• jung öğretisinde bilinçaltının antropomorfik arketipleridir. erkek bilinçaltındaki feminen içsel kişilik anima olarak; kadındaki maskulen içsel kişilik de animus olarak tanımlanmıştır. kişi, kendi cinsiyetine özgü vasıflarını korumak için gündelik hayatta bu içsel kimliğini gizler fakat derinlerde yaşayan karşıt cinse özgü kimlik rüyalarda hortlar. jung'a göre; kişinin sosyal kimliği ve iç kimliğini dengede tutması yani özündeki anima veya animusu öldürmeyip yahut yüzeye vuracak kadar beslemeyip dizginleyebilmesi de mühimdir. örneğin içindeki animasıyla bağlantısı kopmuş kaba/maganda erkekler veya tersi örneklemle animusundan uzaklaşmış pembe bulutlarda yaşayan aşırı duygusal kadınlar vb. gibi... ruh eşi denen şeyin içimizde gizli olduğunu, tamlayıcının bilinçaltımızda saklı olduğunu bile çıkarabiliriz tüm bu öğretiden.*
  • cinsiyet arketipi. kadın ve erkekte doğdukları andan ölümlerine dek karşı cinse ait bir şeylerin bedensel ve ruhsal olarak bulunmasıdır. jung`un arketiplerinde yerini bulan bir olgudur. kadında erkeğe ait bulunan animus, erkekte kadına ait bulunan ise animadır.
  • carl jung'a göre eş seçimi ve ilişkileri yürütmede belirleyici olan arketip anima ve animus'tur.
  • carl gustav jung anima’yı tablolar, filmler; erkeklerin nesne ile ilişkisini ise kadın ruhu üzerinden tanımlar.

    şiddetli bir anima reddi yahut büyütülmesi cinsel bir girdap tarafından yutulmanın eşiğinde bir erkek için ölüm kalım meselesi hâline gelebilir. erkek neredeyse parodik bir maçoluğu benimseyerek kendisini kanıtlamaya can atan kızgın, kaba bir anlayışın pozunu kesebilir. kadın da animusun üzerine basarak kendilerini yükselten derebey namzetine erişen bir paranoyak hezeyan hâline gelebilir. kimlik, şiddetli bir duygu ile sarsılır. tam tersinde ise fazla kırılgan oğlan ve kadınlar bunun örneğidir. evcilleştirilmemiş anima ve animus yani dengede tutulmayan bu iki arketip yabani birer suçludur; uyurken sıkışmış bir testosteron volkanının veya kadınsı dalaverelerin mağdurudur. zihni bir kimlik karışıklığı atlıkarıncasında sendeleyerek dönmektedir. bulduğu düşünülen kimlik, yönsüzlüktür. erkek, dişi miyasmanın muzır işleriyle kararmış ve zehirlenmiştir. kadın ise gitgide piçleşmiş, kendinden emin çalımlı bir erkek olarak fallokratik bir imha silahı olup çıkmıştır.
  • hani daha yeni tanıdığın birine 'seni sanki uzun zamandır tanıyorum.' diyorsun ya jung'a göre bunun nedeni;
    karşı cinsi kadınsan içindeki erkeğe(animus) , erkeksen içindeki kadına(anima) benzetmen, aşk olayı da bu.
  • anima ve animus carl gustav jung'un analitik psikoloji ekolünde kolektif bilinçdışı teorisinin bir parçasıdır. jung animusu bir kadının bilinçdışı maskülen tarafı, animayı da bir erkeğin bilinçdışı feminen tarafı olarak tanımlamıştır.
  • anima, gölge yanlarını saklar, yaşamayı reddeder. animus bunu yaşamayı tercih eder.

    hayatına giren kadınlarla sorun yaşayan, duygularını saklayan eril aslında içindeki animus ile kavga ediyordur. annesinden getirdiği travmaları vardır. erilin, annesinin karakterine benzer kadınları seçmesindeki sebep budur.

    animus'u birçok kişi oluşturur. bu baba veya baba karakterlerdir. kadının kendi animusunu tanıması ve kabul etmesi uzun sürer, acı doludur.

    dişinin erken olgunlaşmasındaki sebep budur. o yolculuğunu kabul eder, acısını çeker. en sonunda da kendini bulur. eril bunu uzun zaman yapmayı reddeder.
  • dışarıdaki kadını derinlemesine tanıyarak, onu severek – ona bağlanarak, varlığında eriyerek – zamanla kendi içindeki kadınla tanışacaksın; kendi içindeki erkekle tanışacaksın. dışarıdaki kadın içeridekine giden bir yoldur; ve dışarıdaki erkek de içeridekine giden bir yol.

