• nafaka denen haraç tıpkı zorunlu askerlik gibi zâten aşırı derecede geri kalmışlık ve eski kafalılık içeren, kadın açısından aşağılayıcı, modern toplumda olmaması gereken ve kötüye kullanılmaya son derece de elverişli (ve zâten kötüye de kullanılan!) bir şeyken üzerine bir de asıl mağdurun erkek olduğu böyle bir örnekte kesinlikle yerinin olmaması gereken bir olgu. oha artık. evlilik birliğinin hakkını veremeyip nafaka vermesi gereken, o kaltağın ta kendisi bir kere.

    kadının iş gücüne kazandırılması, bunun teşviki ve iş ortamında kadın-erkek eşitliğinin sağlanması kadar buna da kesinlikle eğilinmesi ve bir düzenleme getirilmesi gerekmektedir. kadını çiçek gören ve yüksek olasılıkla da bayan diye niteleyen kimi tiplerin pozitif ayrımcılık rüyâlarına sıçayım, kadın düşmanlığınıza ayrı erkek düşmanlığınıza ayrı tüküreyim. devlet yapısının ve yasaların kesinlikle elden geçmesi, günümüz koşullarına güncellenmesi gerekiyor.

    bununla birlikte, her kadın mağduriyetine karşılık ismi zikredilmeyen, altı çizilmeyen, çoğu zaman fark bile edilmeyen onlarca da erkek mağduriyeti vardır ve ya görmezden görülmekte/gerçekten görülmemekte ya da mizah öğesi yapılıp çok komikmiş gibi gülünüp geçilmektedir. erkek düşmanlığı ve ayrımcılığı o yüzden kadın düşmanlığı ve ayrımcılığından çok daha sinsi bir şeydir.

    bunların dile getirilmesini ve senelerdir sümen altı edilmiş bu durumlara ses çıkarılmasını sağlıklı buluyorum. yalnızca yasa değişikliğine degil, ciddi bir de toplum mühendisliğine ihtiyacımız var. akp başımızda, akp'ye oy verenler de aramızda olduğu sürece zor tabii de torunlarımız görür o günleri belki.

    hadi bakalım tek taşını kendi alan bağımsız, özgür kadınlar, önce sizin sesinizi duyalım.
  • nafakayı çekmeye sevgilisiyle el ele tutuşarak gidiyorsa tam bir türkiye özeti olur...
  • baba, çocukların velayetinin annede kalmasını istediyse, veya istememesine rağmen mahkeme çocukların yararı için velayetin annelerinde kalmasını uygun gördüyse, erkeğin çocuklar için nafaka ödemesinde bir tuhaflık yok. yok eğer, kadın lehine nafaka veya tazminata hükmedildiyse o karar zaten yanlıştır, bağdat’tan döner.

    öte yandan, kadının kocasını aldatmış olması, onu kötü bir eş yapar ancak kötü bir anne olduğu anlamına gelmez. velayet verilirken de buna bakılır, baba da annede kalan çocuklarının bakımı için nafaka ödemek zorundadır. medeni kanun kabul edildiğinden beri, bu ülkede kanun da uygulama da budur. aldatan kadına velayet verilmemesi yönündeki kararlar, yeni türkiye döneminde ortaya çıkmış, yeni hakimlerin eşsiz benzersiz uygulamalarındandır.

    edit: tanım vermemişiz; çocuklar için ödenen iştirak nafakası ile kadın için ödenen yoksulluk nafakasını birbirinden ayıramayan spekülatif başlık. başlık sahibi de kaçmış bu arada. proje misiniz nesiniz hayırdır?
  • ığrenç

    adaletsizliğin
    hukuksuzluğun daniskası.
  • aldatma vahim bir kusur ve haksız boşanma sebebidir. dolasıyla aldatan kadının (veya kocanın) nafaka alması düşünülemez. ancak çocuk(lar) varsa ve bakımı annede kaldıysa, ki kalabilir, o zaman kocanın/babanın çocuk bakımına destek vermesine (bkz: iştirak nafakası) hükmedilebilir. bu durumu aldatan kadına nafaka bağlanması olarak tanımlamamak gerekir. kadın kocasını x veya y sebebiyle/şeklinde aldatmış olabilir ancak çocuklara annenin bakması bu çocukların afiyeti için hala en doğru karar olabilir. ancak öyle bir z sebebiyle ve şekliyle aldatmıştır ki (uyuşturucu, uygunsuz hayat tarzı tehlikeli tiplerle düşüp kalkma çocukları maruz bırakma) çocuklar da alınır nafakasız boşanır hatta üstüne tazminat da öder kadın, orası ayrı...
  • (bkz: #113250108)

    bugün debe'ye giren entry bu.

    nafaka kadın için değil çocuklar için verilmiş ama biz severiz öyleymiş gibi göstermeyi.

    mağdur olmuş ve eşek yerine konuluyormuş, elinden bir kaza çıkarsaymış. bak sen ya? nasıl bir kazaymış o? bir de okuyanlar adama sövecekmiş! elbette adama sövecek yahu. kaza çıkması dediği şey şiddet, belki de cinayet çünkü. bunların bahanesi olmaz.

