aşki
-
aşkî. bir çok divan şairinin kullandığı bir mahlas. üstad iskender pala, doktora tezini bunlardan biri ve divanı üzerine yazmış.
ramazan ayı boyunca sık sık dinlediğimiz allah u allah ilahisi de yine aşkî rumuzunu kullanan merhum muzaffer ozak'a aitmiş. -
aşkî ' den;
feleğin aynası bazen saadet yüzünü gösterir
bazende dönerek uğursuzluk pasıyla felaket gösterir
aşığa bir nefeste bin türlü hal gösterir
ey gönül acele etme, sabret ; acele etmek kınama getirir
görelim, feleğin aynası ne suret gösterir -
şâh ı dehr oldun sipihr üstünde eyvân oldu tut
sen göçüp gittin bu menzilden o virân oldu tut
âkıbet her verdiğin alır bilirsin dehr-i dûn
bu harâb-âbâd pür-genc-i firâvân oldu
hâk i tîre olısar âhir birâder meskenin
mâh ı enver bezmine şem' i şebistân oldu tut
câygâhın âkıbet bir iki tahte pâredir
hây gâfil menzilin taht-ı süleymân oldu tut
çün perişânlıkdır ey dil sonu her cem'iyyetin
bezminde ahbâb cem' olup perişân oldu tut
şerbetin âhir sunar her şahsa kanûn ı ecel
derdine lokmân'dan ey dil haste dermân oldu tut
dehr i dûnun devleti âhir hayâl ı hâb olur
aşkiyâ var gönlünü düşünde sultân oldu tut
aşkî -
(bkz: muzaffer ozak)
-
son zamanlarda eşimin bana hitap şekli. yeni bir kelime bulmanın verdiği keyifle sık sık tekrarlıyor. şikayetçi miyim, tabii ki hayır. canım benim.
-
aşkiyat, aşki konuları inceleyen bilim, kültür ve felsefe dalıdır**.
allah'ın garibi notlarım hakkında sen busun işte demesi sevinçle öttürdü beni ki:
erkekliğin yoka yakın zavallılığını biliyorum, yine de erkeğe gelişim, öğrenimsellik atfediyorum, belki kendime. ve potansiyel olarak, değer olarak yine de kadına memeye süte yöneliyorum, kadın gücüne, büyüsüne, tehlikesine iman ediyorum. hayatı yarını bilmeden sevip güvendiğim gibi, kadını bilmeksizin, ve sözde güvenilmezliğine karşın yaslanmaya hedeflemeye seçiyorum. acıtmak için ve acıtması için de seçiyorum. ve tabii uçurması için, hazla kamaştırması için. azla yetinen kadını kadın saymıyorum, ben de kadın olsam azla yetinmezdim. hiçle yetinirdim. kadın olsam öğrenmezdim, bildiğimden şaşmazdım, ustaca ve yumuşakça yapabilirdim bunu. gözüm hep derinlerde ve karanlıklarda olurdu. kadın lucifer'in, ışığın suç ortağı, oysa yönelişi karanlık, kökü karanlık, hintli kali gibi. büyücü şamaniçe gibi. öfkesi eksik olmayan bir sevgi varoluşu bu. düzenbazlık, çözümsellik, sinsilik şeytaninin aslında boş böğürleri, mat soluk yanları. tanrısal/aşksaldaki büyük atlamalar, tutku, yok olma azmi, hırs ve iddia daha daha çekici çekimli. her kadında en az bir şeyi sevmek, sevmeyince acımasız olmak, sevince sert olmak, yaratılan her suçu sevmek, bilinir bilinmezine göğüs gererek sevmek olasılıkla kendinden emin, ötekinden emin bir allahın garibilikten. (bkz: ben kendim/@ibisile)
"kıskançlık çoğu kez, endişeli bir zorbalık ihtiyacının aşki konulara yönelmesinden ibarettir." marcel proust - la prisonniere
"istanbul'un en süslü sineması alemdar. her gün gündüz hanımlara, gece beylere. büyük italyan dramlarından nikrana (6 bölüm) aşkî polislik dram." kemal tahir - esir şehrin insanları
(ilk giri tarihi: 28.2.2017)
(bkz: aşkla), aşksal, aşkiyat -
az önce tarama sözlüğü'nde rastladığım bir beyti bana (bkz: içki içen insanların ahirette vereceği hesap) başlığını hatırlatan şair. kendisinin rind olduğundan şüpheleniyorum.
"mey içmek zâhidâ yanında kan ile beraberdir
ve liykin rind-i meyhuru kınamak kandan artuktur"
kan: suç, cinayet
mey: içki, şarap
meyhur: içki içen
zâhidâ: ey zahid!
zahid: sofu
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap