• ismet sıral yaratıcı müzik atölyesi programı kapsamında 21:30'da başlayacak konser. mekan, sepetçiler kasrı.

    bir gün evvelinde;

    (bkz: 7 ağustos 2010 john zorn istanbul konseri)
  • tadi damakta kalan, beklentileri fazlasiyla karsilayip insani kendine hayran birakan konser.
  • marc ribot ve john zorn'u dünya gözüyle görmemize olanak sağlamış konser. en başta 5 huysuz ihtiyar olduklarını düşünmüştüm; soundcheck esnasında dalınca millet bi gerildiler çünkü. zorn, sürekli 'kahretsin' dedi. sonra kulisin kenarına gidip konuşmalara kulak misafiri olayım dedim, nabzı ölçeyim, varsa bi gerginlik derman olayım felan. adamlar şeker gibi yahu. baptista yok mu hele. resmen oyuncaklarını toplamış sahneye. hayatımda en çok haz aldığım konserlerden birisiydi nitekim. bu tzadik tayfasına tapıyorum vesselam.
  • john zorn yerine bütün dikkatimi vurmalı çalgılar üstadı cyro baptista'ya çevirdiğim konser, adam gerçek bir çılgın, ikide birde ayağa kalkması, çalınan müziğe etkili katkılarıyla adeta zorn ile yarıştı.

    ben john zorn ve ekibini sevdim fakat bir kez daha saksafon denen çalgıyı sevmediğime karar verdim.
  • marc ribot'yu ağzımız açık izlediğimiz konser olmuştur.
  • cyro baptista'nın devamlı orasından burasından bir takım çalgılar çıkarttığı konser olarak dimağıma kazınmıştır.
  • john zorn her zamanki gibi tzitzit ve kargo pantolonla sahneye cikti. ilerlemis yaslarina ragmen muzikal enerjileri ust duzeydeydi, seyirci de bekledigimden iyiydi acikcasi. bu kadrodan vasat bir performans beklenemezdi zaten, hepsi ayri ayri muhtesemdi.
  • john zorn'un baldirinin performansi da konser boyunca gayet yerindeydi. bir de cyro baptista'nin bizim havuzdan caldigi sungerle yaptigi sov takdire sayandi. ama geri vermesini istedim konserden sonra. komsunun cocugu evde hala agliyor.
  • soundcheck esnasında birden zorn'un seyirci ve görevlilere küfürler yağdırarak kulise çekildiği (sanıyorum birisi fotoğrafını çekmeye çalışıyordu), grup elemanlarının da peşinden gittiği ve bizim olup olmayacağı konusunda bir an kuşkulandığımız konser. neyse ki konser baya bir geç başladıktan sonra herşey unutuldu. sonra yerçekimi hafiften bi azaldı sanki mekanda, azcık havalandık. davulcu kenny wollesen'in john zorn dan hiç gözlerini ayırmadan çalması bir ayrı dikkatimizi çekti arada, ama seyirci de ayıramıyordu zaten. konser sonrası sahneden inerken önlerine çıkan tüm öğrencilerini (bkz: iscms) 'good luck with your music, keep going vs.' diyerek gaza getirdiler, zorn bile kibardı.
hesabın var mı? giriş yap