28 yaşında olmak

• sözlükte 30'una merdiven dayamış çok insan olmasına rağmen hakkında tecrübelerini paylaşmadıkları bir yaştır kendisi.
  
  ben de geleceği konusunda kaygı duyan her ciddi insan gibi internette bir araştırma yaptım. bakın 28 yaşında neler olabiliyor:
  
  - güney kore'de 28 yaşında bir kişi, oyun oynarken bilgisayarının başında öldü...
  
  - bill clinton 28 yaşında arkansas valiliği için adaylığını koydu.
  
  - 28 yaşında mehmet fatih yanık isminde bir türk, ışığı bir mikrochipte tutmayı başardı.
  
  - üzeyir hacıbeyov 28 yaşında petersburg konsevatuvarına dahil oldu..
  
  - narain karthikeyan 28 yaşında formula 1'de ilk kez şans buldu.
  
  - türkiye'nin 6 resmi seri katilinden ikisi 28 yaşında tespit edildi. katiller o ana kadar 5'er kişiyi öldürmüşlerdi.
  
  - aydın polatçı isminde bir aski güreşçisi 28 yaşında avrupa şampiyonluğunu elde etti.
  
  - sunil erevelles 28 yaşında profesör oldu.
  
  - sultan dördüncü mustafa 28 yaşında padişah oldu.
  
  - sultan birinci ahmet 28 yaşında öldü.
  
  - 28 yaşında bir genç sevdiği kızı kaçırdı ve kızın amcasından bacağına beş kurşun yedi.
  
  - ingiliz yazarı lawrence norfolk, lempriere'nin sözlüğü ismindeki ilk romanını 28 yaşında tamamladı.
  
  vs vs..
• (bkz: 28 yasindan gun almak)
• satürnün doğumdaki konumuna ulaşması yani o beklenen büyük satürn transiti.zor ama önemli bir dönemdir.başarıyla altından kalkanı 29 yaşında olgunluk bekler.
• güzel bir yaşta olmaktır.
• 1980 yilinda dogan bir varligin tam icinde bulundugu olgudur.
  yakinda filmi cikarsa hic sasirmamalidir.
  (bkz: 28 days later)
  (bkz: 28 weeks later)
  (bkz: 28 years later)
• iki sene sonra muhtemelen yasanacak olan tarifi zor,tuhaf duygularin farkinda olmamaktir.
• saçlardaki beyazların iyice belirginleştiği ve artmaya başladığı, alınan kiloların eskisi gibi kolay verilemediği ve yer ettiği, bunun yanında, omuzlarda daha fazla yük ve sorumluluk hissedildiği halde hayata daha bir anlayışla bakılabildiği ve olgunlaşmaya başlandığı bir tuhaf yaşı yaşıyor olmaktır..
• (bkz: evde kalmak)
• (bkz: egon schiele)
  (bkz: heath ledger)
• 27 yaş sendromunu atlatıp pupa yelken 30 yaş sendromuna koşmaktır 28 yaşında olmak.
  
  alınan kilolar kolayça verilemediğin tüketilen gıdaya dikkat edilir. daha çok maziyle bugün kıyas edilir. sanki abdülhamit devrinden kalma moruklar gibi bizim zamanımızda televizyon tek kanallıydı, tonton vardı gibi kelamlar edilir.
  
  şirinlerin trt dublajı tonlamalarıyla net hatırlanır. bay meraklı bay meraklıdır yine, la linea değildir. belki belki abari gandidir.
  
  ne denilebilir ki bu yaş hakkında? arkanda bıraktığın yolun önündeki yoldan daha uzun olduğunun bilinçinden başka?
  
  hayatta yaplacak ilkler azalmıştır yerine ise ayrıntıda farklı ama temelde tekrar eden olaylar hayatı kaplamıştır.
  
  biz buna alışkanlık diyoruz. alışkanlıkları bırakamanın antlaşıldığı yaştır belki yirmi sekiz.
  
  kalabalıklardansa tercihli olarak yekliğin daha fazla tercih edildiği bir yaştır.
  
  gece hayatının çılgınlıklarındansa evde ense yapmanın daha çok tercih edildiği bir yaştır.
  
  çevrendeki insanların abi abla demelerinin çoğalmasının farkına varmaktır.
  
  giderek bir tarihi esere dönmektir. analogluk ile dijital çağ arasında şıkışmaktır belki.
  
  plastik ve spastik hijyen manyağı denizinde sebzeler yüzen yeşili traşlı keltoş bir dünyadansa adam akıllı bir dünyadır analog dünya.
  
  iki kuşak önceki yakınlarını toprağa vermektir hiç kalmamasına ve de bir çok insanı daha yaşarken toprağa vermektir.
  
  hödük insanlara aldırmamak ve umursamamaktır onlarla çatışmaya girmemektir, koy götüne rahvan gitsin vur sırtına rast gitsinciliği hayatın merkezine oturtmaktır.
  
  mutlu olmayacağını anladığın mutluluğun sadece bir aldatıcı düş olduğunun ve hayatta esas olanın huzur olduğunu idrak etmektir.
  
  ama hayat ne gelecek ne de geçmiştir. hayat şimdidir çanlarını çalmaktır 28 yaşında olmak ve bunun tadını hoyratça çıkarmaktır.
  
  işte aşağı yukarı böyle birşeydir.