bikes
-
"bîkes"
(bkz: kimsesiz) -
-
(bkz: yikes)
-
-
1897'de hanımlara mahsus gazete'de tefrika edilmiş, müstakil olarak basılmamış, toplam beş bölümden oluşan bir emine semiye romanıdır. emine semiye, fatma aliye hanım'ın levayih-i hayat'ının izinden giderek romanın ilk bölümünü mektup tekniğiyle kaleme alır.
romanda birbiriyle sıkı dost iki baba, daha bebek olan çocuklarının ileride birbirleriyle evlenmelerini öngörürler. geniş bir kişi kadrosu arasında, birbirini tamamlayan ve yer yer polisiye ögeler barındıran olaylar zinciri sonunda hikâye başka bir noktaya taşınır. romanın düğüm noktasında, diğer bütün emine semiye hatta fatma aliye romanlarında olduğu gibi "kadın" vardır. romana adını veren bîkes ise, bu iki babadan birinin asilzadelikten cariyeliğe düşen, başına türlü türlü işler gelen kızı memune'dir. zanlar üzerinden yürüyen, tesadüflere bolca yer verilen roman neyse ki mutlu sonla biter.
bilgi için: gölgedeki kalem emine semiye, s. 115-129. -
kimsesiz, yalnız, herkesi olmayan.
fuzûli bir (gazelinin) beyitinde muhteşem biçimde söze dökmüştür:
"yetti (yetdi) bîkesliğim ol gaayete kim çevremde
kimse yoh çevrile girdab-ı beladan gayrı"
"yalnızlığım o raddeye vardı ki etrafımda dönen bela girdabından başka kimseciğim yok."
"kışın ilk günlerinde insanların yüreğine çöken bikeslik ve ölüm hissi mahpushanede kat kat ziyadeleşirdi." kemal tahir - karılar koğuşu
(bkz: herbikes)
(bkz: kimesne) -
kimsesi olmayan, kimsesiz.
-
"kimsesiz, kimsesiz bir biçimde" anlamına gelen farsça kökenli sözcük.
"göğsümde tıkanır sesim,
yok yaşamağa hevesim;
ben bir dermansız bikesim,
yetmez mi gönül, yetmez mi?"
(bkz: sabahattin ali) -
bîkes: kimsesiz, hamisiz, yalnız. ''memleket öksüz, bîkes ve sahipsiz kalakalmıştır'' (samiha ayverdi)
bîkeslik: kimsesizlik, gariplik, yalnızlık. ''biçare neriman o anda bir gariplik, bir bîkeslik hissetti'' (hüseyin r. gürpınar)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap