*

  • konusunu gerçek bir hikayeden almış film.

    amerikada bir insanın, bir ruh tarafından öldürülmesinin -her nasılsa- belgelenmiş tek örneği olan, en yaygın poltergeist efsanesi bell witch filmin ana teması imiş.

    bell witch hikayesinde olaylar 1800 lerin başında tennessee de geçiyor, bell ailesi bir çiftlikte yaşamlarını sürdürürken bir takım esrarengiz olaylarla karşılaşıyorlar, evin içinde göremedikleri bir şey onları rahatsız ederek varlığını hissettiriyor. özellikle baba john ve kızı betsy bu varlığın fiziksel şiddetine maruz kalıyorlar. aile önceleri bunu gizli tutsa da çevrelerindeki başka kişilerin de bu olaylara tanıklık etmesiyle, evlerinin hayaletli olduğu söylentisi bir anda yayılıyor. kimileri bu hayaletin, baba john un bir arazi davası sonucunda haksızlık ettiği büyücü bir kadının ruhu olduğunu söylese de doğal olarak bu kanıtlanamıyor ve bell witch amerikalıların hafızasında gizemli bir efsane olarak yerini koruyor*

    filme gelirsek, gercek hayatta çözüme kavuşmayan bu varlığın ne olduğunu ve neden şiddetini belirli kişilere yönelttiğini, yönetmen courtney solomon - ki kendisi cidden çok fantastik bir film olan dungeons and dragons un da yönetmeni - çok americanvari bir şekilde yanıtlamiş, eski ve gizemli bir hikayeye, tam bir milenyum reality show açıklaması getirmiş.

    spoiler vermeden söylenecek pek bir şey yok yani, diğer her şey korku filmi klişesi, çarpan kapılar, esrarengiz sesler, uçuşan incil yaprakları, acı çeken beyaz gecelikli ergen kız.
  • hakkında en ufak bir bilgim olmadan izlemeye koyulduğum filmdir kendisi efendim. buna göre izlenimlerimizi aktaralım; ilk başta dikkati çeken klasik 1800 lerin amerikası, karanlık-mistik bir köy, donald sutherland tripleri* ile heyecanlı bir görünüm arz etse de, daha sonra o kadar sıradanlaşıyor ve o kadar cins bir son yapılmış ki hakikaten aceleye mi gelmiş ellerinde malzeme mi tükenmiş bilemiyorum ama bu film olmamış. hele ki tüm filmi exorcist benzeri sahneler ile geçiriyoruz ki bu da seyirciyi korkutmaktan ziyade artık sıkıntı vermeye başlıyor. görünürde yegane dikkat çeken rachel hurd wood, bu kız geleceğe göz kırpıyor... yoksa film beş para etmez.
  • korku komedi diyebilecegim bir filmdir.. yonetmen bazi seylerin uzerine fazla gittiginden bazi sahnelerle guldurmus, sonrasinda -ve oncesinde de- ses efektlerine ve gorsel efektlere abanmistir.. oyle bir filmdir.. bunun yani sira filmde bolca mantik hatasi mevcuttur..
  • yer yer emily rose'u hatırlatan filmdir. filmi izlerken başka bir konu, sonundaki iki cümle ile de başka bir konuyu yakalıyorsunuz. asıl mesele bu ise niye bu kadar abarttınız bazı yerlerde dedirtmiştir.

    (bkz: amerikan büyüsü)
  • başroldeki huri olmasa asla seyredilmeyecek beş para etmez film. onaltı yaşındaymış daha ya, utanmam lazım kendimden ama o ne güzelliktir yarabbim. (bkz: rachel hurd wood)
  • vasat ama kesinlikle kötü olmayan bir korku-gerilim.
    ---------
    hafif spoiler: yüreğimdeki canavar'ın fantastik versiyonu.
  • sissy spacek ve donald sutherland gibi iki usta aktör niye böyle berbat bir filmde biraraya gelmiş anlamak mümkün değil. filmin daha adındaki american ekinden insan irite oluyor zaten. yönetmen demeye dilimin varmadığı zat bütün film sağdan soldan ışıklar yanması, pencere çarpması beyaz giyimli kadın siluetleri, hayalet kız çocuk v.s. gibi başarı formüllerini ve tür klişelerini ardı ardına kullanarak ( bazen ikisi yada üçü bir arada tek sahnede) nasıl kötü korku filmi çekilir bize gösteriyor.
  • ne kadar geyik bir filmdi bu. (bkz: amerikaya kadar gidip sinemaya gitmek)
  • 2005 yılı mahsulu courtney solomon tarafından yönetilmiş olan abd yapımı film.

    başrollerde donald sutherland (john bell), sissy spacek (lucy bell), james d'arcy (richard powell) ve rachel hurd wood (betsy bell) var.

    sıradan bir hollywood tırışkası daha. hayalet öykülerinin resmedildiği filmlerdeki klişelerin herbiri birbiri ardına arz-ı endam ediyorlar. film öyküsünün temellerini 1894 yılında m. v. ingram tarafından yazılan "an authenticated history of the famous bell witch" isimli kitaba dayandırıyor. kısaca herhangi bir enterasanlık barındırmayan vasat bir hayalet hikayesi diyebiliriz.

    possession knows no bounds.
  • çok güzel bir korku filmi demek çok zor... ama velakin başarısız demek daha bir zor sanki. öyle çok düşündürmeden sıkılmadan moda girmek isteyenler için tavsiye edilebilecek bir film. ses efektleri ve film müzikleri de ayrıca filmi izlenilesi kılan faktörler arasında.
hesabın var mı? giriş yap