    esas orgazmı içindeki erkekle kadın birleştiğinde yaşarsın. tanrıça şiva'nın yarı kadın, yarı erkek heykellerini görmüşsündür – her erkek yarı erkek, yarı kadındır; her kadın yarı kadın, yarı erkektir. böyle olmalı, çünkü varlığının yarısı annenden, yarısı da babandan geliyor – sen her ikisisin. içsel bir orgazm, bir buluşma, bir birleşme gerekiyor. ama bu içsel birleşmeye erişebilmek için dışarıda senin içindeki kadına cevap veren kadını bulmalısın. o senin öz varlığını titretecek ve içinde uyumakta olan kadın uyanacak. dışarıdaki kadın sayesinde içerideki kadın ile tanışacaksın ve aynı şey erkek için de geçerli.

    eğer ilişkin uzun sürerse daha iyi olur, çünkü o içindeki kadının uyanmak için zamana ihtiyacı var. batı'da yaşanan kısa ve hızlı ilişkilerde içindeki kadın veya erkeğin uyanmaya vakti olmuyor. en ufak bir titreşim hissedene kadar karşındaki gitmiş oluyor...bu sefer yenisi, yeni bir titreşim geliyor. ve tabii ki, partnerini değiştirmeye devam edersen nevrotik hale gelirsin çünkü varlığın çok fazla yeni ses ve titreşimi algılamak zorunda kalacak ve içindeki kadına ulaşman gittikçe zorlaşacak. ve değişime bağımlı hale gelme ihtimalin var. sadece değişimden zevk alır durumda olacaksın. o zaman işin bitecek.

    dışarıdaki kadın içindekinin yolunu açıyor ve dışarıdaki adam da içindeki adamın. en üst düzey yoga, en yüce mistik birleşme senin içinde yaşanıyor. bu olduğunda o zaman tüm kadın ve erkeklerden kurtuluyorsun. kadınlığı ve erkekliği aşmış oluyorsun. ve artık her ikisi de değilsin. işte aşmak, yani brahmacharya dediğimiz de budur. o zaman yeniden saf ve bakir oluyorsun; gerçek doğana tekrar kavuşuyorsun.
  • ibne gibin pust gibin bisi
  • erkeğin içindeki kadın, kadının içindeki erkek.
    bilinçdışı arketiplerden anima ve animusun kabaca tarifi erkeğin bilinçdışındaki dişi öğe ve kadının bilinçdışındaki erkek öğedir.
    erkekteki dişi ruha anima denir. erkeğin bilinçdışında yer alan kolektif bir imajdır anima. anima, erkek çocuğun ilk yakınlık kurduğu kadın olan anne ile birlikte daha sonra yaşamına giren tüm kadınlar ve yüzyıllardır aktarılan kolektif bilinçdışındaki kadın imajının toplamıdır.erkekler bilinçsiz olarak hayatlarına giren kadınlara bu imajı yansıtırlar. "her anne ve her sevgili, erkeğin içindeki derin gerçekliği oluşturan ve her zaman var olan, bu zamansız imajın taşıyıcısı olmak zorunda kalırlar." erkek animasına göre aşk ilişkilerini ve evliliğini yönlendirir. bazen bazı çiftlere bakıp bir erkeğin yaşamına dahil ettiği kadında ne bulduğunu anlamadığınız tuhaf eşleşmelerin sırrı animanın etkisindendir. erkek
    animasını sadece annesiyle olan ilişkisi ve diğer kadınlar üzerinden yansıtarak göstermez. erkek ayrıca animayı nesnelere de yansıtır. anima etkisi kendini duygu ve davranışlarındaki
    kadınsı yönlerle de gösterir. bazen her şeyi değersizleştiren ve yıkıcı bir şekilde eleştiren, alıngan, aşırı duygusal biri haline getirebilir erkeği. fanteziler, duygu patlamaları, aşırı sezgisel olma yine animanın erkek ruhuna
    etkileridir. bir erkek kendisini animasına fazla kaptırdığında duygularını denetleyemez. bu zorlayıcı etkilerden farklı olarak animanın erkekteki olumlu etkisi erkeğin zihnini iç değerlerle uyumlu hale getirmesidir.
    kadındaki erkeksi taraf animustur. anima gibi 3 boyutludur. baba, kadının hayatına giren erkekler ve ilk erkekten bugüne tüm erkeklerin toplam kolektif imajı. anima gibi aydınlık ve karanlık tarafları vardır. dış görünüm olarak oldukça kadınsı özellikler taşıyan bir kadın daha çok güçlü bir animusa sahip olabilir. kendini dikte eden, dik başlı, soğuk ve ulaşılamaz eril taraflar animusu gösterir. erkeğin animasını annenin şekillendirmesine benzer şekilde bir kadının animusunu da baba şekillendirir. "anima ruh durumlarıni, animus düşünceleri üretir.
    yani bir kadının düşünmesi ile erkeğin sezgisi ve duyguları bilinçdışındaki bu arketiplerin etkisi altındadır." anima ve animusun bizi yönlendiren gizli eğilimlerinin tümüyle farkında olmak zordur. ancak onları anlamak bize çok şey katar. **
hesabın var mı? giriş yap