris'te kız öğrenciler polis tarafından dövülüp olay choc dergisine yansıdığı zaman kendisinin ne tepki verdiği sorulmalı.

    sonra bu 24 saatlik kaset trt international’da bir ay boyunca 30 kere yayınlanmalı, patlamış mısır ve cola eşliğinde fransızlara seyrettirilmeli.
  • ab sürecinde türkiye hakkında gençler ne düşünüyor, fransızların ön yargılarına karşı türkiye'de düşünen ve tartışan bir gençlik var imajı vermeye çalışılmış bir tartışma programına sahip yayın.istek üzerine bir özetleyelim tartışmayı:
    bir kızın ab'ye karşıyım, bizi sömürecekler argümanı ile başlayan tartışma, gençlerin değişim bilincinde, ve sürecin hemen olmayacağı konusundaki fikir birliği ile devam etti. ortak fikir, bizim ab'ye ihtiyacımız olduğu kadar, ab'nin de bize ihtiyacı olduğunu belirtmemizdi. ancak daha sonra sunucu, ben de türkiye'nin avrupalı olduğuna inanıyorum ancak herşey toz pembe mi, siz burada herkesi temsil ediyor musunuz sorusuyla işin rengi saldırıdan savunmaya geçti. o anda sunucu tartışmayı bambşka bir yere taşıdı. türkiye iran olabilir mi, örneğini verdikten sonra zaten ben dellendim. bazıları çıktı türkiye'de fanatik islamcılar güçleniyor falan dedi. tehlike var dedi. ben de dedim, o iş öle değil, 70 senelik cumhuriyet var, laik bir ülkeyiz. bize bişi olmaz. ülkemiz daha önce de bertaraf etti, gene eder. ancak, esas fanatik islamcılar, ab ülkeleri tarafından korunuyor, ona bakmak lazım. humeyni de fransa tarafından korundu dedim. bi daha söz vermediler.

    ama sonuç olarak, ülkemizde 25 milyon bavulunu toplamaya hazır bekleyen köylüden de başkalarının olduğunu sarkozy taraftarlarına göstermiş olduk.

    çoğunlukta gsu öğrencisi idi. bir ben itü'lü idim, bir de sanırım bilgi'den bir arkadaş vardı.
  • evet, "24 saat turkiye" diye anilmasi daha dogru olurmus sanki. sevmedigimiz yanlarini gosteriyor istanbul ve turkiye'nin, kiziyoruz. turbanlilari gosteriyor, kiziyoruz. halbuki bilinci olarak yaptigimiz seyler bile degil, gormek istemediklerimizi kolayca ihmal ediyoruz; normalde sokakta yururken yanimizdan gecen yuzlerce turbanli insani. ama boyle gosterilince, cok kiziyoruz. koy dugunlerini falan gosteriyor, yine kiziyoruz. halbuki onlar kurmaca falan degil, bildigimiz olan seyler. istanbul "bile" istiklal'de gittigimiz luks kafelerden ibaret degil. oya eczacibasi gibi turkiye'nin en elit kesiminden olan bir insan guzel fransizca konusuyor diye bununla ovunuyoruz, delice seviniyoruz. o degil de, koy dugunu damadi mi konussaydi fransizca? ulkemizi aslinda bi yandan o kadar kucumsuyoruz ki, fransizca konusabilen insanlar var diye cok mutlu oluyoruz. demek hakli sebeplerimiz var kucumsemek icin. evet iste, istanbul. iste simdi, daha fazla acilan kuran kurslari, daha fazla turban reklamlariyla doldurulan billboardlar. eh. birakmali su milliyetcilik duygularini bir kenara artik, bakin istanbul'u gosteriyorlar televizyonda. bizim gibi olmayan yuzlerce, binlerce insani.

    papazin dilek kutusundan birkac dilek secip okumasi da hic etik degildi ayrica, kiniyorum.
  • mehmet ali birand ile yapilmakta olan soylesi sirasinda arka plandaki cnn turk calisaninin once etrafina bir iki baktiktan sonra msn'den mesaj yollamaya devam etmesiyle yarmis yayindir.
  • bu ulke vapur giselerinden gecmekte zorlanan yasli basortulu bayanlarin, tikabasa dolu vapurlarin, yerlere tukuren biyikli amcalarin ulkesi degil miydi zaten? iki tane bati imitasyonu punk velet gosterselerdi, o zaman mi cagdas olacaktik?

    oya eczacibasi'nin fransizcasi yaninda sokakta hudaverdi beyin zar zor anladigimiz turkcesi yok mu? ikisini de gostermediler mi? neden simdi koyluleri, basortululeri gosteriyor diye kiziliyor ki? asil yanli olan bu baslikta yazilan seyler degil de, fransizlarin televizyonda gosterdikleri mi? acaba nereye kurdular bu sahneyi? bu kadar basortulu insani da oyuncu diye oynatmak zor acikcasi.
  • kaynanalı programlar, kurtlar vadisi ve yasemin'in penceresi'nin ardından "bunlar kesin sırlar dünyası'nı da yayınlar" öngörümü yalan çıkarmayan program. yetmedi; yayınlayın reha muhtar'ı, bayhan'ı, emrah'ın kızılderili dansını... açın türkiye'nin önünü!
  • patrikhanede sunucu konstantinopl dedikçe, peder efendi istanbul diye direniyor, hadi hayırlısı.
  • karaköy altgeçitteki sarışın piyangocu kızımızın akşam yemeğini ailesiyle yer sofrasında yeme keyfine şahit olduğumuz yayındır.
  • aynı sn. arzuhan doğan türkiyenin demokrasi tarihinin 80-90 yıllık olduğunu buyurmuştur bu program dahilinde...*
  • efendim şok olarak, aynaya bakarak izledim büyük bir bölümünü. çok şey yazılır, çok şey anlatılır evet bunun hakkında, ama, bu programın yapılmış olması sonrasında türkiye ve türk medyası neleri konuşuyor bir bakalım mı, ne dersiniz?

    atv: gamze'nin kukusu adli tıp tarafından onaylandı. evet, filmdeki gamze.
    kanal d: semra hanımın oğlu ata öldü (arka planda acıklı müzik)
    show tv: gamze'nin filmini çeken telefon, yok satıyor.
    star: ata ile aynı programa katılan ahmet telefonda, ahmet, ata'nın ölümü ile gamze'nin kukusu arasında bir benzerlik var mı?
    cnn turk: almanya'da seçim bitti. vesaire
    ntv: formula'lar birbuçuk çıktı, sınırda operasyon hazır.

    bravo!
hesabın var mı? giriş yap