    özellikle son cümle tam bir rezalet:

    "bana kanunda kadın cinayetlerini arttıracak bir düzenleme getir deselerdi bundan daha iyisini yapabileceğimi sanmıyorum."

    adam çocuklar için ödenen nafakayı cinayete sebep olarak görüyor açık açık ve bunda bir yanlış olduğunu da düşünmüyor. cinayet sebebi olabilir mi bu ya? nasıl rahat söylüyorsunuz böyle şeyleri, nasıl utanmadan gösteriyorsunuz içinizdeki potansiyel katilleri böyle?

    edit: "ama çocukların velayeti" diye mesajlar geliyor. ben o konuyla ilgili bir şey yazmadım. çünkü detaylarını bilmiyorum. mahkeme yanlış bir karar verip velayeti anneye vermiş olabilir ya da adamda çocukların velayetini alamayacak bir durum görmüş olabilir. dediğim gibi bilemiyorum. o nedenle o konuyla ilgili yorum yapmadım. benim anlatmak istediğim şey belli. nafaka başlıkta ifade edilenin aksine çocuklar için verilmiş ki başka bir yerde kullanılırsa bu ispatlanıp tekrar mahkemeye gidilebilir. bir diğer husus bir insan çocukları için nafaka ödüyorum diye ya da aldatıldım diye kimseye şiddet uygulayamaz, cinayet işleyemez. bunu anlamak bu kadar zor olmamalı.

    birisi de müstakbel eşime dikkatli olmasını öğütlemiş. nişanlıma ilettim, sağ olsun, var olsun dedi. sanırım benden ayrılacak :/
  • sabah sabah yine debe sayesinde güne sinirle başladım.

    başlıkta kastedilen eski eşe ödenen yoksulluk nafakası iken (en azından olması gerekirken), burada çocukların giderleri için ödenen iştirak nafakası üstünden cinayet övülüyor.

    iştirak nafakası kimin kabahatli olduğuna göre değil, çocukların velayetinin kimde olduğuna bakılarak veriliyor. çocukların bakım maliyetinin kimin kimi aldattığıyla ilgisi yok ve olmamalı da zaten, bunu bile bilmeyen insanlar şu konuda konuşuyor, diğer yazarlar da bunu beğeniyor.

    uzun süren dava ve çocukların velayetinin anneye verilmesi durumu var bir de. genel olarak hukukun inanılmaz yavaş işleyişi, toplumun seksist kültürünün hukuka da yansımasının toplum olarak ödediğimiz bedelleri var. ebeveyn olmanın ve çocukların sorumluluğunun annede olmasının “normal, olması gereken” kabul edilmesi de bunlardan biri. şimdi bu konuda çok konuşabilirim ama bakıyorum velayet verilmediğine üzülmemiz gereken kişi yakınları tarafından anlık sinirle cinayet işlemesi muhtemel görülen bir insan. karşı taraf ise eşini aldattığı iddiası dışında anneliğine dair hiçbir yorum bulunmayan ve cinayet riskinden bahsedilmeyen bir kadın. kimin yanında çocuklar daha güvende?

    “elinden bir kaza çıksa koca dehşeti diye haberlere çıkacak ve okuyanlar adama sövecek.”

    şunu yazan, beğenen, favorileyen bütün potansiyel katillerden uzak durun. adamın kaza tanımına bak, cinayet.
  • cocuklu aileler boşandıklarında tarafların nafaka vermesi tabii ki gerekli. çocukların geçim ve masrafları için anne baba her zaman beraber olmalılar..

    başlık yanlış açılmış asıl odaklanılması gereken şey kadının aldatması da değil, cocuklarını babalarından mahrum etmesi. o nasıl annelik?

    tabii durumun iç yüzü varsa, bilemem yazar kendi tarafından yazmış olabilir. bazen evliliklerde tek mağdur cocuklar olabiliyor.
  • feminazilerin duyar kasmalarına hayranım. birisi demiş ki "bir kadının eşini aldatıyor olması onu kötü anne yapmaz kötü eş yapar". ailesini dağıtan kadın nasıl iyi bir anne olabilir? utanmasanız kadının aldatmasının suçunu erkeğe bağlayacaksınız.
    bir diğeri ise "kanıtlanmış suçu" aldattığı iddia edilen kadın olarak ifade etmiş. delillerin var olması, mahkemenin, kadının kocasını aldattığına karar vermesi falan hiç önemli değil. eğer aldatan erkekse suç erkektedir ama aldatan kadınsa suç yine erkektedir değil mi! siz hiç kadınların kötü şeyler yaptıklarını gördünüz mü? elbette hayır.
    utanmazlıkta farklı boyutlara ulaşmışsınız artık.
  • insan ilk ve son evliliği olması düşüncesiyle birisiyle evlenir. aşırı kritik bir tercih. onda da koca ülkeden böyle birini seçmişseniz, e biraz müstehak size.
hesabın var mı? giriş yap